Milli Gazete yazarlarından Adnan Öksüz, bugünkü köşe yazısında Merhum Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın başbakan olduğu dönemde  Filistin’de bir kurşunun bile atılamadığına dikkat çekerek tarihe ışık tuttu. 

"HAFIZAMIZA KAZINDI"

Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın başbakan olduğu süreçte El-Halil'e askerî personel gönderildiğini ifade eden Adnan Öksüz, "Hülasa…Mescid-i  Aksa’da, üstelik Ramazan ayında Siyonistlerin vandallığını, saldırganlığını, terörünü içimiz yanarak izledik… Birkaç sene önce namaz kıldığımız, secde ettiğimiz  Mescid-i Aksa’daki o görüntüler silinmeyecek şekilde hafızamıza kazındı! Öte yandan Filistin’de tek kurşunun bile atılmadığı dönemin ayrıntıları da işte böyleydi…" görüşünü savundu.

İşte, Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz'ün o sözleri:

Filistin’de Bir Kurşunun Bile Atılamadığı O Dönem!

Bir kere şunu ifade etmem gerekir; o dönemi mumla arıyoruz…

O dönem, Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Refah-Yol Hükümeti Başbakanı olduğu dönem.

Peki, ne olmuştu o dönem? Anlatayım;

* Yer; Türkiye Büyük Millet Meclisi (  TBMM) Genel Kurulu.

* Tarih; 20  Şubat 1997. Günlerden Perşembe.

TBMM gündeminde, Türkiye tarafından Hebron'a (El-Halil'e) askerî personel gönderilmesi hususunda Refah-Yol Hükümeti’nin yetkili kılınması için, Anayasa’nın 92’nci maddesine göre izin verilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi var.

Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan imzasını taşıyan tezkere şöyleydi;

* “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na;

1) Hebron’un (El-Halil’in) Filistin Ulusal Yönetimi’ne devrinden sonra uluslararası gözlemcilik görevini üstlenmek üzere Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç tarafından oluşturulacak mevcudiyet hakkında adı geçen ülkeler arasında 30 Ocak 1997 tarihinde Oslo'da imzalanan ve 4.2.1997 tarihli ve 97/9075 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanan Hebron'da Geçici Uluslararası Mevcudiyet Kurulması Hakkında Anlayış Muhtırasında ve  İsrail ile Filistin Ulusal Yönetimi’ne Tevdi Edilecek Mektup’ta belirtilen kurallar ve amaçlar çerçevesinde görev yapmak üzere Türkiye tarafından Hebron’a (El-Halil’e) askerî personel gönderilmesi.

2) Söz konusu Anlayış Muhtırası uyarınca mevcudiyetin görev süresinin üç ay olması, İsrail ve Filistin Ulusal Yönetimi’nin farklı bir süre üzerinde mutabık kalmamaları halinde üç aylık sürelerle uzatılması hususunda hükümetin yetkili kılınması için Anayasa’nın 92’nci maddesine göre izin verilmesini arz ederim.”

***

TBMM’deki o görüşmelerin ayrıntılarını da burada anlatacağım ama şu cümlenin altını çizmem lazım;

* Bu Başbakanlık Tezkeresi’nin TBMM’de kabul edilmesinin ardından Siyonistler Filistin’de bir kurşun bile atamadılar!

* Ve çarpıcı bir tevafuktur; o gün Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat, resmî bir ziyaret için  Ankara'da bulunmaktadır.


FİLİSTİN HALKININ MEŞRU HAKLARI!

TBMM’de o gün, yani Filistin’e Türk askeri gönderilmesiyle alakalı Başbakanlık Tezkeresi’nin görüşüldüğü gün, 20 Şubat 1997 tarihinde,  TBMM Başkanlık koltuğunda oturan isim TBMM Başkanvekili Kamer Genç’tir.

TBMM görüşmelerinde Devlet Bakanı Işılay Saygın konuya ilişkin diyor ki;

* “Ortadoğu sorununun temelinde, Filistin meselesinin yattığı ve bu meselenin, Filistin halkının meşru ve haklı beklentileri yönünde çözümlenmediği müddetçe, bölgemizde kalıcı barış, istikrar ve huzurun temin edilmesinin mümkün olmadığı bir gerçektir. Ortadoğu'da adil, kalıcı ve kapsamlı bir barış, ancak Filistin halkının meşru haklarının tanınmasıyla mümkün olabilecektir.”

