Aralık ayı enflasyonu açıklandı.

TÜİK tarafindan Aralık ayı enflasyonu  yüzde 20.3 olduğu açıklandı. Ekim ayı enflayonu yaklaşık yüzde 25 civarında olarak acıklanınca paniğe kapılan hükümet bir bahane ile enflasyon hesaplamasından görevli Bürokratı görevden aldı. Yeni gelen Bürokrat göreve hızlı başladı ve Kasım ayı enflasyonu yüzde 21.62 olarak açıklandı. ardından Aralık ayı enflasyonuda yüzde 20.3 olarak açıklanınca, gerek ekonomi uzmanlar ve gerekse halk tarafından inandırıcı bulunmadı. Hayat pahalığı ve zamlar son surat devam ederken kamu hizmet alımlarına bir kalemde yüzde 23 zam gelirken, köprü üçretleri yüzde 44 zamlanırken , gıda akaryakıt ve diğer hizmet dalların fiyatlar hız kesmeden yükselirken enflasyonun düşük çıkmasını hükümetin emeli ve memura düşük zam oyunu yorumlarına neden oldu. Hal kendi arasında konuşurken ay sonunu getirememe sıkıntısından bahsederken kendi yaşam dünyalarında gerçek enflasyonun  bütün detayları ile yaşandığını rakam olarak gerçek enflasyonun yüzde 40'larda olduğunu konuşuyorlar ve şunu ilave ediyorlar 50 bin lira maaş Cumhurbaşkanı kendi maaşına yüzde 26 zam isterken emekli ve memura yüzde 10 zam yapmak istemesi kabul edilir değil. Bütün bu yaşananları çarşı pazar gezerek yerinde inceleyen ve bu konuyu gündeme taşıyan Aydınlık yazarı ismet Özçelik ''Enflasyona memur zammı ayarı'' başlıklı yazısında şunları kaleme aldı:

Özçelik ''Enflasyona memur zammı ayarı''

''Aralık ayı enflasyonu açıklandı.

Zamlar devam etse de enflasyon ekside(!)

Dünyada başka örneği yok.

Ama biz başardık.

İşin başındaki adamı değiştirdik, enflasyonu düşürdük.

İki ayda yüzde 25’lerden yüzde 20’ye gerilettik.

TÜFE-ÜFE

Tüketici enflasyonu ile üretici enflasyonu arasındaki fark hâlâ çok yüksek. Yüzde 13,34. yaşanan durgunluk nedeniyle üretici maliyet artışlarını fiyatlara yansıtamıyor.

Sanayiciler “sınıra geldik” diye feryat ediyor.

Nakit para ihtiyacı her şeyin önüne geçmiş.

Bankadan yüksek faizle kredi almak yerine, eldekini ucuz fiyata paraya çevirdiklerini ifade ediyorlar.

HERKES FARKINDA

Önceki gün bir markette kuyruktaydım. Kasa önünde müşteri muhabbeti vardı. Herkes zamlardan şikayetçiydi. Ama genel kanı aralık enflasyonun düşük çıkacağı şeklindeydi. Artık herkes yapılanların farkındaydı.

Gerekçesini de biliyorlardı.

Memura düşük zam yapmak.

Dün rakamlar beklendiği(!) gibi geldi.

SURATLAR ASILIYOR

Market kuyruğunda bekleyenler hesabı ödedikten sonra ayrılmıyorlar.

Bir kenara çekilip fiyatları kontrol ediyorlar.

Ödemeler genelde kredi kartıyla yapılıyor.

Ama kontrollerde herkesin suratı asılıyor.

Bir kadın kendi kendine konuşuyor:

“Ben aynı kalıp peynire 15 lira veriyordum, şimdi 24 lira olmuş.”

Diğerleri de aynı.

Herkes tepkili.

“Ay sonu nasıl gelecek” endişesi yüzlerden okunuyor.

HALKIN ENFLASYONU

Fiyatlar artık cep yakıyor.

Torbalar giderek küçülüyor.

İnsanlar bir şey alırken kılı kırk yarıyor.

İndirim günlerini bekliyorlar.

Malın sağlıklısını değil, ucuzunu arıyorlar.

Semt pazarlarının en kalabalık olduğu saatler akşam saatleri.

İş dönüşünden değil;

Daha ucuz olmasından.

“Hükümetin enflasyonu” ne olursa olsun halkın enflasyonu yüzde 40’ın üstünde.

MEMURA KAZIK

Yıllık enflasyon normalde en az yüzde 30 olması beklenirken son iki ayda sihir değdi. Açıklanan rakama göre yüzde 20,3. Yeni Ekonomik Programın bile altında kaldı. Müthiş bir başarı(!)

Şimdi memur, emekli, ... yeni maaşlarını merak ediyor.

Normalde en az yüzde 20 zam olması gerekiyordu.

Ama enflasyon “ayarlanınca” yüzde 10’a düştü.

Memurun, emeklinin yediği kazık çift taraflı.

Hem hayat pahalandı, hem maaş zammı yetersiz kaldı.

Anlayacağınız kayıpta..!

SADECE BU MU?

Memurun yediği kazık sadece bunlar da değil.

Kamu hizmetlerine yapılan zamlar yüzde 23’ün üstünde.

Düşük tutulan tek şey maaşlardaki vergi dilimleri.

Bu ne anlama geliyor?

Mart ayından itibaren vergiler yükselecek, maaşlar düşecek.

2018’den gelen kayıplar bir yana, sırada 2019 kayıpları var.

HAK MI?

Cumhurbaşkanının 50 bin liralık maaşına yüzde 26 zam.

Memurun, emeklinin 2-3 bin liralık maaşına yüzde 10 zam.

Vicdana sığar mı?''