BATI MÜTEFEKKİRİ HEREDOT VE ANLAYIŞ

Eski Yunan mitolojisinde batı mütefekkirlerinden olup Yunan tarihinin babası olarak bilinen HEREDOT m.ö 499 ve 449 yıllarında Yunan ve pers savaşlarını antik Yunan devletleri arasında yapmıştır..

Yaşamı boyunca çok çalışmış ilk doğu ve batı soykırımını hedeflemiş batı medeniyetini zihinlere derç etmiş hülasadır. Batılının zihninde hristiyanlığı öne sürmeye yelken açan HEREDOT Yunan kolonisinde İyonya’da dünyaya gelmiştir.sosyolojik ve efsane olarak çalışmalara imza atmasıyla Yunan mitolojisini vurgulayan bir düşünür olması onun sempozyumunu antik Roma da açıyordu..

Roma yunanların felsefesinde oryantalist bir teesüs olsada Osmanlı dönemlerinden sonra yunanların müslüman olmalarını gerektiren birşey söz konusu değildi ekonomik şartlar nedeniyle garplığı aşmak ve Rumların ruhbani sıralamalarının yok edilmesi nedeniyle bir çok Yunanlı İslam dinini kabul etmiştir..

Romalılar tarafından gelen platin bir çok devrin başlangıcını yenilemiş ve kendi ideolocyasının temelini atmış bir adımdı aslında büyük İskenderin ölümünden sonra m.ö 323-324 yılları arasında filvaki olan ve Arap camiası tarafından ele alınan bu mektep felsefe okulu olarak bilinir.

Romadan sonra bölgenin en önemli yapısına sahip olmasıyla 2.yy sonuna kadar devam etmiştir. Bütün dinleri bir araya getiren ticaret merkezini kuran büyük bir yapı haline gelen İskenderin Yunan edebiyatını bir hayat felsefesi olarak derc etmiş mısır ve babil uygarlıklarının ekseriyetini şekillendiren felsefeciler iskenderini hedef olarak gösteriyordu..

Onların yapmış olduğu bu olgu yahudi ( filon ) ‘un atmış olduğu ilk çalışmalar ile gün yüzüne gelmiştir 74 yaşında olan filon İsa a.s 54 yıl yapıyı tahrif etmiştir 193- 194 sene sonra Nev -eflatuniye ismiyle kendi çapında bir felsefe oluşturur fakat bu felsefenin işine yaramayacağını anladığında işi sihir ve büyü ile sonlandırmayı çözüm olarak görür..

İslam tasavvuf anlayışını bir hezeyanlık olarak kabul etmeleri bahsinde ne kadar yol kat edilmişsede ilahi fermanın rejimini hakikat sayan bir gayedir tasavvuf , tasavvuf yolu ruh ile vaki olup akla dokunan ve mananın içerisinde mana gösteren hakikati kalplere işleyen bir yoldur..

Hakikati İslamiyeti kabul görmeyen nakıs filozofcular ve onların alt tabakasında yetişen sapmış fikirler İskenderiye mektebini bir fikir okulu gibi kabul görüp aslında gerçek hisden ve sanat anlayışından mahrum kalıyorlar..

Batı dünyasının medeniyetinde greko- Latin medeniyeti ile fikirleri karıştıran ve zihinlere facirliği feveran içinde filvaki kılan müstemleke cebirler haritasıdır.. İşte bu fikir yanlışlığı romalıların yunanistanı fethedip onların globalleşen ilkeleridir.

Kurmuş oldukları bu fikir sanat yazarlık hususunda kendilerine özel bir Helenistik yapıyı sağlıyordu malesef Garp kelimesi günbatımı olarak bilinirken 2.düşünce yapısında ayrıldı uzak kaldı manalarınada gelir Aramice ve Süryanice olarak geçen garp sözlükte akatça gibi erebu sözcüğü ile eş kökenli olarak tebarüz eder..

Osmanlı’da ise garp medeniyeti yapısı eğlence ve haramlar ile meşgul olup rahatına düşkün olmaktan bahseder.Garp emperyalizmasını mefkurleştiren siyonist yahudiler türk hakikat ve gerçek kahramanlara meydan okumanın telakkilerine rüşvet açıyordu adeta..

İnsanları tasavvuf anlayışı ve hakikat zincirleri manasından koparıp rahle altından izmleri beyinlere afazi etmeye çalışıyordu.Bakın burada meydana gelen afazi kelimesi beyin içinde bir hasar oluşturduğunu söylüyor asıl sorun hücreler içinde ve duygu manifestosunda sırrı bilmeyi keşfetmeyi sağlar dolayısıyla burada duygu devreye girer insanı işlerinde başarılı kılan duygularıdır..

Çünkü ; duygu tefekkür olmazsa hakikat filvaki olmaz İrade adı altında monşer yetiştiren ve savunanlar Osmanlıyı yıktılar malesef Fransızcadan gelen bu kelime Batı özentiliği ve dostluğu ifade ediyorken aslında dostluktan uzak tasavvuf ve batı Savaşını veriyordu.

Duygu fikir ve tefekkürden uzak bir yaşam biçimi rikkatini verenler müslümanlara darbe vuruyordu.Batı ve Türkler arasında 19 farkla kemalist inkılapçılarıyla eşya yok ,hakikat yok felsefe var mantığıyla başlayıp edebe kadar meydan okuyan kaba softa bi zihniyeti mezara gömseler..

Ayşenur TOKSÖZ