Açıkçası bu yazı baştan sonra bir anladığım kadarıyla yazısı…

Çünkü bölge hakkında beylik laflar ve analiz yapmak için bölge uzmanlarının bile zorlandığı günler yaşıyoruz.

İdlib her geçen gün Türkiye ve Suriye Rejimi ve dolaylı olarak Rusya arasında, askeri ve siyasi anlamda bir krize dönüşüyor.

Mesela bu yazının yazıldığı saatlerde Türk askerinin üs kurduğu Taftanaz bölgesinin kuzeyini Rus savaş jetlerinin bombaladığı haberleri dolaşıyor yerel kaynaklarda, üstelik Türk ve Rus heyetleri arasındaki görüşme biteli henüz birkaç saat olmuşken…

Türkiye ile Rusya arasında artık işlerin yolunda gitmediği çok açık…

Tarafların Libya'da da karşı karşıya olmaları; Erdoğan'ın Ukrayna ziyareti sırasında yaşananlar ve Suriye Milli Ordusu'nun tamamının Ruslar tarafından terörist olarak değerlendirilmesi meselesi,  artık ikili ilişkilerdeki oluşan çatlağı kapalı kapılar ardından gün yüzüne çıkarmış oldu.

Rusya ile Türkiye  arasındaki krizin patlak verdiği tarih ise 1 Şubat gibi gözüküyor…

Türkiye'nin 8 şehit verdiği Rejim saldırıları öncesinde, Novaya gazetesinin yaptığı bir habere göre 4 Rus istihbaratçı muhalifler tarafından yapılan saldırı sonucu 1 Şubat tarihinde öldürülmüş. Novaya'nın bu haberini sosyal medya üzerinden gündeme getiren Rusya uzmanı akedemisyen Kerim Has ayrıca, saldırının muhalifler tarafından yapılmış olduğununa dair Habertürk'e konuşan eski istihbaratçı İsmail Hakkı Pekin'in açıklamalarına da teyit amaçlı yer verdi.

8 şehit verdiğimiz saldırılar sonrası Rusya destekli ilerlemesine devam eden Rejim, M4 ve M5 karayollarını kesen Serakib'i alarak Idlib'e çok yaklaşırken, Türkiye'nin Soçi mutabakatıyla elinde bulundurduğu M4 ve M5 karayolları üzerindeki kontrolünü de sonlandırmış oldu. M4 ve M5 karayollarının kontrolü lojistik açıdan Türkiye'ye önemli bir avantaj sağlıyordu.

Rejim'in İdlib'e dayanması ve 8 şehit verdiğimiz saldırı sonrası ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan Rejim'e Şubat ayı sonuna kadar saldırılarını sonlandırması için süre verdi. Şubat ayı sonuna kadar ise,  Türk ve Rus heyetleri meselenin diplomatik açıdan çözülmesi, güvenli bölge oluşturulurması ya da ateşkes sağlanması adına görüşmeler yapacak.

Türk ve Rus heyetlerinin bugün yapılan görüşmesinde ise bir sonuç çıkmadı. Rusların Türkiye'ye M4 ve M5 karayollarının kuzeyine çekilmeyi teklif ettiği ancak Türk tarafının bunu kabul etmediği belirtiliyor. Türkiye yeni bir göç dalgasını engellemek için İdlib konsunda ısrarcı olacaktır. İdlib'e yapılan yoğun askeri sevkiyat da bunun en önemli göstergesi ancak Türkiye'nin Rejim ile savaşmayı göze alıp almayacağı ise belki de şu anki en büyük soru işareti…

İdlib konusunda Türk ve Rus heyetleri haftaya tekrar görüşecek ancak Rejim'in ilerlemeye devam etmesi ve İdlib'in düşme olasılığı, Türkiye'ye Şubat'ın sonunu beklemeden bir tercih yapmak zorunda bırakabilir. Türkiye'nin ise şu anki politikasına göre tercihini Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesi ile yeni bir mülteci akınına meydan verilmemesi ve Fırat'ın doğusunda PYD-YPG- PKK tarafından bir terör devleti kurulmaması ilkeleri  çerçevesinde yapacağı gözüküyor.

Türkiye'nin İdlib sınavı devam ediyor…

Onur Oruç