Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV-Star TV ortak yayınında Seda Öğretir, Ahmed Arpat, Nazlı Çelik ve Burhanettin Duran'ın sorularını yanıtlıyor. Erdoğan İBB Başkanıyken söylediği "İstanbul'a vize getirilmeli" sözlerini hatırlattı.

Londra'yı örnek veren Erdoğan,"  "İstanbul'a girmenin bir bedeli olmalı" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Ben İstanbul çocuğuyum. Yaklaşık 5 yıl İBB başkanlığını yaptım. İstanbul'u iyi tanıyorum. Aşırı derecede iddialı olmak yanlış olur. Depremin tehdit etmeyeceği hiçbir şehir olamaz. Ben bir de deprem felaket tellallığı yapmayı da doğru bulmuyorum. İstanbul'un belediye başkanıyken benim İstanbul'a girişi vizeye tabi tutma diye tezim vardı. Her gelen rahatlıkla girsin, bu olamaz. İstanbul'a girmenin bir bedelinin olması lazım. Bakın Londra'ya giremezsiniz. Belli kuralları var bu işin. Eğer bu varsa sizde o zaman müsaade ederler girersiniz. Bunun sebebi trafiktir. İstanbul'da da belediye başkanlığımda nüfus 8 milyondu. Şu an 15 milyonu geçti. Bir de planlama noktasında maalesef zannedildiği gibi planlanmadı. Kimse o planlara uymuyor. Muhalefet sağda solda kentsel dönüşümü rantsal dönüşüm diye tanımlamaya başladı. Çünkü işlerine gelmiyor. Bu işi onlar iyi beceriyorlar. Fikirtepe iki ilçeye hitap eder. Biz Fikirtepe'de kentsel dönüşüm için adeta yırtındık. Buradaki kentsel dönüşümü yeni yeni hayata geçirdik. Aynı şekilde Üsküdar'da şu anda muhteşem konutlar yaptık. Benim vatandaşım oranın belli bir kısmında çok direndi.

"NE OLUR ŞİMDİ YIKALIM DEDİM"

Benim kendi oturduğum yeri de yıkıma tabi tutturdum Burhaniye'de. Bizi görsünler onlar da buna uysunlar diye Burhaniye'de. Şu anda oraları bir görseniz, oralardaki kentsel dönüşüm ne kadar güzel, hakikaten insanlara gurur, onur verici olduğunu görürsünüz. Benim önümü kesip dediler ki 'Başkanım bizimkileri de yık.' Ben de dedim belediye başkanımıza söyleyeceğim hemen burada da kentsel dönüşümü başlatalım. Bitenlerin dışında hala devam eden inşaatlar var. Çamlıca Camii'nin alt kısmını kapsayan bir yer. Manzarasıyla her şeyiyle çok çok güzel bir yer. Bazen takılıyorlar bana. Yapılan binanın bedeli en az bire beş, bire on katladı. Tabii giriş katlarında dükkanlar, mağazalar açılmaya başladı. Yapıldıktan sonra herkes 'Allah razı olsun' diyorlar ama oraya kadar çok çok çileden çıkarıyorlar.

Bir gün cuma namazından sonra onlara hitap ettim, 'Ne olur şu binalarınızı yıkalım, kiranızı biz ödeyeceğiz, süratle bu yıkımları yapalım, korkuyorum, yarın bir gün buralarda deprem olur, ondan sonra bunun hesabını kime soracaksınız? Gelip Erdoğan'a soracaksınız, beni bu durumda bırakmayın' dedim. Bu tür şeyleri halkımla yaşayarak geliyoruz. Maksat şimdiden tedbirlerimizi alalım.

ÜNİVERSİTELER YÜZ YÜZE EĞİTİME NE ZAMAN DÖNECEK?

Üniversitelerde yüz yüze eğitim uzun bir süre olmayacak ama online sistemle biraz devam edelim. Çünkü yurtlarımız çok işimizi görüyor. Şartlar elverişli olursa uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitimin harmanlandığı hibrit öğretim seçeneği tabii ki değerlendirilecektir. Yurtlarda bir güven var. Osmaniye'de yurda gittim, baktım vatandaşlarım yerleşmişler. Yemek her şey orada çıkıyor. Çocuklar için abur cubur da var. Onlarla oturduk yemeğimizi yedik. Vatandaşla sohbetimde baktım güven var. Gereken adımların atılmasını sağlayacağız. Yüz yüze eğitim ile online eğitim mukayese edilemez.