Beklentilerin altında kaydedilen ABD enflasyonu sonrası küresel para birimleri karşısında zayıflayan dolar dolayısıyla Eoru/dolar paritesi yönünü yukarı çevirdi.

Parite 1,04 seviyesine yükselerek temmuz ayındaki seviyesine geri döndü. Paritede yıl içinde en düşük seviye 0,95 ile eylül ayında görülmüştü.

Dolar, birkaç ABD Merkez Bankası (Fed) yetkilisinin faiz artışlarında yavaşlama olacağını belirtmesi ve yatırımcıların, faiz oranlarında bir zirvenin yakın olabileceği düşüncesiyle zayıflarken  Euro/dolar paritesini değerlendiren uzmanlardan bazıları yükselişi tepki hareketi olarak değerlendirirken diğer yandan euroda daha fiyatlanacak alan olduğunu düşünenler de var.

İhracatçılar ise paritedeki yükselişi zararın neresinden dönersek kâr olarak görüyor.

‘GÜÇLÜ DOLARIN SONUNA YAKLAŞILIYOR AMA..’

Deriva Danışmanlık Kurucu Ortağı Dr. Tolga Uysal, faiz farkının dolar lehine işlediğini ifade ederek yükselişi tepki hareketi olarak değerlendirdi.

Paritenin yeniden aşağı doğru bir hamle yapmasını beklediğini ifade eden Uysal, “Güçlü doların sonuna yaklaşılıyor ama hem Fed hem de Avrupa Merkez Bankası (ECB) önümüzdeki dönemde faiz artıracak. Burada Fed’in faiz artırımlarını yavaşlatacağı beklentisi olsa da faiz farkı dolar lehine işliyor, Euro/dolar’ın 1,07 seviyelerine doğru pek yükseleceğini düşünmüyorum” dedi.

Avrupa’da resesyon ihtimaline değinen Uysal, “Parite aşağı doğru bir deneme yapabilir. Avrupa’da sorunlar henüz başlamadı. Kış geliyor, savaş devam ediyor, enerji fiyatları da yükseliyor” şeklinde konuştu.

Sözcü'den Yarkın Sun'un haberine göre,  Paritenin yurt içerisine yansımasına ilişkin de konuşan Uysal, “İhracatçılar için iyi ama resesyon dolayısıyla 2023 büyümenin yavaşlayacağı bir yıl olacak” dedi.

‘AVRUPA’DA SIKILAŞMA DÖNGÜSÜ DAHA UZUN SÜREBİLİR’

Coface Türkiye Ekonomisti Seltem İyigün ise Fed'in hızlı faiz artışlarına karşın Dolar Endeksi’nin ekim ayı başından bu yana yüzde 6'ya yakın değer kaybetmesinde ABD enflasyonunun hız kesmeye başladığına işaret etmesinin payı olduğunu belirtti.

Ancak tek başına bu göstergenin yetersiz olduğunu kaydeden İyigün, “Nitekim istihdam piyasası hala kuvvetli, enflasyon beklentilerinde keskin bir düzeltme henüz yok ve çekirdek enflasyon Fed'in ortalama hedefinin üç katından fazla. Dolayısıyla, Fed'in Aralık ve Şubat ayındaki toplantılarında, daha az oranlarda da olsa faiz artırımına gitme ihtimali kuvvetli görünüyor” dedi.

Avrupa Merkez Bankası için ise bölgedeki resesyon riskleri nedeniyle durumun daha karışık olduğunu söyleyen İyigün, “Euro Bölgesi'nde enflasyon çift hanelerde ve artmaya devam ettiğinden sıkılaştırma döngüsü daha uzun süre devam edebilir. Bu da euronun değerlenmesini destekleyebilir” şeklinde konuştu.

İyigün ayrıca paritedeki yükselişin ihracatcının kayıplarını bir nebze de olsa azaltacağını vurgulasa da bu etkiden ziyade, Avrupa'daki resesyon riski, küresel hammadde fiyatları ve turizm ve taşımacılık gelirlerinin cari denge üzerinde daha belirleyici olacağını söyledi.

EURO’DA FİYATLANMAMIŞ BİR ALAN DAHA VAR

Sardis Research Danışmanlık Kurucusu Evren Kırıkoğlu ise ABD’nin faiz artırımlarına çok erken başladığını ifade ederek euroda daha fiyatlanacak alan olduğunu belirtti.

Kırıkoğlu, “ABD enflasyonu zirveyi gördü artık geriliyor. Avrupa’da ise daha zirve görülmedi. Fed faiz artırımlarına çok erken başladı ama yüzde 5 seviyesine yükseltecekler. 1 yıl sonrasına baktığımızda ise Avrupa Merkez Bankası faizi yüzde 3 seviyesinin çok üzerine çıkartabilir. Piyasa bunu algılamaya başladı. Dolayısıyla euroda daha fiyatlanmamış bir alan var” dedi.

Kırıkoğlu ayrıca, paritedeki artışın ihracatçılar için olumlu olsa da emtia fiyatları da yükseldiği için burada çok ufak farklar olacağını kaydetti.

ZARARIN NERESİNDEN DÖNERSEK KÂR

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Ahmet Güleç te yıl başından bu yana Euro/dolar paritesindeki seyrin ihracatçılar açısından olumsuz olduğunu ifade ederek, “Euro’nun biraz yükselmesini zararın neresinden dönersek kâr olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Uzun vadeli sözleşmelerle çalıştıklarını ifade eden Güleç, “Yıl sonunda pariteyi son yükselişine göre düzenlersek belki katkısı olabilir ama dünya ile rekabet edebilmemiz için bunlar yetmiyor. Avrupa’daki resesyonu da göz önünde bulundurduğumuzda sıkıntı var. Dolayısıyla daha yeni pazarlara ulaşmamız için devletin destek vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.