T 24 yazarı Çiğdem Toker ''Kamu tasarrufunda farkı ne yaratacak?'' başlıklı makalesinde tasarruf tedbirlerini sorguladı:
Ne temsil, tören harcamalarında ne kırtasiyede ne araç kiralamalarında tasarruf sağlanmış değil. Peki bundan sonra ne değişecek de kendilerinden tasarruf beklenen bürokrasi bu plana sadık kalacak?
Kamuda yeni başlatılacak tasarruf önlemlerine ilişkin haberler çoğalıyor. Makam ve hizmet araçlarının yanı sıra, yatırımlar ve bütçedeki diğer harcama kalemlerinin de tek tek gözden geçirilip, giderlerin özelliğine göre kuralların belirleneceğini okuyoruz.
Yeni dönemdeki tasarruf konusunda "tedbir" değil "plan" sözcüğünün kullanılması dikkat çekiyor. Yani bir defalık ya da kısa dönemli değil, daha geniş bir zamana yayılacak bir politika kastediliyor. Bu, çok anlaşılabilir bir terminoloji farkı. Zira, Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanlığı'na getirilmesi ve onun da göreve gelir gelmez tasarruf genelgesini yeniden tedavüle sokmasının üzerinden neredeyse bir yıl geçti.
Kamu kuruluşlarının Şimşek imzalı o genelgede özen gösterilmesini istediği konularda ve harcama kalemlerinde arzu edilen sonuç alınmamış olmalı ki, bugün yoğun biçimde tasarruf planı tekrar gündeme geldi. O zaman da şu soruyu sormak ve cevabını beklemek de kamuoyunun hakkı:
Yaptırım mı uygulanacak?
Yeni dönem tasarruf planında, geçen sene verilen tasarruf tedbirleri talimatından farklı olarak uygulamayı sağlayacak ne olacak? Ne temsil, tören harcamalarında ne kırtasiyede ne araç kiralamalarında tasarruf sağlanmış değil. Peki bundan sonra ne değişecek de kendilerinden tasarruf beklenen bürokrasi bu plana sadık kalacak?
Bir yaptırım mı uygulanacak? Devlet memurlarına ilişkin mevzuattaki disiplin hükümleri mi işletilecek söz gelimi? Yeni dönem tasarruf planı, hazırlık ve taslak aşamasından çıkıp yürürlüğe girerken, bu soruların da cevaplanması aydınlatıcı olur. Yani Bakan Şimşek'in bürokrasiye tasarruf talimatının bir yıl öncesine göre daha etkili olmasını sağlayacak bir mekanizma kurulacaksa, saydamlık açısından yayımlanması beklenir.
İhalelerde tasarruf nasıl olacak?
Yeni dönemde uygulanacağı belirtilen tasarruf planında dikkat çeken diğer bir ayrıntı "doğrudan temin" yöntemine mercek tutulacağı. Kamu idarelerine, ihalelerle kıyaslandığında daha kolay satın alma yolu olarak tanımlanan doğrudan temin, büyük tutarlara ulaşıyor. Bu konuda bir sınırlama ihtiyacının duyulması, suistimal ihtimalini akla getiriyor. Gerçekten de klasik bir ihale yöntemi olmayan doğrudan temin, son yıllarda kamu kuruluşları ve yerel yönetimlerin yoğun tercih ettiği bir usule dönüştü. Normalde kırtasiye, elektrik malzemesi vb gibi küçük ölçekli gündelik gereksinimler için başvurulan doğrudan teminde sınırlama ve denetim önem taşıyor. Çünkü doğrudan temin bir yana, Kamu İhale Kanunu'na tabi ihale usullerinde dahi, yapılan hatalar Sayıştay uyarılarına karşın tekrarlanıyor. Bazı inşaat yapım ihalelerinde yargı kararları bile kamu kuruluşunun, özellikle 21/b usulüyle yaptırılan ihalelerde, tekrarına engel olmuyor.
Kamuda yeni bir dönem açılacak ve yeni bir tasarruf planı uygulanacaksa işe kamu ihalelerindeki usulsüzlükler ile KÖİ projelerinde "kalem oynatma", ek sözleşme, zeyilname, erteleme gibi yollarla müteahhit şirketler lehine, kamu aleyhine olan işlerden başlamak zorunlu. Tabii buna politik olarak gücün ne kadar yeteceği su götürür. Politik güçten kastım; makro ekonomide tam yetki verilen Bakan Şimşek'in, maliye politikalarının alt kalemlerinde aynı manevra alanının sağlanıp sağlanmayacağı.
Nihayetinde trilyonluk kamu kaynağının döndüğü kamu ihaleleri ve KÖİ projelerinde köklü kararlar söz konusu olduğunda, son sözün Cumhurbaşkanı Erdoğan'da bittiğini dünya alem biliyor. Tasarrufun lafta kalıp kalmayacağını belirleyecek hakiki unsur da bu.