Cumhurbaşkanı’nın ‘Siz yetkiyi verin, ondan sonra faizle, şununla bununla nasıl uğraşılır görün’ vaadinde bulunduğunda 4 TL olan dolar beş yıl sonra 20 lirayı aştı. Enflasyon da devletin dışarıya ödediği faiz de tarihi rekorlar kırdı. Ekonomi uzmanları ‘Bu gidişin sonu hepimiz için uçurum’ uyarısı yaparken muhalefet sözcüleri kararsız seçmene seslendi: 28 Mayıs köprüden önce son çıkış.

MUTFAKTAKİ YANGIN EVİ SARDI EKONOMİ ALARM SİNYALİ VERİYOR

Türkiye seçime giderken ekonomik kriz alarm veriyor. Sandığa bir gün kala mevcut tablo mutfaktaki yangının bütün evi sardığını ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Verin yetkiyi görün etkiyi” vaadi sonrası beş yıllık sürecin ardından Dolar dün itibariyle 20 lira bandını aştı. ‘Tek haneye düşecek’ denilen enflasyon resmi rakamlarla bile rekor seviyeye çıktı. Kur Korumalı Mevduat’ta dövize verilen faizin yüzde 40’lara ulaşması da bir başka tehlike işareti oldu.

16 YILDA ÖDENEN FAİZİN TOPLAMI SON İKİ YILDA ÖDENDİ

Karar'ın manşetinde yer alan habere görei Faiz sebep’ denilerek tabelada en dibe çekilen faiz, piyasada son beş yılın zirvesine ulaştı. Risk priminin yükselmesiyle de Türkiye’nin borçlanma maliyeti arttı. AK Parti’nin ilk 16 yılında ödenen faizin toplamı yalnızca 2022 ve 2023’te ödendi. Hatalı politikalarla oluşan tablo, sandıkta en önemli kriterin ekonomi olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. 28 Mayıs’ta seçmenin ‘Ya onarım ya daha da kötüye gidiş’ kriterini gözetmesi gerekliği belirtildi.

2705krt01a-tum.jpg

PUTİN’DEN SONRA KÖRFEZ’DEN DE SEÇİM DESTEĞİ

Seçime saatler kala hem Hükümet kanadından hem de muhalefetten uyarıcı açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ekonomimiz çok iyi. Körfez’den para yeni para geldi. Bu da Merkez’i rahatlattı” dedi. En son Putin’den seçim desteği gelirken, bundan önce de Katar, Arabistan ve Azerbaycan gibi ülkelerden akış sağlanmıştı. Muhalefet ise ‘bu yolun sonu uçurum. Verdik yetkiyi gördük etkiyi’ 4 lira olan dolar bugün 20 lirayı geçti yorumunu yaptı.

Türkiye yarın son kez sandığa gidecek. Seçim öncesinde ekonomik kaynakların tek tek tüketildiği iddia edilirken, bugün gelinen noktada swap hariç rezervlerin -76 milyar dolar olduğu konuşuluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘verin yetkiyi, görün etkiyi’ dediğinde 4 lira olan dolar dün 20 lirayı geçti. Enflasyon zirve yaptı, tabela faizleri çakıldı ama piyasada patlama yaşandı. Sandığa 1 gün kala muhalefetin ekonomi kurmayları ‘Bu yolun sonu uçurum. Köprüden önce son çıkıştayız’ dedi. AK Parti’nin ilk 16 yılında ödenen faizin toplamı yalnızca 2022 ve 2023’te ödendi.

Isınan piyasalarla birlikte ekonomide en sancılı dönemlerden biri yaşanırken, kuru tutmak için atılan hamleler bile artık çok karşılık vermiyor. Bir tarafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) attığı adımlar diğer tarafta harcanan rezervler önlem değil sadece geçici çözüm oluyor. Seçim öncesinde tablonun en azından yerinde sayması hedeflenirken, dost ülkelerden gelen swap ve borç paralar da dikkat çekiyor. Daha önce Merkez, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Çin, Güney Kore ve Rusya gibi ülkelerle swap anlaşması imzalamıştı. Rusya doğal gaz ödemelerini ertelemiş, nükleer santral tarafında da birtakım desteklerini açıklamıştı. Bu muhalefet tarafında da cereyan etmiş Rusya’yı Türkiye’nin iç işlerine karışmaması gerektiğini paylaşmıştı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan da önceki gün canlı yayında, Türkiye ekonomisinin çok sağlam olduğunu dile getirdi. Erdoğan aynı canlı yayında “Bu arada yine Körfez’den filan bizim sistemimizin içine para depo eden ülkeler oldu. Yeni. Bu da kısa bir süre için de olsa Merkez Bankamızı rahatlattı” dedi.

