Küresel piyasalarda geçen hafta kayıp yaşayan dolar kuru Türkiye’de yükselişini sürdürdü. Kurdaki artış bankalararası piyasada müdahale ile sınırlı olurken Kapalı Çarşı’da 20 TL’yi aştı. Aradaki fark yüzde 3’e çıkarken uzmanlar bunun seçime kadar yüzde 5’i bulacağını söyledi. Fiyatlandırmaların Kapalı Çarşı’daki kur üzerinden yapıldığını belirten ekonomistler ‘’Bankalararası döviz piyasasının, piyasa ile alakası kalmadığı gibi etkisi ve yansıması yok’’ dedi.

Türkiye’de son dönemde peş peşe yapılan faiz indirimleri, dünyada genel geçer uygulanan ekonomik politikaların tersi uygulamalara geçilmesi döviz kurlarında rekor yükselişlere neden oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) TL’deki kayıpları engellemek için çeşitli araçları devreye alsa da kurlarda yükselişi durduramadı. Dolar geçen hafta tüm para birimleri karşısında düşerken, euro/dolar paritesi 1,10755 ile bir yılın zirvesine çıktı. Küresel piyasalarda kaybeden dolar Türkiye’de yükselişini sürdürdü. Böylece serbest piyasa ile makas açıldı.

Kapalı Çarşı’da dolar 20 liranın üstünde satılırken, bankalar ise 19 lira seviyelerinden işlem yaptı. Euro ise aynı şeklide çarşıda 22 lira seviyesine kadar ulaştı. Dün Merkez Bankası saat 14.00’te dolar kurunu 19.39- 19.41 arası açıklarken, bankalararası piyasada dolar kuru 19.38 civarında bulunuyordu. Serbest piyasada dolar kuru 20 lira civarında seyretti. Serbest piyasa ile bankalararası piyasa arasındaki fark yüzde 3’e kadar çıkarken uzmanlar bunun seçime kadar yüzde 5’i bulacağını söyledi.

Serbest piyasadaki döviz kuru ile bankalararası döviz kuruna ilişkin KARAR’a değerlendirme’de bulunan Ekonomist Doç. Dr. Oğuz Demir bankalararası piyasadaki kurun 19.40’larda olduğunu belirterek buradaki işlemlerin Merkez Bankası kontrolünde olduğu için kurun bu civarda olduğunu belirtti. Asıl gerçek kurun Kapalı Çarşı’da olduğunu söyleyen Oğuz Demir ‘’Fiyatlandırma genel olarak Kapalı Çarşı kuru üzerinden yapılıyor. Çünkü gerçek kur asıl oradaki kur çünkü Kapalı Çarşı’dan alıyor. Şu anda Kapalı Çarşı’da muhtemelen alış kuru 20 liraya gelmiş durumda satışta daha fazladır. Bankalararası döviz piyasanın, piyasa ile alakası kalmadığı gibi etkisi ve yansıması yok’’ dedi.

‘DÖVİZ PİYASASININ BİR ETKİSİ VE YANSIMASI YOK’

Karar'dan Sacide Demir'in haberine göre, Serbest piyasadaki döviz kuru ile bankalararası döviz kuruna ilişkin  değerlendirme’de bulunan Ekonomist Doç. Dr. Oğuz Demir bankalararası piyasadaki dolar kurunun 19.40’larda olduğunu belirterek buradaki işlemlerin Merkez Bankası kontrolünde olduğu için kurun bu civarda olduğunu belirtti. Piyasada uygulanan ‘tebbirlere’ değinen Demir ‘’İş piyasaya döndüğünde çok sayıda düzenleme getirdiler. Vergisi ayrı geldi, bankalara düzenlemeler getirdiler döviz tutanlarla ilgili, döviz satışı ile ilgili yine kumanda ile belirledikleri kurun altına indirmeyin denildi. Bütün bu düzenlemeler üst üste konduğunda ortaya döviz ihtiyacı çıktı. Özellikle de ithalatçının. Zaten açık veren bir ekonomi var. Dolayısıyla Kapalı Çarşı’da ikincil bir piyasa oluşmuş durumda’’ dedi.

Asıl gerçek kur Kapalı Çarşı’daki kur olduğunu söyleyen Oğuz Demir ‘’Fiyatlandırma genel olarak Kapalı Çarşı kuru üzerinden yapılıyor. Gerçek kur oradaki kur çünkü Kapalı Çarşı’dan alıyor. Şu anda Kapalı Çarşı’da muhtemelen alış kuru 20 liraya gelmiş durumda satışta daha fazladır. Bir de öte taraftan gidip Merkez Bankası’na açıklama yapıyorsunuz o parayı neden aldığınıza dair. Açık söylemek gerekirse benim anladığım şu: Aslında bankalararası döviz piyasasının piyasa ile alakası kalmamış. Vatandaşa etkisi, yansıması yok. Somut düzenleyici piyasa etkisi yok. Döviz bürolarında Kapalı Çarşı’da insanlar döviz ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor, sınırlı arzla o da fiyat yükseltiyor’’ şeklinde konuştu.

