Değerli okurlarım en son haftaya görüşürüz diyerek ayrılmıştık. Ancak nerden bilebilirdik ki ailecek Covid-19 ‘a yakalanıp canım babaannemi ahirete yolcu edeceğimizi. İkindi vakiti uykuya dalıp uyanamamak varmış kaderinde…Ne zor bir imtihan… Kabullenmekte zorlandığımız en zor olgu ölüm olsa gerek. Oysa ki yeryüzünde her gün binlerce insan ölüyor. Bu gerçek ne kadar açık ve net olsa da insanın aklı almıyor. Rabbim cennetinde kabul etsin bu dünyadan göçen tüm sevdiklerimizi. Daha vedalaşamamıştık bile. Konuşacak ne çok şeyimiz vardı oysaki. Ardında bir çanta dolusu ilaç kutusu ve birkaç küçük eşya bıraktı giderken canım babannem. Hüzünlü ve yalnız hayatına son noktayı sessizce bıraktı ve arzu ettiği gibi ayrıldı aramızdan, uyudu ve uyanamadı. Bir üst sokakta olmasına rağmen ne cenazesini görebildik ne de defin işleminde bulunabildik. Çok acı bir tecrübe… Evet hepimiz bir gün öleceğiz kabul, ama vedalaşmadan ayrılmak çok zormuş. O yüzden sevdiklerimizi arayıp onlarla güzel duygularımızı paylaşmak onların kıymetini hayattayken bilmek çok önemliymiş. Covid-19 bizim ailemizden de bir can alalı 1 yıl oldu ama hatırladıkça yüreğim sıkışır, gözlerim dolar... Mekanın cennet olsun canım babaannem, Necla annem. Sevgili dostlarım 1 yıldır elim yazmaya varmadı. Ölümden daha büyük bir gerçek var mıdır? Ancak bu hastalıktan korunmanın ve kurtulmanın bir yolu varsa bunu bilmek ve paylaşmak büyük sorumluluk olsa gerek. İşte bu yüzden kaldığımız yerden yazmaya devam edeceğim. Haftaya Dahiliye ve Nefroloji uzmanı Prof. Dr. Mahmut İlker Yılmaz’la geçen süreci ve yeni varyantlardan korunma yollarını konuşacağız. Evet aslında bir yol var...Haftaya görüşmek dilegiyle... Sevgiyle kalın...