AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHPlideri Devlet Bahçeli’nin son yaptığı görüşmede, seçimin yeni tarihiyle ilgili anlaşmaya vardıkları öne sürülmesi sonrası siyasi kulisler hareketlendi.
AKP'nin önemli kurmaylarından, seçim tarihinin öne çekilebileceğine yönelik açıklamalar gelirken, siyasi kulislerden yansıyan haberlere göre, AKP’nin 2023 seçimleriyle ilgili planlarından birisi de seçimleri öne çekmek.
Gazeteci Murat Yetkin, Yetkinreport’ta kaleme aldığı “Erdoğan seçim avantajı sağlamak için Meclis’i feshedebilir” başlıklı yazısında, seçimlerin erkene çekilmesi için yapılması gereken ihtimaller üzerinde durdu ve zor bir seçim dönemine girileceğine işaret etti.
Yetkin, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendisine seçim avantajı sağlamak için Meclis’i feshedip ülkeyi erken seçime götürebilir” dedi.
Meclis'in feshedilmesi düşüncesi siyasetin hararetini arttıracak olan bu iddia için Yetkin'in bu sözlerine dayanak olarak AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın “İki türlü seçime gitme imkânı var. Birisi Meclis’in 360 milletvekiliyle karar almasıyla diğeri de Cumhurbaşkanının Meclis’i feshetmesiyle” sözlerini gösterdi.
“SEÇİM AVANTAJI SAĞLAMAK İÇİN PARLAMENTOYU FESHETMESİ ANLAMINA DA GELECEK”
Yetkin yazısında şunları kaydetti: “Erdoğan’ın seçimi vaktinden erken yaptırması, öne alma kararını muhalefet izin vermedikçe Meclis’ten çıkartması çok zor; Meclis aritmetiğini bu bağlantıdan okuyabilirsiniz. Bu durumda Erdoğan, Dağ’ın da söylediği gibi Meclis’i feshedip ülkeyi 60 gün içinde seçime götürebilir" diye ifade etti.
İşte Murat Yetkin'in yazısı şu şekilde:
"Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendisine seçim avantajı sağlamak için Meclis’i feshedip ülkeyi 18 Haziran’dan erken seçime götürebilir.
Böyle söyleyince “Meclis karar almazsa Cumhurbaşkanı seçimi öne çekme kararı alabilir” demekten daha farklı duruyor, değil mi? Bu şeklini günlerdir TBMM Başkanı Mustafa Şentop’tan AK Parti TBMM Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’e dek AK Parti ileri gelenleri söyledi. İlk kez yeni yılın ilk günü Kanal 7’de konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ Cumhurbaşkanının ülkeyi zamanından önce seçime götürme yetkisini adıyla söyledi: “İki türlü seçime gitme imkânı var. Birisi Meclis’in 360 milletvekiliyle karar almasıyla diğeri de Cumhurbaşkanının Meclis’i feshetmesiyle”.
Gerçek durumu bazen başka türlü söyleyip adını tam koyunca görebiliyoruz.
Gerçekten de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 Haziran’da ilk turu yapılması gereken seçimi ilk turda kazanamayacağı endişesi, AK Parti’yi seçimleri öne almak zorunda bırakabilir.
Meclis’i fesheden ilk Cumhurbaşkanı olur
Henüz hiçbir AK Partili yetkili seçimin 18 Haziran’dan önce yapılacağını söylemedi ama bunu konuştukları Ankara'da herkesin bildiği bir sır.
Hatta geçen akşam HaberTürk’te Kübra Par’a Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde 30 Nisan’da seçim için anlaştıkları haberini yalanlarken Özlem Zengin de tarih saptanmadan konunun görüşmekte olduğunu 14 Mayıs’ın konuşulan tarihler arasında bulunduğunu söylemişti.
Erdoğan’ın seçimi vaktinden erken yaptırması, öne alma kararını muhalefet izin vermedikçe Meclis’ten çıkartması çok zor; Meclis aritmetiğini bu bağlantıdan okuyabilirsiniz. Bu durumda Erdoğan, Dağ’ın da söylediği gibi Meclis’i feshedip ülkeyi 60 gün içinde seçime götürebilir.
Bu yalnızca Erdoğan’ın seçimi 18 Haziran’daki ilk turda kazanamayacağı endişesinin itirafı gibi olmakla kalmayacak. Aynı zamanda Cumhuriyetin 100’üncü yılında bir Cumhurbaşkanının kendisine seçim avantajı sağlamak için parlamentoyu feshetmesi anlamına da gelecek. (*)
Başka türlü söyleyince anlamı da değişiyor, değil mi?
