6 Şubat sonrası müdahalede yaşanan gecikmeler için AFAD Başkanı “Yetişemedik. Yıkım çok fazlaydı” dedi. Oysa AFAD felaketten dört yıl önce Kahramanmaraş merkezli 7.5 büyüklüğünde deprem beklendiğini açıklamış ve bu verilere göre ‘başarılı’ bir tatbikat yapmıştı. Devlet kurumlarının ‘gerçek’ afete ise hazırlıksız yakalanması asıl problemin yerin altında olmadığını gösterdi.

Her Taşın Altından Siyonizm Çıkıyor: Çirkeflikte Sınır Tanımıyorlar Her Taşın Altından Siyonizm Çıkıyor: Çirkeflikte Sınır Tanımıyorlar

Kahramanmaraş’ın ardından eleştirilen AFAD’ın Başkanı Okay Memiş “Gecikme olmadı ama sayı yetişmedi. Yıkım çok fazlaydı” dedi. Sorumluluğu depreme yükleyen bu sözler ‘Peki gerçekten bu ölçekte bir felaket beklenmiyor muydu?’ sorusuna yol açtı. Dönemin İçişleri Bakanı Soylu “Hazırlığımız İstanbul depremineydi” dedi. Ancak AFAD’ın 2019’da Pazarcık merkezli 7.5’luk deprem senaryosuyla tatbikat yapması durumun böyle olmadığını ortaya koydu.

HER YIKIMDAN SONRA HATALAR SIRALANIYOR AMA ADIM ATILMIYOR

Depremin tam tahminle öngörüldüğü provada ekipler dakikalar içinde afet bölgesine gitti, iletişim kusursuz işledi. Ancak AFAD’ın 2022 Düzce depremi sonrası hazırladığı rapor her şeyin yine kağıt üstünde kaldığını gösterdi. Raporda ‘Ekipler hazırlıksızdı, gönüllülerle koordinasyon sağlanamadı, çadırlar kontrol edilemedi’ tespitlerine yer verildi. Her yıkımdan sonra yaşanan benzer tablo ‘Hatalar biliniyor ama düzeltmek için adım atılmıyor’ tepkilerine yol açtı.

0702krt01a-tum.jpg

Karar'ın manşetinde yer alan habere göre, Türkiye 85 milyon nüfusuyla 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli Pazarcık 7.7 ve Elbistan 7.6’lık depremlerde yitirdiği canlarını anıyor. Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman, Osmaniye, Adana, Kilis ve Elazığ’da yıkıma neden olan depremlerde 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti. 107 bin 213 kişi yaralandı. 11 ilde 38 bin 901 bina yıkıldı. Bölgeden 3 milyon 549 bin kişi tahliye edildi. 2 milyon 302 bin bina, 6 milyon 227 bin bağımsız bölümün hasar tespiti yapıldı. 120 bin kilometre karelik alanda 11 il, 124 ilçe, 6 bin 929 köy ve mahallede 14 milyon kişinin etkilendiği iki büyük deprem sonrası evleri tamamen yıkılan 691 bin afetzede 414 konteyner kentte 215 bin 224 konteynerde kalıyor.

YERİ VE BÜYÜKLÜĞÜ TAM OLARAK SENORYODA

Depremin birinci yıldönümünde o gün yaşanan ihmaller, alınmayan tedbirler tekrar gündeme geldi. Deprem sonrası İçişleri Bakanlığı’nın koordinesinde 2019’da AFAD Başkanlığı’nda Kahramanmaraş merkezli tatbikatlar yaptığı ve olası senaryoları değerlendirdiği ortaya çıktı. Tatbikatlardan birinde 7.5’li deprem senaryosunun ele alınarak buna göre oluşacak yıkım ve can kaybının masaya yatırıldığı belirlenmişti. Arama kurtarma ekiplerinin 15 dakikada görev yerine ulaştığı ifade edilmişti. Bir senaryoda ise 7.6’lik depremin ele alındığı ortaya çıkmıştı. Bölgedeki 26 ilinde dahil edildiği tatbikatların 6 Şubat’ın 7.7’lik depreminin olduğu Pazarcık’ın seçilmesi ise “Bir tek depremin olacağı gün ve saati belirlememişsiniz, her şeyi biliyormuşsunuz, buna hazırlık da yapmışsınız. Neden bu gecikmeler yaşanıyor, bu koordinasyonsuzluk neden” tepkilerini de beraberinde getirmişti.

GECİKME OLMADI AMA YETİŞEMEDİK

Ancak depremin yeri ve büyüklüğünün tam olarak tahmin edilmesi ve buna göre hazırlık yapılmasına rağmen AFAD Başkanı Okay Memiş’in 6 Şubat’ın yıldönümünde “Geç kaldınız” eleştirilerine yaptığı savunma tepki çekti. Depremin ilk günlerinde çıkan haberlerin sahte ve bilinçli olduğunu öne sürerek, ekiplerin dezenformasyonla mücadele ettiğini savundu. Memiş, ekiplerin bazı bölgelere geç ulaşmasına ilişkin yaptığı açıklamada ise “Gecikme olmadı ama yetişemedik. Yetişmedi, sayı yetişmedi. Yıkım çok fazlaydı” dedi. Depremin hemen ardından AFAD ve koordinasyondaki arama-kurtarma ekipleri ile gönüllülerin Türkiye’nin her yerinden yola çıktığını aktaran Memiş, depremin yanında ulaşım altyapısındaki hasar, bölgedeki yoğun hareketlilik ve olumsuz hava şartlarıyla da mücadele edilmek zorunda kalındığını söyledi.

PEKİ ASKER İLK GÜN NEDEN YOKTU

Memiş açıklamalarının devamında ise “Peki buradan hangi dersleri çıkardık?” diyerek şunu söyledi: “Afetle mücadelede en önemlisi risk azaltma. Müdahaleyi de göz ardı etmeden Arama-Kurtarmada 100 Bin Projesini başlattık. Öncelikli olarak kamu kurumlarındaki arkadaşlarımızı, jandarmamızı, polisimizi, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki askerlerimize arama-kurtarma eğitimi vererek, dinamik bir arama-kurtarma ekibi oluşturarak en az 100 bin kişiyi bir yıl içerisinde eğitmiş olacağız. Böylelikle nüfusa orantılandığında dünyadaki en fazla arama-kurtarma sayısına ulaşacağız. Bu eğitimleri her yıl devam ettireceğiz.” Bu sözle sonrası ise “Felaketin en kritik ve hayati saatlerinde ‘Madenciler neden bölgeye sevk edilmedi?’ ‘Sisteme sonradan dahil edildiği söylenen asker neden kışladan çıkarılıp seferber edilmedi?” tepkisini de beraberinde getirdi.