* “Filistin yönetimiyle İsrail arasında 28 Eylül 1995'te imzalanan Oslo 2 Ara Sözleşmeler, Düzenlemeler Anlaşması uyarınca ve El-Halil'de yaşayan Filistin halkına güven duygusu verme amacına yönelik yapılan düzenlemeler çerçevesinde, taraflar, bu şehirde geçici bir Uluslararası Mevcudiyet oluşturmayı öngörmüşlerdir.”

* “Personelin görevi, esas itibariyle, görev bölgesinde çıkabilecek olay ve anlaşmazlıkları rapor etmektir. Çıkabilecek olaylara müdahale etmeleriyse öngörülmemektedir.”


FİLİSTİNLİLER BİR AN ÖNCE ÖZGÜRLÜKLERİNE KAVUŞMALI!

TBMM’deki oturumda, Refah Partisi (RP) Grubu adına konuşan Ahmet Bilge dedi ki;

* “Şu anki mevcudu toplam 142 kişi olan güce; Türkiye, 11'i subay, 7'si astsubay olmak üzere, 18 Silahlı Kuvvetler mensubuyla katılmaktadır.”

* “Milletimizin gözbebeği olan Silahlı Kuvvetlerimiz, Filistin'de barış, huzur ve güvenin sağlanmasında üzerine düşen görevi yapmak maksadıyla, gözlemci olarak, Ortadoğu'nun bu en hassas bölgesi olan El-Halil kentinde bulunmaktadır. Milletimiz, ordumuzla ne kadar iftihar etse azdır.”

* “Söz konusu Uluslararası Mevcudiyet, El-Halil kentinin İsrail kuvvetlerince boşaltılarak, Filistin yönetimine devir işlemini izleyecek uluslararası bir unsurdur.”

* “54’üncü Hükümetimizin, kurulduğu günden bugüne kadar izlemiş olduğu dış politikanın olumlu sonuçlar verdiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bu meyanda, bölgede, yarım asırdır akan kanı durdurmak ve Filistinlilerin bir an önce hak ettikleri özgürlüklerine ve haklarına kavuşması için, Türkiye, her türlü katkıyı yapmaktadır.”

* “Hükümetimizin bu konuda gösterdiği hassasiyet, memnuniyet vericidir. Amacımız, bütün bu hedeflere barışçı yollarla ve müzakerelerle ulaşılmasıdır. Silahlı mücadele, yıllarca, bölgede, binlerce masun insanın ölümüne, sayısız ıstıraplara ve sefaletlere sebep olmuştur.”

* “Bir an önce, arzu edilen refah seviyesine ulaşmak ve insanca yaşamak, Filistin halkının temel hakkıdır. Bu konuda yapılan anlaşmaların hayata geçirilmesi ve uygulamaya konulması, bu noktada, büyük önem taşıyor. Türkiye olarak sağladığımız politik destek devam edecektir. Gönderdiğimiz gözlemci grubu da, bu çabalarımızın ve Filistin halkına gösterdiğimiz ilginin bir parçasıdır.”

* “Konuşmama son vermeden önce, El-Halil şehrinde görevlendirilen Silahlı Kuvvetler mensuplarımıza ve onun seçkin personeline bu kutsal görevlerinde sağlık ve başarılar diliyor, Cenab-ı Allah yardımcıları olsun diyor, bu duygularla, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (RP ve DYP sıralarından alkışlar.)

Görüşmeler sonunda Filistin’e Türk askeri gönderme tezkeresi oylaması ‘oybirliği’ ile kabul edildi.

TBMM oturumunu yöneten Kamer Genç’in şu cümleleri Meclis tutanaklarına yansıdı;

* “Başbakanlık Tezkeresi’ni oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Oybirliğiyle kabul edilmiştir; hayırlı, uğurlu olsun. (Alkışlar.)”

* “Diliyoruz ki, şanlı ordumuzun geçmişte bu bölgede bulunması dolayısıyla sağlanan barışın, burada, tekrar ve sürekli korunmasında, şanlı ordumuz, bu gidişiyle de yeterli bir unsur olsun.”

* “Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza devam ediyoruz herhalde; çünkü karşımda çalışmaya hazır, dinamik bir milletvekili grubu görüyorum. (RP sıralarından ‘Sağ ol Başkan’ sesleri.)”

***

Hülasa…

Mescid-i Aksa’da, üstelik Ramazan ayında Siyonistlerin vandallığını, saldırganlığını, terörünü içimiz yanarak izledik…

Birkaç sene önce namaz kıldığımız, secde ettiğimiz Mescid-i Aksa’daki o görüntüler silinmeyecek şekilde hafızamıza kazındı!

Öte yandan Filistin’de tek kurşunun bile atılmadığı dönemin ayrıntıları da işte böyleydi…