Neden kendisine seçim avantajı sağlamak için Meclis’i feshetmeye kalkabileceğini anlatmaya çalışayım.
İlk turda kazanamama endişesi
Erdoğan seçimi 18 Haziran’dan erkene almak isterse bu ona da, kimseye de seçim garantisi getiremeyecek. Ancak seçimin zamanında yapılması Erdoğan’ın ilk turda seçilme şansını azaltacak. İkinci tura -yani 18 Haziran’da yapılması durumunda 2 Temmuz’a- kalması halindeyse, şansını daha da zorlamış olabilir.
AK Partilileri endişeye sevk eden birkaç neden var:
1- Asgari ücrete zam, daha önce “seçim kaybetsem bile yapmam” dediği EYTdüzenlemesi, şimdi sıradaki emekli ve memur maaşlarına zam gibi iyileştirmelerin hayat pahalılığı karşısında birkaç ay içinde etkisini yitireceğini AK Partililer biliyor. Hatta 21 Aralık TBMM Grubuna hitabında Erdoğan da bu ihtimale karşı “fırsatçılara göz açtırmamaktan” söz etti. Dolayısıyla bu zamların etkisini Haziran’a dek sürdürme ihtimalini zayıf görüyorlar.
2- 16 Haziran’da okullar kapanacak. ÖSYM üniversite sınav tarihi olarak 17-18 Haziran’ı açıkladı. Sonra bunun geri alınabileceği konuşuldu ama bugüne dek resmi bir açıklama yapılmadı. Tatil dönemi başlayacak. Kimi tatil yapmak, kimi ekin kaldırmak için büyük şehirlerden ayrılacak.
Ağırlıklı neden Hac ve Kurban Bayramı
3- Kurban Bayramı 28 Haziran-1 Temmuz arasında. Ancak Hac 26 Haziran’da başlıyor, Hacca gideceklerin yolculuğu da Haziran ortasında başlayacak. Hacca gidecekler arasında AK Parti seçmeninin çoğunlukta olacağını varsaymak mümkün. İsmini saklı tutmak isteyen bir AK Parti yetkilisi “Bu Türkiye’nin bir gerçeği, kabul etmek durumundayız” sözleriyle tartışmaların kaynağına işaret etti.
İşte AK Parti bu nedenlerle seçimleri erkene almayı tartışıyor. Oysa bu durumda seçimin zamanında, 18 Haziran’da yapılması giderek muhalefetin avantajına dönüşebilir.
Aslında Erdoğan için ideali seçenek, seçimi asgari ücret, emekli ve memur maaşları artışlarının hayat pahalılığı karşısında etkisi azalmadan, örneğin Mart ayında yapmak.
Ancak bu durumda seçim barajını yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşüren ve oy sayım yöntemleriyle iktidara fazladan yarar sağlayan yeni seçim yasası -bir yıl kuralına göre 7 Nisan’dan önce- uygulanamayacak. Buna en fazla Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını borçlu olduğu müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli karşı durur. Öte yandan 20 Mart-20 Nisan arasında Ramazan, 21-23 Nisan’da da Ramazan Bayramı var.
Fazla zor oyunu bozabilir
Bu nedenle Mayıs ayı üzerinde duruluyor. Kararı tabii ki Erdoğan verecek. Ama bunun bir de takvimi var. Örneğin, Meclis’i 14 Mayıs’ta seçim için hareketlendirmek Mart ortasında konuyu TBMM’ye getirmek gerekiyor. Muhalefet karşı çıkarsa Erdoğan Meclis’i feshedip seçime gitmek isteyebilir. Ya da Meclis’i hiç devreye sokmadan da bu Anayasal yetkisini kullanabilir.
Bu süreçte hukuk devletini zedeleme tartışmaları göze alınarak muhalefeti zora sokacak, AK Parti’ye (ve MHP’ye) avantaj sağlayacak başka hamleler de gelebilir. Bunların başında AK Parti’nin seçimle kaybettiği, İstanbulBüyükşehir Belediye Başkanlığına yargı kararları sonrasında el koyma ihtimali geliyor. Daha önce CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle verilen hapis ve siyaset yasağı cezası, geçtiğimiz ay İstanbul’un CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğluna YSK’ya hakaret gerekçesiyle verildi. İYİ Parti lideri Meral Akşener, bu “çökme” adımlarının diğer muhalif belediyelere de sıçrayabileceğini söylüyor.
Bu manzarada Erdoğan’ın kendisine seçim avantajı sağlamak niyetiyle Meclis’i feshetmesi çok da uzak ihtimal değil."