Gazeteci Can Ataklı bugünkü köşesinde, ''Demokrasiye geçilecekse eğer genel başkanlar aday olmamalı'' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Ataklı, muhalefet partilerinin genel başkanlarına aday olmamalarını tavsiye ederken, ''Eğer demokrasiye dönülecek, hukuk sistemi yeniden oluşturulacak, insan hak ve özgülükleri yine en yüce değer kabul edilecekse cumhurbaşkanlığı seçiminde herhangi bir genel başkanın aday olmasının ne anlamı var?'' hatırlatmasında bulundu.

Can Ataklı'nın yazısının tamamı şu şekilde:

Son günlerde  CHP’de en çok konuşulan konu nedir?

Kim aday olacak?

CHP kitlesi ortak adayın kesinlikle kendisinden olacağına inanıyor.

İsimler de ortada.

Bir kesim “  Mansur Yavaş olmalı, başkasıyla kazanamayız” görüşünde.

Bir diğer kesim ise “Hayır ancak ve ancak  Ekrem İmamoğlu ile kazanabiliriz, gerisi hüsran olur” diyor.

Şimdi buna bir de  Kemal Kılıçdaroğlu eklendi.

Gerçi Kılıçdaroğlu’nun ismi hep vardı da, CHP içinde pek çok kişi “O zaman kazanamayız” paniğine kapılıyor.

İşte “Kılıçdaroğlu aday olursa kazanmamız mümkün değil” görüşü son günlerde biraz erozyona uğramaya başladı.

Çünkü CHP içinde Genel Merkez’e daha yakın isimler “Adayımız Kılıçdaroğlu” demeye başladılar bile.

Kemal Kılıçdaroğlu ise henüz “Adayım” demedi ama yaptıkları sanki aday olmaya çok hazır olduğu izlenimi veriyor.

Özellikle saray medyası Kılıçdaroğlu’nun adaylığını şiddetle destekliyor ve hatta tahrik bile ediyor.

Sanıyorum Kılıçdaroğlu’nun aday olmasının kendi lehlerine olacağını düşünüyorlar.

Bana göre Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa kazanır.

Açıkçası sadece Kılıçdaoğlu değil, başka adayların da şansı Erdoğan’a karşı çok yüksek.

Buna karşı bu seçimde “ne yapılmak istendiği” önemli.

6’lı masadaki liderler ısrarla “demokrasiye dönüş” vaadinde bulunuyor.

Eğer demokrasiye dönülecek, hukuk sistemi yeniden oluşturulacak, insan hak ve özgülükleri yine en yüce değer kabul edilecekse cumhurbaşkanlığı seçiminde herhangi bir genel başkanın aday olmasının ne anlamı var?

Seçime genel başkan adaylığı ile girmek Erdoğan’ın getirdiği bu ucube sistemin devamını istemekle aynıdır.

Diyelim ki Kılıçdaroğlu seçildi.

Kısa bir süre için hükümeti kuracak ve yönetimi devralacaktır ama bir süre sonra demokrasiye geçildiğinde icra yetkisi elinden gidecek ve sembolik cumhurbaşkanı haline gelecektir.

İcranın yani hükümetin başında olmayan bir genel başkanın cumhurbaşkanı olmasının bir anlamı olur mu?

Olmaz elbette.

Ayrıca genel başkanın hem icranın hem partinin başından ayrılması parti içi sorunlara da neden olacaktır.

Seçilecek cumhurbaşkanı elbette “herkesten oy alabilecek” kişi olmalıdır ama asla Erdoğan’ın yerine düşünülmemelidir.

Cumhurbaşkanı adayı  vizyon sahibi, herkesi kucaklayabilecek nitelikleri olan, üzerine aldığı sorumluluğu taşıyabilecek, kendi başına davranmaya kalkmayacak, uyumlu çalışabilecek ve demokrasiye geçildiğinde yetkilerini hiçbir sorun çıkarmadan devredecek biri olmalıdır.