Devlet Bahçeli’nin MHP’siyle R.Tayyip Erdoğan’ın AKP’sinin ittifak yapmasıyla bir yerel seçim yaşadık. Bu yerel seçimde projelerden çok, her iki liderin beka söylemlerini ve ayrıştırıcı söylemlerini dinledik. Ülkemiz kurulduğu günden beri bir beka sorunu olduğunu biliyoruz. Fakat bunu hiçbir lider korku pazarlama olarak siyaset gündemine getirmedi. Eğer AKP ve MHP’nin dışındakiler bu ülkede beka sorunu oluşturuyorsa o zaman yapılacak şey belli değil midir? Hukuk görevini yapar, beka sorunu oluşturan mahfiller devre dışı bırakılır. Ama siz bunu sadece oy almak için korku pazarlamaya dönüştürürseniz o zaman bu ne İslami ne de insanidir.

Bugün Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıya Bahçeli’nin; “"Nereye, nasıl gideceğini araştırmalı; o adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen! Siz yüzde 9 oy aldığınız yere Mehmetçiğin cenaze namazına katılmak için gitmeyi düşünüyorsunuz. Ama orada karşılaşacağınız bir olayı neyle izah edeceksiniz?” sözleri beka sorununu dillendiren ve bu konuda kaygıları olan bir liderin söyleyeceği sözler olmamalı. Resmen ülkeyi siyasi gettolara ayırıyor. Az oy aldığınız yere gitmeyiniz demeye getiriyor. Ülkenin bekası için siyasetçilerin kullanacağı dilin hiç önemi yok mudur? Bu ülkeyi birleştirecek olanda ayrıştıracak olanlar da siyasetçiler değil midir?

Bugün CHP’yi ve Saadet Partisini terörle ilişkilendirenlerin geçmişinde HDP ile ne kadar ilişkilidir?   Abdullah Öcalan’ın idam edilmesini engelleyen olayı hatırlayalım. Devlet Bahçeli TBMM Adalet Komisyonu’nda bulunan beş MHP’li üyeyi çekmesi idamın kalkması o komisyondan geçmeyecekti. Dolayısıyla Apo’yu idamdan kurtaran Devlet Bahçeli’dir. Bunu Sebahattin Önkibar’ın yazdığı “Devlet Bahçeli ve ülkücüler hakkında her şey” adlı kitabında bahsetmektedir. Bu kitap Bahçeli tarafından toplatılmıştır. Önkibar kitabında şöyle devam ediyor:

Mehmet Gül:

“Bu yapılan çılgınlık… Derhal hükümetten çekileceğimizi açıklayalım. Bu şekilde hem oynanan oyunu bozar hem de ilk seçimde tek başına iktidar oluruz.”

Bahçeli Mehmet Gül’e şu karşılığı verdi: “Bu konuda bir söz daha edersen seni MHP’den atarım”

Bahçeli'nin tasarının komisyonda görüşülmesine sırasında MHP'li milletvekilleriyle iki saat ikna toplantısı yaptığını savunan Mustafa Elitaş, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ve bazı MHP'lilerin laf atması üzerine "Eğer rahmetli Mehmet Gül mezarından çıksaydı, onun karşısında utanırdınız. Mehmet Gül, Adalet Komisyonunu ağlayarak terk etti. Kaderin cilvesine bak Apo'yu affetmek bize nasip olacakmış diye ağlayarak gitti. Sizde hakkı var Mehmet Gül'ün... Onun hesabını nasıl vereceksiniz" karşılığını verdi. Mustafa Elitaş, elindeki tutanaktan idamın kaldırılmasına ilişkin düzenlemeye ret ve kabul oyu kullanan milletvekillerinin isimlerini tek tek okumaya başladı. MHP’li milletvekillerinin tepki göstermesinin ardından Akşener birleşime ara verdi. Bütün bu yaşanan gerçekler tarihte yerini almış ve araştırıldığında karşınıza çıkacaktır. Ama biz yaşananları çabuk unuttuğumuzdan ve medyanın algısıyla yönlendirildiğimizden gerçekleri göremez hale geldik/getirildik.

Bahçeli kısa bir süre önce, “Ahmet Türk hasta tahliye edilmeli” dedi, iktidar onu kırmadı ve serbest bıraktı. Hasta denilen Ahmet Türk, belediye başkanı seçildi. Kılıçdaroğlu’na; mealen “yüzde 9 oy aldığın yerde ne işin var” diyen Bahçeli, Baykal'a Van'daki yumurtalı saldırı ile kapatılan DTP'nin eski Genel Başkanı Türk'e Samsun'daki yumruklu saldırıyı kınıyordu.

Aslında her siyasetçiye yapılan saldırıyı kınamak en doğru olanıdır. Bugün bir beka sorunu varsa ve şehitlerimiz hala gelmeye devam ediyorsa, siyasetçilerin yapmış olduğu yanlışlıklar ve hataları da irdelememiz gerekmiyor mu?

Biz siyasetçilerden beklediğimiz ülkemizde beka sorununu yaşatmayacak önlemler almak değil midir? Kalkıp HDP’nin PKK’nin siyasi uzantısı olduğunu en yetkili ağız söyleyecek ama nedense hukuk devreye girmeyecek ve hazineden 92 milyon para ödenecektir. Eğer bu parti kapatılmış olsa en azından yeni bir parti kursalar bile yeni parti seçim yardımı alamayacaktır. Dolayısıyla bu para hazinede kalacaktır. Muhalefeti, HDP ile işbirliği ile suçlayıp; bunu sahalarda ayrıştırıcı dil olarak kullanıldığında bir takım olayların tetiklenmesine neden olmaz mısınız? Bu ülke bizim ve vatanın bölünmez bütünlüğü bizim için çok değerli. Gerekirse bu uğurda savaşırız.

Siyasilerin dillendirdiği beka sorunu bizim için de önemlidir. Ama bunu siyasetçilerin korkutmak ve oy almak için kullanmasına da karşıyız. Ne önlem alınacaksa alınır vatandaş olarak da biz bu önleme uyarız.