27kr04-katar-tr.jpg

‘İKTİDARIN EKONOMİK KRİZİ ÇÖZECEK EKİBİ YOK’

Ekonomideki tablo ağırlaşırken, iktidar kazandığı takdirde mevut politikalarda devam edeceğinin sinyalini veriyor. Uzmanlar ise durumun sürdürülemez olduğunu belirtiyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Prof. Dr. Daron Acemoğlu, yaptığı değerlendirmede ‘’AKP, himaye şebekesini güçlendirmek için rezervleri tüketti ve vaatleri ile harcamalarını büyük ölçüde genişletti. Ülkenin ekonomik çöküşe nasıl dayanacağını bilmiyorum. Maalesef AKP’nin de krizle başa çıkabileceğine dair bir işaret görmüyorum. Çok az kalifiye insan var. Kötü yönetim devam edecek’’ dedi. İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz ise Erdoğan’a oy vermenin ekonominin batmasına izin vermek olduğunu söyleyerek ‘’Türkiye’yi sıkıntılar bekliyor. Kışın rezerv kalmayacak. İthal ettiğimiz gaz, petrol, gıda, ilacın hepsini birden alamayacağız. Devlet bazılarını seçmek durumunda kalacak’’ dedi. KKM’nin sistemi yutacağını belirten TCMB eski baş ekonomisti Hakan Kara ise ‘’KKM patlamaması için her seferinde daha büyük tavizler verilmesi gereken bir bombaya dönüştü. Saatli bomba kontrollü şekilde etkisiz hale getirilmeli. Israr edilirse hoş bitmeyecek’’ ifadelerini kulandı.

‘ŞU AN NAKİT DÖVİZLERİ YOK’

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesi durumunda doların kısa sürede 30 TL olacağını belirterek, “Devletin kasasında ne kadar para varsa tükettiler. Köprüden önceki son çıkış” uyarısında bulundu. Karabat sosyal medya hesabı üzerinden şunları aktardı: “Merkez Bankası’nın şu an nakit dövizi yok. Swaplarla ve emanet alınan paralarla dahi rezervler eksi 200 milyon dolar. Bizim net rezervimiz 4 yıldan bu yana zaten eksideydi. Emanet paralarla artıda gösteriliyordu. Şimdi onlar bile yetmiyor. Swap hariç net rezervi -60,3 milyar dolar! Rezervlerde son 2 aydaki düşüş 25 milyar dolar! Ne kadar harcarsanız harcayın işe yaramıyor. Dolardaki artışı durduramıyor, enflasyonu kontrol altına alamıyorsunuz. Turizm gelirleri sayesinde gemiyi yüzdürmeye çalışıyorsunuz ama o gemi çoktan kayalıklara bindirdi! Bir yıl içinde ödenmesi gereken dış borç 205 milyar dolar! Bunda Rusya’ya ertelenen milyarlarca dolarlık enerji ödemesi yok. Sözleşmeleri gizlenen yap-işlet-devret projelerinin ödemeleri de buna dahil değil.”

‘VARLIKLARIMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN SANDIĞA GİDELİM’

Gelecek Partili Kerim Rota “Yılbaşından bu yana birikimli net döviz satışı 23.4 milyar dolar hesaplanıyor. Bu net tutar. Yani akıl dışı politikaları savunmak için KKM ve ihracatçılardan gelen dövizlere ilave olarak TCMB pozisyonundan satılan tutar. TCMB’ye bu sürede ihracatçıdan 30, KKM den de 30 milyar dolar üzerinde giriş olduğunu tahmin ediyoruz. (Her iki veri de açıklanmıyor) Ancak ülkemizin kaybı nette satılan 23.4 milyar dolar rezerv ile sınırlı değil. Kurlarda oluşan makas nedeniyle ihracatın yapısına ve katma değerine verilen zarar bir yanda. Artan KKM nedeniyle kamunun ödeyeceği muhtemel kur farkları öte yanda. TCMB’nin nasıl siyasileştiği ortada. Net satışlar seçim sürecinin başladığı Mart ayı sonu itibarıyla iyice hızlanmış durumda. 28 Mayıs’ta varlıklarımıza ve Cumhuriyetimizin kurumlarına sahip çıkmak için de sandığa gidelim.” Ekonomist Murat Kubilay da “Dolar kuru bankalararası piyasada 20 TL’yi geçti. Zaten bu fiyattan dolar bulabilen haftalardır yoktu. Bu uğurda aylardır döviz rezervleri heba edildi, yetmedi 144 ton altın rezervi satıldı. Yan etki olarak ithalat rekor kırdı ve döviz almak isteyen alamadı.”

