ABB Başkanı Mansur Yavaş, katıldığı canlı yayında Hatay Havalimanı'nın deprem sonrası onarılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yavaş, "İGA bizim ismimizi silerek görseller yayınladı. Durduk yere polemik konusu oluyor bunlar. İGA'nın sanki biz yokmuş gibi davranması o insanların emeğine yazık." dedi. Yavaş, İGA'nın sosyal medyada paylaştığı fotoğrafları da tek tek gösterdi.
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen iki büyük depremde Hatay Havalimanı da büyük hasar görmüştü. Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Hatay Havalimanı'nın onarılmasına ilişkin katıldığı Habertürk'te katıldığı canlı yayında açıklamalarda bulundu. İGA'nın ABB'nin ismini silerek çalışmaları üstlendiğini belirten Yavaş, İGA'nın paylaştığı fotoğrafları tek tek göstererek "İGA bizim ismimizi silerek görseller yayınladı. Durduk yere polemik konusu oluyor bunlar. İGA'nın sanki biz yokmuş gibi davranması o insanların emeğine yazık." ifadelerini kullandı.
Yavaş'ın gündeme ilişkin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"KİMSEYE BİR KÖTÜLÜK YAPMADIM Kİ KORUMAYLA GEZEYİM"
Korumayla gezmek beni rahatsız etmiyor. Kimseye bir kötülük yapmadım ki korumayla gezeyim gibi bir mantığım var. Gençler bizi örnek alacaksa böyle alsın.
"BÖLGEDE HALA ÇADIR YOK"
İtfaiyeyi aradım, beni evden almaları için ekipleri aradım. Derhal belediyeye gittim. Sonra kriz masasını topladık. Saat 06.20'de itfaiye ekibimiz deprem bölgesine gitmek için hazırdı. AFAD'a haber gönderdim. Telefonda bize dönmemeye başladılar. Sonra ekipleri gönderdik. Arkalarından biz gittik gördük, gerçekten çok korkunç bir durum vardı. Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş'ta tablo kötüydü. Elbistan da öyle. Daha sonra tekrar gittik. Vali beye sordum 'eşleştirilmiş şehir neresi' diye. İş makinesiyle Hatay, personel yönüyle Kahramanmaraş dedi. Hala bizim Hatay'da ekibimiz var. Kahramanmaraş'ta 15 gün kaldım. Her tarafı tekrar tekrar gezdik. Hatay'ın ikinci depreminde yine gittik. En son sayın genel başkanımızla Malatya üzerinden tekrar Kahramanmaraş'a geldik. Ertesi gün sayın Akşener'le çadırları gezdik.
Bölgede hala çadır yok. AFAD'ın çadırları hep yolların kenarında, çukurlara konmuş. En ufak bir yağışta hepsini sel basacak. Konteyner ihtiyacı çok fazla. Ben şunu gördüm. Evet deprem büyük. Bizim bunlardan ders çıkarmamız lazım.
"BİR TARAF KIYAFET BEKLERKEN DİĞER TARAFTA İSRAF VARDI"
Şu anda Kahramanmaraş, Elbistan ve Hatay'dayız. Adıyaman Gölbaşı'ndayız. Her yere yetişmeye çalışıyoruz. Hala çadır, barınma ihtiyacı var. Bazı yerlerde su sıkıntısı oluyor. Şanlıurfa'ya talep ettiler hemen gönderdik. Bugün küçük iş makinelerimiz var. Mini golf arabaları gibi. Bunlarla harfiyat temizleniyor. İstediler, gönderdik. Böyle olmalı. Seve seve gidiyoruz. Oradan bir can kaynağı kurtarmak bir gurur kaynağı. Elazığ'dan kurtardığımız depremzedeyle hala konuşuyorlar. Bu mutluluk veriyor insana. Gidiyoruz, Kahramanmaraş'a, bize teşekkür ediyorlar. Bütün Türkiye, sivil toplum kuruluşları, belediyeler ayaktaydı. Hepsi bir şey yapmanın çaresini arıyorlardı. Dedim ki depremzedelere 'Bize teşekkür edecek bir şey yok. Allah korusun Ankara'da böyle bir şey olsa biliyoruz ki, siz bizim yanımızda olacaktınız.' Binlerce TIR gitti ama şehre giremiyor, ambulanslar çıkamıyor, iş makineleri geçemiyor. Kendi başına TIR'ı doldurmuş. Yolların kenarına bırakılmış. Bir taraf kıyafet beklerken, susuzluk çekerken orada israf oluyor.
"İGA BİZİM İSMİMİZİ SİLEREK BU GÖRSELLERİ YAYINLADI"
Organizasyondan dolayı yapamadıkları için gecikti. Sadece biz değil, Etimesgut Belediyesi'nin de bir aracı var. Cumhurbaşkanı 'yalan söylüyorlar' dedi. İGA bizim ismimizi silerek bu görselleri yayınladı. Cumhurbaşkanına yalanı kim söylüyor Allah aşkına. Kim söylüyorsa cezalandırılması lazım. Bizim Twitter'da 'havaalanındaki molozlorı temizliyoruz' dedik. Bize 'siz kimsiniz ki havaalanı yapıyorsunuz' dendi. Biz orada betonları onarıyoruz. Bunun yapılmayacak bir durumu yok ki. Durduk yere polemik konusu oluyor bunlar. İGA'nın sanki biz yokmuş gibi davranması o insanların emeğine yazık. Sonra başka belediyeler de geldi. Gereksiz bir tartışmaydı.
"OKUL VE İŞ YERİ SORUNU ÇÖZÜLMELİ"
Deprem sonrası Ankara'ya 230 bin göç olduğu söylendi. Öğrenim nedeniyle çok geliyorlar. Deprem bölgesinde en fazla bizden talep edilen şey okuldu. Okul açılmazsa gitmek zorunda kalacaklarını söylediler. Okul ve iş yeri sorununun bir an evvel halledilmesi lazım. Fabrikanın yanına konteynerlerin konulup işçilerin güven içinde kalacakları yerin sağlanması lazım. Yoksa depremin verdiği zarar kadar ekonomik zarar da ayrıca ortaya çıkar.