Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde basın danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı tavırlarının değiştiğini belirtti. Beki, "Trump rahatlamış da korkutmaya başlıyorsa korkacak bir şey yoktur" düşüncesini dile getirdi. 

Beki, "Başkan Yardımcısı Pence'in baş rolleri oynadığı günlük koronavirüs basın toplantılarını devraldı, geri vermiyor.  Bir çıktı pir çıktı podyuma, türlü arsızlıklarla yeniden ilgi odağı olmayı sevdi, 'başkan değil doktor olmalıymışım' diyecek kadar sevdi.  Koronavirüs'e kaptırdığı dizginleri tekrar eline aldı, bir süreliğine çaldırdığı popülist şovuna kaldığı yerden devam ediyor.

Eğlenceli bir meşgaleye dahi çevirdi; inmiyor, indirilemiyor sahneden. Ne oldu da Trump, birden salgının ciddiyetini kavrar görünmeye, 'vaka ve ölüm rakamları daha da kötüleşecek' demeye, koronayı önemsemeye ve önemsetmeye, görünmez düşman Çin virüsüyle savaştan söz etmeye başladı?  Ya başına taş düştü, mucizevi bir aydınlanmayla bir sabah zihni açılmış olarak uyandı..." ifadesini kullandı. 

Beki, "Yahut da işin içinde, Trump'ın hem de seçim kampanyası döneminde kaçırmak istemeyeceği bir ucuz şov hinliği olmalı. Sizi bilmem ama Trump'tan bahsediyorsak bence ikincisi doğru.Koronaya karşı zaferin yaklaştığını görmese başkomutanlık gösterisini yardımcısı Pence'ten almaz, davulu kendi boynuna asmazdı.  Sorumlu tutulma riskini alacak göz var mı onda? Perde gerisinde saklanmaya devam eder, başarısızlığı kamuoyu önünde üstlenmeyi ikinci adama bırakırdı. 

Trump'ın başkasına bırakmayacağı ve paylaşmayacağı tek şey, başarıdır. Kısacası, Putin ya da Merkel değil bu. Koruyucu tulumunu giyip karantina hastanesinde hastaları ziyarete gidiyorsa kişisel bir çıkar hesabı vardır.  Salt Trump'taki halka umut aşılama, salgınla mücadelenin başıboş olmadığını gösterme, toplum psikolojisini ayakta tutma görev aşkı ve bilinciyle açıklanamaz. Kendinden başkasını hayatı boyunca umursamamış, insan canıyla kumar oynayabilen birinde aranmayacak liderlik hususiyetleri bunlar." düşüncesini dile getirdi. 

Beki yazısında şunları kaydetti:

Trump'ın; sırf Amerikalıları yıkıcı sonuçlarına, en kötü senaryoya hazırlamak için kürsüye koşup salgından ülkesinin nasıl kırılacağını anlattığına kim inanır?

Her zamanki gibi yapmacıklık, sahtelik akan bir tiyatro sahneliyor. 

'Daha kötü olacak' derken bile velfecri okuyan gözlerinde inandırıcılık sıfır.

Bize ne, Amerikalılar mı düşünsün? 

Uzattım ama sizi de ilgilendiren bir yanı var.

Benim iddiasız tezim, sonunun gizli raporlara erişimi olan bir eblehe bile artık göründüğüdür. 

Önce 'havalar ısınınca nisanda kaybolur, aşı yetişti yetişiyor, üç vakte kurtuluruz' diyordu...

Şimdi ise yaz sonuna dek sürebilir, daha da uzar, yok olması zaman alır gibilerinden geveliyor.

Demek ki sona ermesi yakın, kabus bitiyor. 

Bed sesinde demokrasinin ebedi yenilgisini, küresel bir korku imparatorluğunun ve onun üzerinde yükselecek yeni diktatörlüklerin ayak seslerini duyduklarını sananlar oluyor. 

Salgının coşkusu elbet sönümlenecek ama çıldırtıcı paranoyası kalacak, toplumları korkusundan yakalayan rejimlerin demokrasiden uzaklaşıp otoriterleşmesiyle sonuçlanacak, kalan günlerimizi korkuya esir ve kapalı rejimlere mahkum göz hapsinde geçireceğiz, sağlığımıza karşılık ödünç verdiğimiz haklarla rehin bıraktığımız özgürlükler geri gelmeyecek, kaybettiğimiz demokratik kazanımlar temelli feda edilmiş sayılacak, karantina hiç bitmeyecek diye tasalananlar yok mu!

Müsterih olsunlar, Trump rahatlamış da korkutmaya başlıyorsa korkacak bir şey yoktur.

Yazının devamı için tıklayın