‘NE GELDİYSE SATTI AMA YETMEDİ’

CHP’li Faik Öztrak ise “Erdoğan ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ dedi. İspatlamak için: İhracatçının dövizine el koydu. Bankalardaki dövizi bozdurdu. Mevduata kur garantisi verdi. Döviz satışını saate bağladı. Bankalara telefonla müdahale ettirdi. Ne döviz geldiyse sattı ama yetmedi. Tabela faizini azaltmaya başladığından bu yana, Merkez Bankası kasasındaki net rezerv açığı 50 milyar dolardan 80 milyar dolara geldi. Çakma ekonomistin ülkeye maliyeti çok yüksek oldu. Bu Hükümet yönetme kabiliyetini tamamen yitirmiştir...Türkiye için karar ver: Göreve devamı halinde, bu milleti bankadaki dövizini de çekemez hale getirecek olanlar mı? Yoksa ‘Kral değil kural’ diyen Kılıçdaroğlu mu?” Gelecek Partili Serkan Özcan da “Bir yıl içinde ödenmesi gereken dış borç 205 milyar dolar. TCMB’nin swap hariç net rezervi -60,3 milyar dolar ile tarihin en düşük düzeyinde. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk şirketleri bugüne kadar her şartta borçlarını zamanında ödeyerek bu ülkenin itibarını yere düşürmediler. Bu sayede milletimizi işinden ve aşından etmediler. Korkum o ki, bir kez daha Cumhur ittifakı kazanırsa bu itibar yerle bir olabilir! Biz Millet İttifakı olarak ülkemizin zorluklarla kazandığı bu itibarı koruyacağız.”

‘BU DURUMA 4 SENE ÖNCE GEÇTİK’

Ekonomistler de durumu yorumladı. Ekonomist Ömer Rıfat Gencal “Bu kadar hızlı. Bu kadar büyük. Bu kadar dengesizce bir rezerv erimesi Merkez Bankası tarihinde yok. Üstelik geçmiş yıllarda swaplarla bilanço dışı yükümlülük de yoktu” dedi. Analist Fatih Sezer ise “Merkez Bankası net rezervi son 2 ayda 25 milyar dolar azalmış. Swap ve Hazine mevduatı dahil net rezerv -0,2 milyar dolara inmiş. (Son 21 yılın en düşük seviyesi) Swap hariç net rezerv -60,3 milyar dolar; swap ve Hazine mevduatı hariç güncel net rezerv -76,2 milyar dolar (Şimdiye dek görülmedi)” yorumunu paylaştı. Ekonomist Hakan Kara da “TCMB net döviz rezervinin negatife düştüğüne dair haberler eksik kalıyor. Pratikte net rezerv eksiye geçeli dört yıl oldu. En son veri ile -60,6 milyar dolar. Swaplar bilanço dışı borçtur, net rezerve katılması gerekir. Swapı dahil etmeyen net rezerv hesabı pratikte eksiktir. Öte yandan, kısa vadede müdahale kapasitesi açısından kullanılabilir brüt rezerv daha önemli. Maalesef veri eksikliği nedeniyle bunu tam hesaplamak mümkün değil.” Ekonomist İris Cibre de “18 Mayıs haftası. Swap Hariç Net rezerv -60,3 milyar dolara geriledi. Net Uluslararası rezerv 2002’den beri ilk defa eksiye döndü. -148,9 milyon dolar. 14 Nisan haftasından itibaren satılan altın 10 milyar dolar. Aynı haftadan itibaren döviz müdahalesi 15,6 milyar dolar. Hal-i Pür Melal.”

‘ÖDEMELER DENGESİ KRİZİ GELİYOR

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Merkez Bankası’nın SWAP dahil net rezervinin eksi 0,2 milyar dolar, SWAP’lar düşüldükten sonra eksi 60,3 milyar dolar, Hazine’nin dövizleri çıkıldığında ise eksi 76,2 milyar dolara düştüğünü hatırlatarak “Tablo ağır. Döviz kıtlığı yaşıyoruz. Bir ödemeler dengesi krizinin arifesindeyiz” ifadelerini kullandı. Böke, şunları kaydetti: “Döviz rezervleri tükenmiş durumda. Bankalar çok küçük miktarlarda döviz çekimlerini bile karşılayamaz hale geldi. Tablo ağır. Döviz kıtlığı yaşıyoruz. Bir ödemeler dengesi krizinin arifesindeyi