Osmaniye Emniyet Müdürlüğü'nden Karaman Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Ahmet Selçuk Okumuş, tayin sonrasında Ankara'da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret etti.

Bahçeli ile fotoğrafını paylaşan Okumuş, “Osmaniye’mden ayrılmadan sayın büyüğümüzü ziyaret ederek hayır dualarını aldık” ifadelerini kullandı.

MHP lideri Bahçeli'nin koluna girdiği Karaman Emniyet Müdürü Ahmet Selçuk Okumuş ile verdiği görüntü kurumlardaki siyasallaşmayı gözler önüne serdi. 

Bu ve buna benzer görüntüler, güvenlik kurumlarında yaşanan siyasallaşmanın geçmişteki hatalardan ders alınmadığını göstermekte.

Yine bir alay komutanının MHP'nin gençlik teşkilatına yaptığı ziyaret benzer şekilde medyaya yansımış ve söz konusu görüntüler tepki toplamıştı.

Bu yönüyle hem asker kökenli hem de emniyet kökenli güvenlik yetkililerinin, siyasal partilerin merkezlerinde verdiği görüntü devletin temel dinamikleriyle de çelişmekte.

DEVLETİN GÜVENLİK KURUMLARINDAKİ SİYASALLAŞMA KAYGILANDIRIYOR

Osmanlı Devleti'nin ordusundaki siyasallaşma özellikle Balkan Savaşları'nın kaybedilmesinde önemli nedenlerden biri olarak biliniyor.

İttihat Terakki döneminde kendini gösteren ordudaki siyasallaşmaya dair acı tecrübe, Cumhuriyet Türkiye'sinde önemli kanunları hayata geçmesini beraberinde getirmişti.

Bu kaygılar kapsamında Cumhuriyetin ilk yıllarında Erkan-ı Harbiye Kanunu çıkartılarak ordu ve güvenlik mensuplarının siyasetten uzak tutulması sağlanmıştı.

Özellikle 2017 referandumu sonrasında kurumlarda ve güvenlik kurumlarında ortaya çıkan bu tür siyasallaşma görüntüleri, İttihat Terakki döneminde ordu ve kurumlardaki siyasallaşma kaygılarını tekrar gündeme getirdi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle partili cumhurbaşkanı uygulamasının yürürlüğe girmesi, cumhurbaşkanının tarafsızlığı ilkesinin ortadan kaldırması, bu kaygıyı daha da artırmış durumda.

Öte yandan ortaya çıkan siyasallaşma kurumlarda da ehliyet, liyakat merkezli yönetim anlayışının büyük yara almasına neden olmakta.

Ayrıca devlet memuru statüsündeki kişilerin siyasallaşmasının ve 'tarafsızlık ilkesi' ihlalinin önüne geçmek için 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun; "Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık" başlıklı 7. maddesindeki; "Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar. Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler" hükmü geçerliliğini sürdürüyor.

Bu yönüyle de devlet memurlarının, ima yoluyla da olsa kanun gereği siyasal görüntü vermelerinin yasak olduğunu resmen gösteriyor.

Kaynak: Milli Gazete / Yavuz Vural