Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in banka yönetimlerine “sisteme ve kurallara aynı şekilde uyması, kimseye istisna yapılmaması” konusundaki uyarısının AKP içinde şik3ayet konusu olduğu kulisini yazdı.

Babacan, “Geçmiş dönemde özellikle kamu bankalarından avantajlı kredi kullanan AKP sermayesinin, bir süreden beri bu tür ayrıcalıkları kullanamadığı anlatılıyor. Bunun şikâyet konusu olduğunu öğrendik. Anlaşılan, AKP’ye yakın sermayeye verilen ve geri dönmeyen batık kredileri önleme çabaları, bazılarının pek işine gelmemiş” dedi.

Siyaset, başkentten seçim bölgelerine taşınmaya başladı. TBMM’nin seçim için ara vermesiyle birlikte çalışmaların merkezi değişti. Siyasi parti genel merkezleri, kampanya organizasyonuyla uğraşırken, ekonomiden yerel seçimlere kadar birbirinden ilginç değerlendirmeler sürüyor.

İsrail'le Ticaret Bir Haftadır Tam Gaz:Rakamlarla Ticaretin Boyutları İsrail'le Ticaret Bir Haftadır Tam Gaz:Rakamlarla Ticaretin Boyutları

Bize en ilginç geleni, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in banka yönetimlerine ‘kimseye istisna yapılmaması’ konusundaki uyarısının AKP içindeki yansıması oldu…

BANKACILIK KARARI

Bu yazıyı, birbiriyle pek bağlantılı görünmemesine karşın genel havayı vermesi açısından anlamlı olan kulislere ayırdık. Bankaların hem normal hem ticari kredilerin faizleriyle ilgili şikayetlerini bilmeyen yok. AKP’de, Mehmet Şimşek’in bankalarla yaptığı bir toplantıda, “Tüm bankaların sisteme ve kurallara aynı şekilde uyması ve banka yönetimlerinin özel inisiyatifler kullanmaması” konusunda uyarısının sonuçları konuşuluyor.

PEK HOŞLARINA GİTMEMİŞ!

Geçmiş dönemde özellikle kamu bankalarından avantajlı kredi kullanan AKP sermayesinin, bir süreden beri bu tür ayrıcalıkları kullanamadığı anlatılıyor. Bunun şikayet konusu olduğunu öğrendik. Anlaşılan, AKP’ye yakın sermayeye verilen ve geri dönmeyen batık kredileri önleme çabaları, bazılarının pek işine gelmemiş…

ÜÇ SAPTAMA

AKP kulislerinde, ‘yeni hikaye yazamıyoruz’ özeleştirisi ise sürüp gidiyor. Yapılan değerlendirmeleri şu noktalarda toplamak mümkün;

1-  İdeal adayları bulup çıkartamadık. Adayların yanlış belirlenmesinden çok, aday adaylarının yeterince iyi olmaması sorunu yaşadık. Güçlü ve dinamik isimler bulamadık. Her aday, diğerlerinden iyi olduğu için gösterildi.

2-  Kampanyalarda vadettiklerimiz halka çok bildik ve tanıdık geliyor. Bunca seçimin ardından söylenecek yeni bir söz kalmadı. Zaten genel seçimlerden yeni çıktığımız için seçmene her şey bildik geliyor. İnandırıcılık sorunu yaşanıyor.

3-  Muhalefete yönelik son seçimlerde kullanılan ‘teröristlerle iş birliği yapıyorlar’ algısı artık iş yapmıyor. Güvenlik ve savunma alanında atılan adımlar eskisi gibi coşku yaratmıyor, ekonomik krizin gölgesinde kalıyor. Türk astronot ve ilk savaş uçağı Kaan’ın yarattığı rüzgar ise bir yere kadar.

DEM’İN HALLERİ

Başta İstanbul olmak üzere, DEM’in seçim sonuçlarına etkisi de sürekli sohbet konusu. Rakamsal verilerin dışında DEM yönetiminin her gün farklı mesajlar içeren tavrı irdeleniyor. Yapılan değerlendirmeye göre, hem iktidar hem CHP’yle kimi zaman mesafeli, kimi zaman her an iş birliği yapabilecekmiş gibi duran açıklamaların bir strateji olduğu belirtiliyor. Bağımsız hareket ediyor hissi yaratırken, zaman zaman pazarlık ve önerileri konuşmaya açıkmış gibi sergilenen havanın bilinçli yaratıldığı, siyaseten önemli bir figür olduklarının altını çizmeye çalıştıkları aktarılıyor.

NEREYE EVRİLİR BİLİNMEZ…

Bu yaklaşımın, seçimlerden sonra Kürt sorununun çözümüyle ilgili yeni bir sürece evrilip evrilmeyeceği de başka bir tartışma konusu. Bunun yakın bir süreçte olacağına inananlar pek yok. Çözüm süreciyle ilgili son günlerde art arda yapılan açıklamaların ortak bir hareket olduğuna inanılmıyor. Bu konunun AKP’de yerel seçimlerden önce gündem bulmasının mümkün olmadığı, seçimlerden sonraki süreci de MHP’nin belirleyeceği anlatılıyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.