Paketlerde üretime ve çiftçiye destek yok!

Şu ana kadar açıklanan hiçbir ekonomi paketlerinde tarımla ilgili yeni bir destek yok. Türkiye’nin tarımda yanlış ithalat politikalarını bir yana bırakıp acilen üretime ve çiftçiye destek sağlaması gerekiyor” dedi.

Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle tarım ve hayvancılığın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Türkiye’nin dışa bağımlı hale gelmesi, ekili tarım alanlarını 24 milyon hektara kadar geriletti, 4 milyon hektar alan ise atıl kaldı. Son 17 yılda ithal ettiğimiz tarımsal ürünlere ise 81 milyar dolar ödedik. 2018 yılında hayvan ithalatında rekor kırılırken son 5 yılda 20 bin hektarlık mera alanının vasfı değiştirildi. 2008 yılından bu yana kayıtlı çiftçi sayısı yüzde 46,8 azaldı.

Koronavirüs salgını, tarım ve hayvancılığın önemini bir kez daha gösterdi. Türkiye’nin dışa bağımlı hale gelmesi, ekili tarım alanlarını 24 milyon hektara kadar geriletti, 4 milyon hektar alan ise atıl kaldı. Son 17 yılda ithal ettiğimiz tarımsal ürünlere ise 81 milyar dolar ödedik. 2008 yılından bu yana kayıtlı çiftçi sayısı ise yüzde 46,8 azaldı.

Çin’de başlayarak tüm dünyaya yayılan koronavirüs (Kovid-19) salgını tarım ve hayvancılığın önemini bir kez daha ortaya koydu. Salgın nedeniyle ülkeler arasındaki ticari ilişkiler sınırlandı. Birçok ülke gıda üretiminde önceliği kendi iç piyasasına verdi. Gıda üretiminde kendi kendine yeterli olmanın önemi yeniden kendini hatırlattı. Türkiye, buğday, mısır, ayçiçeği, pirinç, kuru fasulye, mercimek ve nohut gibi birçok tarımsal ürünü ithal eder hale geldi.

Türkiye, sadece 2019 yılında 5 milyar 789 milyon dolarlık tarım ithalatı gerçekleştirdi. Son 17 yılda 59 milyon ton buğday, 10 milyon ton ayçiçeği, 2 milyon ton pirinç, 17 milyon ton küspe ithal ederek yaklaşık 81 milyar dolar para ödedik. Bunun yanı sıra Türkiye’de tarım alanları her geçen yıl erimeye devam ediyor. Son yıllarda toplam tarım alanı 37 milyon 800 bin hektara kadar gerilerken ekili tarım alanı ise 24 milyon hektar. Üstelik 4 milyona yakın tarım arazisi de çeşitli nedenlerle atıl olduğundan dolayı ekilmiyor.

NİSAN’DA BREZİLYA’DAN HAYVAN İTHAL ETTİK!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tarım alanlarının ise yaklaşık yüzde 38’i olan 14,6 milyon hektar çayır ve mera alanı var. Sadece son 5 yılda 20 bin hektarlık mera alanının vasfı değiştirildi. Hükümet etteki fiyat artışının önüne geçmek için üretim yerine her sene ithalatı tercih etti. 2018’de 1,2 milyon baş besilik hayvan, 133 bin baş kasaplık hayvan, 240 bin baş kesimlik koyun ve 56 bin ton lop et ithal ederek rekor kırdık. 2019’da da 400 bin civarında besilik hayvan ithalatı yapan iktidar koronavirüse rağmen 2020 yılının Nisan ayında Brezilya’dan 10 bin baş besilik hayvan ithalatı gerçekleştirdi.

ÇİFTÇİ SAYISI HER GEÇEN GÜN AZALIYOR

SGK verilerine göre Türkiye’de kayıtlı çiftçi sayısı her yıl azalıyor. Özellikle son 9 yılda köyden kente gerçekleşen göçün etkisiyle çiftçi sayısında ciddi düşüş gerçekleşti. 2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2018’de 697 bine, 2020 yılı Ocak ayı verilerine göre ise 602 bine geriledi. 2008’den 2020’ye kadar 525 bin kişi çeşitli nedenlerle çiftçiliği bırakırken, yüzde 46,6 oranındaki bu azalış Türkiye’de tarımın geldiği durumu gözler önüne seriyor.

“PAKETLERDE ÜRETİME VE ÇİFTÇİYE DESTEK YOK”

Milli Gazete’ye konuşan tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, “Koronavirüs salgınıyla birlikte tarımın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Gıda enflasyonunun düşürülmesi için ilk seçenek ithalat oldu. Koronavirüsle birlikte sınırlar kapatılınca, her ülke kendi içine döndü. Dünya genelinde gıda milliyetçiliği başladı. Bunu ticari ve üretim birliği yapmış olan Avrupa Birliği içerisinde de gördük. Her ülke artık tarımda kendi kendine yeterli olmaya çalışıyor. Türkiye’de çiftçi, tarlasını ekmek istiyor, üretim yapmak istiyor. Şu ana kadar açıklanan hiçbir ekonomi paketinde tarımla ilgili yeni bir destek yok. Türkiye’nin tarımda yanlış ithalat politikalarını bir yana bırakıp acilen üretime ve çiftçiye destek sağlaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.