“IMF sadece borcun sürdürülebilir olduğunu düşündüğü ülkelere borç verebilir. Bu kuralı yıkmayacaklar, bu nedenle birçok ülke için IMF rolünün borç yeniden yapılandırmasının gerekli olduğu bir koşulla birlikte gelmesi gerekecek” diyor Jackson.

Koronavirüs krizi dünyadaki gelişmekte olan ekonomilerde derinleştikçe, çökmekte olan para birimleri, düşen emtia fiyatları, ihracat kazançları ve turizm gelirleri, birçok hükümetin finansman planlarını zorlarken borç ödeme sorunları yaratıyor.

Zambiya çoktan danışmanları borçlarını yeniden yapılandırmaya çağırırken, Ekvator üç dolarlık tahviller için kupon ödemeleri yapmak için daha fazla zaman istedi. Birçok analist, bu girişimlerin henüz daha başlangıç olduğuna inanıyor.  Tunus, Bahreyn ve Angola, önümüzdeki aylarda sınır ötesi borçlarında yaklaşan ödemeleri karşılayamayacağından korkulan diğer gelişmekte olan ve sınırdaki ülkeler arasında yer alıyor.

Gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin dolar karşısındaki değer kaybı dolar borçlarının servis maliyetini keskin bir şekilde artırdı ve finansal olarak daha zayıf devletler için ciddi bir tehdit oluşturdu.

Capital Economics’ten ekonomist William Jackson “Koronavirüsü kontrol altına alacak küresel önlemlerin etkisi bu yıl gayri safi yurtiçi hasılada ciddi bir düşüşe yol açacak; üretimdeki çöküş, sermaye çıkışlarındaki artış ve emtia fiyatlarındaki düşüş, krizi daha da kötüleşiyor ve toparlanma yavaşlıyor ”dedi.

Morgan Stanley baş ekonomi danışmanı Reza Moghadam, gelişmekte olan pazarların “2008 küresel krizinden büyük ölçüde hasar almadan çabucak toparlandıklarını, ancak bu sefer çok şanslı olmayacaklarını” ve uluslararası finansa erişebilmelerinin muhtemelen “önemli stres” altına gireceğini söyledi .

Salgından önce bile, birçok gelişmekte olan ülke, dünyanın tarihsel olarak en düşüklerde seyreden faiz oranlarına rağmen borçlarını ödeyebilmek için mücadele ediyordu. Küresel yatırımcılar son yıllarda daha çaresizce getiri arayışına girdiklerinde, eurobond piyasaları, tarihsel olarak kamu borç piyasalarına erişemeyen düzinelerce fakir ülkeye açıldı ve bu da borçlanmaya neden oldu.

Oxford Economics’e göre, gelişmekte olan ekonomilerin GSYİH’lerine oran olarak borç servis maliyetleri 2005’ten bu yana en yüksek seviyelerine yükseldi. Ekim ayında IMF, 2014 kadar yakın bir zamanda hiç sorunu olmayan 70 sınır ekonomisinden 34’ünün borç sıkıntısına düşme riskinin “yüksek” olduğu veya sıkıntılı olduğu konusunda uyardı.

Capital Economics’e göre en çok risk altındaki ülke Zambiya; brüt dış finansman ihtiyacı – vadesi gelen dış borcu, kısa vadeli borç üzerinden kupon ödemeleri ve gelecek 12 ay içinde cari açığı kapatması için gereken dolar, döviz rezervlerinin yüzde 172’si.

Dış borç sahipleriyle 83 milyar dolarlık borcu yeniden yapılandırma görüşmelerine devam eden Tunus, Bahreyn ve Arjantin, sırasıyla GSMH’ye oran olarak yüzde 158, 153 ve 133 rakamlarla çok farklı değil. Afrika ve Orta Doğu ülkeleri söz konusu sıkıntılara en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyor; Angola, Gana, Umman ve Güney Afrika’nın da GSYİH’nın en az yüzde 90’ı kadar dış fonlama ihtiyacı var.

Jackson, “Bu ülkelerin çoğunun oldukça küçük iç finans sektörlerine sahip olması göz önüne alındığında şaşırtıcı değil, bu nedenle yerel olarak borcun artırılması çok daha zor ve bu ülkelerin çoğunun bir süredir yüksek cari işlemler açığı var” dedi.

Moody’nin tarafından yapılan ayrı analizlere göre, Fiji ve Bahreyn de baskı altına girebilir. Her ikisinde de, kupon ödemeleri veya cari hesap açıkları dikkate alınmaksızın, önümüzdeki yıl vadesi dolacak dış tahviller borcu, döviz rezervlerinin yaklaşık yüzde 21’ine karşılık geliyor. Karadağ, Sri Lanka, Hırvatistan ve Honduras da risk altında.

Moodys ülke risk yönetim müdürü Marie Diron, “Bunlar genellikle geleneksel olarak imtiyazlı borca dayanan sınır pazarlardır. Normal bir yılda bu [yeniden finansman gereksinimleri] gayet normal olurdu ama şimdi; özellikle zor bir ortam.”

Bazı ülkeler hafifletici düzenlemeleri güvence altına almayı başarmakta.  Fiji, Asya Kalkınma Bankası’ndan bir kredi müzakere ediyor, Sri Lanka Çin Kalkınma Bankası’ndan 500 milyon dolar temin etti, Karadağ’ın Dünya Bankası’ndan bir garantisi var ve sıkıntı yaşarsa Bahreyn’in Suudi Arabistan tarafından kurtarılması bekleniyor.

Buna rağmen, Morgan Stanley “birkaç [GOÜ] ülkenin dayanıklı göründüğünü” söyledi.

Stres testi – turizm gelirinin sıfıra düşmesi ve yabancı portföy yatırımlarının üçte birinin kaybı gibi varsayımlar dahil – resmi döviz rezervlerinin Bahreyn ve Ekvator’daki dış finansman ihtiyaçlarının sadece onda birini karşılayacağını gösteriyor. Türkiye, Güney Afrika, Şili, Endonezya ve Macaristan da dahil olmak üzere diğer gelişmekte olan ülkelerde ise döviz rezervleri yetersiz.

Birçok ülkenin yardım için Dünya Bankası’na veya IMF’ye başvurması bekleniyor; 85 ülke, kısa vadeli acil yardım için ikincisine yaklaştı bile ve sayı olarak IMF ile temasa geçen gelişmekte olan ülkeler 2008 mali krizinden sonra yardım isteyenlerin iki katı.  Temaslar sonrasındaysa, kurumların bu ayın sonlarında yapılacak ilk toplantılarında bazıları için kurtarma anlaşmalarını açıklaması bekleniyor.

Bununla birlikte, bazı ülkeler IMF’ye başvurmak konusunda isteksiz.

Jackson, “Türkiye veya Güney Afrika gerçekten sorunla karşılaşırsa, IMF’ye gitmeleri çok zor olur” dedi.

Hükümetler IMF veya Dünya Bankası gibi borç verenlerden yardım alsalar bile, özel alacaklıların hala kapıda olması muhtemel.

“IMF sadece borcun sürdürülebilir olduğunu düşündüğü ülkelere borç verebilir. Bu kuralı yıkmayacaklar, bu nedenle birçok ülke için IMF rolünün borç yeniden yapılandırmasının gerekli olduğu bir koşulla birlikte gelmesi gerekecek” diyor Jackson.

Kaynak: ParaAnaliz