‘BANKALAR DA ÇARŞI İLE DOLAR SATIŞ FİYATLARINI EŞİTLEMİŞ’

İris Cibre Merkez Bankası’nın döviz taşıma iddialarına ilişkin KARAR’a yaptığı değerlendirmede ‘’Açıkçası ben o habere katılmıyorum. Merkez Bankası’nın yabancı döviz banknotlarına baktığımız zaman yaklaşık 2 aydır bir de düşüş var, toplamak yerine yabancı banknot miktarı düşmüş. Merkez Bankası’nda şu olabilir, bankalarda döviz satın alanlar fiziki olarak çekiyordur ve fiziki talep bankalardan Merkez Bankası’nın topladığı banknot miktarının 2 katıdır. Ancak ben bunu çok olası bulmuyorum. Dolayısıyla Merkez Bankası doları Çarşı’dan alıyor çok olası değil. Net hata noksan kalemi girişleri son ayda bir giriş gerçekleşmedi. O dönemde efektif dövize artışı birebir uyumluydu’’ ifadelerini kullandı.

Cibre serbest piyasadaki dolar kuruna ilişkin yaptığı açıklamada ise ‘’Bankalar da Çarşı ile dolar satış fiyatlarını eşitlemiş. 3 bankaya baktım dolar/TL 19.97-20.05 arasında. Bankadan al, Çarşı’da sat, arb imkanını kapatmışlar. Halbuki Merkez Bankası’nın bankalara koyduğu minimum fiyat 19.85’ti’’ dedi.

‘TÜRKİYE SÜREKLİ KRİZİN EŞİĞİNDE İZLENİMİ VERİYOR’

Seçime sayılı günler kalırken, seçim sonrası uygulanacak ekonomi politikası merak ediliyor. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kazandıkları takdirde yeni yönetime olan güvenle yabancı yatırımcının da geri döneceğini belirtiyor. İngiliz ekonomist Timothy Ash da bu iddiaları dillendirenlerden birisi. Ash, geçen haftalarda sosyal medyada bir paylaşımında CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanması durumunda Batılı finansmanın Türkiye’ye yeniden akacağını söylemişti. Merkezi Londra’da bulunan Bluebay Varlık Yönetimi Şirketi’nin gelişen piyasalardan sorumlu kıdemli stratejisti Ash, yabancı kurumsal yatırımcının piyasadaki yatırımının 140 milyar dolardan 20 milyar dolara gerilediğini belirtti.

Cumhuriyet’ten Elçin Poyrazlar’a konuşan Ash, ‘’Türkiye’deki parasal ayarlar nedeniyle güven duymuyorlar. Türkiye’ye yönelik olumsuz oranlar var ve sürekli krizin eşiğinde izlenimi veriyor. Bu ortamda Türk Lirası’na bağlı varlıklara yatırım yapmayı savunmak oldukça zor’’ dedi. Muhalefet kazanırsa ikinci batı ile balayı yaşanacağını söyleyen Ash ‘’Batılı yabancı büyük bir sermayenin Türkiye’ye akacağını göreceğiz. Muhalefet bu yatırımcı rüzgârını arkasına alacak. Mali kurallarda Ortodoks politikalara dönmek oldukça önemli. Ancak benim endişem altı partiden oluşan bir koalisyonun ülkeye siyasi istikrar getirip getirmeyeceği” diye konuştu. Erdoğan’ın kazandığı ihtimali de değerlendiren Ash öncelikle TL’nin değer kaybedeceğini, seçimler için kurun değerinin yönetildiğini ve Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yükseltmek zorunda kalacağını söyledi.

TL’DEKİ ZAYIFLIK TÜRK FİRMALARI ÜZERİNDE BASKI OLUŞTURUYOR

Uluslararası derecelendirme kuruluşu S&P tarafından yayımlanan bir notta analistler, Türk bankalarının risk altında olduğunu belirtti. Kuruluş, temel durum senaryosunun, Türk bankalarının dış finansmana erişimini sürdüreceğini, ancak hükümetin ödeme dengesinden kaynaklı risklere sahip olması sebebiyle yenileme oranlarında ılımlı bir düşüş olacağını aktardı.

S&P analistleri notta, Türk bankalarına yönelik risklerin altını çizerek “Türk bankalarının, olumsuz piyasa duyarlılığına, artan riskten kaçınmaya, küresel likiditedeki düşüşlere ve yüksek finansman maliyetlerine karşı özellikle savunmasız olduğunu düşünüyoruz.”Ülkenin bankaları, emlak fiyatlarındaki artış ve hiperenflasyon ortamında son derece uyumlu para politikası gibi son yıllarda oluşan ekonomik dengesizliklerin çözülmesine de önemli ölçüde maruz kalmaya devam ediyor” ifadelerine yer verdi.

Yayımlanan notta özellikle, Türk lirasındaki zayıflığın, Türk firmalarının kredi değerliliği üzerinde de baskı oluşturduğu ifade edildi.