Gazze'deki soykırıma rağmen Türkiye'nin İsrail ile ticareti sürdürmesine muhalefetin tepkisi sürerken Karamollaoğlu'ndan çağrı geldi: Türkiye, Güney Afrika'nın, İsrail'in soykırım suçuna dair açtığı davanın takipçisi olunmalı, topladığı delillerle yardımcı olmalı. Ülkemizin dışişleri bakanı, oy istemek yerine; Gazze için gereken diplomatik temaslarda bulunmalı.
Gazze'de 32 bini aşkın insanın katledildiği soykırım devam ederken Türkiye'nin İsrail'e ticaret yapmaya devam etmesine tepkiler sürüyor. Muhalefetin bu güne kadar “Zulmün bitmesini istiyorsan ticareti hemen kes” çağrılarının havada kaldığı süreçte Türkiye'nin Tel Aviv'e barut, silah parçaları, askeri teçhizat, çelik, dikenli tel, yakıt, çimento, gübre, gıda olmak üzere onlarca kalemde malzeme gönderdiği resmi belgelere yansıdı. TÜİK'in Dış Ticaret verilerine tek tek kaydettiği ihracata muhalefet 'İhanet ve utanç' dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da defalarca ticaretin kesilmesine dönük yaptığı çağrılarına bir yenisini daha ekledi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Karamollaoğlu, Türkiye'nin Uluslararası Adaket Divanı'nda İsrail'i soykırımcı olarak sanık sandalyesine oturtan Güney Afrika Cumhuriyeti'ne yardımcı olmasını istedi.
Saadet liderinin X hesabımdan yaptığı paylaşım şöyle:
“BM Güvenlik Konseyi'nde, Siyonist İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırıma dair 'sürdürülebilir ve kalıcı ateşkes' talep eden karar tasarısının kabul edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz fakat; özgür Filistin için Türkiye ve İslam devletleri başta olmak üzere tüm ülkeler üzerine düşeni yapmalıdır.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, terör devleti İsrail'in işlediği soykırım suçuna dair açtığı davanın takipçisi olunmalı ve insanlığın vicdanında mahkum olan Siyonizmin; hukuki olarak da mahkum edilmesi için toplanan tüm deliller Uluslararası Adalet Divanı'na teslim edilmelidir. Ülkemizin dışişleri bakanı, yerel seçimler için oy toplamak yerine; Gazzeli mazlumların hürriyeti ve can güvenliği için gereken diplomatik temaslarda bulunmalıdır. İnanıyoruz ve biliyoruz ki; 'Nehirden denize özgür Filistin' her daim var olacaktır. Fakat ticarete devam edenler, zalimin çarklarına su taşıyanlar; bugün kaybettikleri gibi yarın da kaybedeceklerdir.”
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Hindistan'ın Uttar Pradesh eyaletindeki medreselerin eğitim faaliyetlerinin yasaklanması kararına sert bir tepki gösterdi. Karamollaoğlu, Hindistan yönetiminin "laiklik" bahanesiyle Müslümanlara ayrımcılık yaptığını vurguladı.
Hindistan'ın Uttar Pradesh eyaletinde, Allahabad Yüksek Mahkemesi'nin medrese eğitimini anayasaya ve laikliğe aykırı bulup yasaklaması, uluslararası alanda tepkilere neden oldu. Türkiye'den de konuya ilişkin tepki, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'ndan geldi. Karamollaoğlu, sosyal medya platformu x üzerinden yaptığı paylaşımda, kararı kınayarak Hindistan yönetiminin tutumunu eleştirdi.
'LAİKLİĞİ BAHANE EDİYORLAR'
Karamollaoğlu, "Hindistan'ın Uttar Pradeş'teki Allahabad Yüksek Mahkemesinin vermiş olduğu İslami okulların yasaklanması kararını kınıyorum. Kendi dini inançlarına her türlü serbestiyeti tanıyan Hindistan yönetiminin, söz konusu Müslüman vatandaşlar olunca 'laiklik' bahanesine sığınması, ülkedeki milyonlarca Müslüman kardeşimize karşı işlenmiş bir suçtur," dedi.
Karamollaoğlu, Hindistan Müslümanlarının yanında olduklarını belirterek, "Yüzlerce yıldır kalplerimizin bir attığı Hindistan Müslümanlarının her daim yanında olacağız," şeklinde konuştu.
'İSLAMİ OKULLARIN YASAKLANMASI KARARINI KINIYORUM'
İşte Karamollaoğlu'nun o açıklaması:
"Hindistan'ın Uttar Pradeş'teki Allahabad Yüksek Mahkemesinin vermiş olduğu İslami okulların yasaklanması kararını kınıyorum. Kendi dini inançlarına her türlü serbestiyeti tanıyan Hindistan yönetiminin, söz konusu Müslüman vatandaşlar olunca "laiklik" bahanesine sığınması, ülkedeki milyonlarca Müslüman kardeşimize karşı işlenmiş bir suçtur. Yüzlerce yıldır kalplerimizin bir attığı Hindistan Müslümanlarının her daim yanında olacağız."
Hindistan'ın Uttar Pradeş'teki Allahabad Yüksek Mahkemesinin vermiş olduğu İslami okulların yasaklanması kararını kınıyorum. Kendi dini inançlarına her türlü serbestiyeti tanıyan Hindistan yönetiminin, söz konusu Müslüman vatandaşlar olunca "laiklik" bahanesine sığınması, ülkedeki milyonlarca Müslüman kardeşimize karşı işlenmiş bir suçtur. Yüzlerce yıldır kalplerimizin bir attığı Hindistan Müslümanlarının her daim yanında olacağız.
