Fehmi Koru'dan  Cumhurbaşkanı Erdoğan sözleri: Durumuna üzülüyorum! Kendisine ait sitede bugünkü yazısını yayınlayan Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve hükümetin ne yapsa yaranamadığını dile getirdi.

Öte yandan Fehmi Koru, AKP'de kadro kalmadığını dile getirerek " AK Parti’nin ilk on yılında kaydettiği içte ve dışta takdir görmüş başarılarda imzaları bulunan kadrodan şimdi bir tek kişi kaldı: Tayyip Erdoğan… Onun dışındaki önemli isimlerin hemen hepsi artık AK Parti içerisinde değiller. Şimdiki kadrosu AK Parti’nin, ne yapayım doğruyu söylemek gibi bir huyum var, bugünkü tablonun da müsebbibi…" değerlendirmesinde bulundu.

İŞTE FEHMİ KORU'NUN DİKKAT ÇEKEN BUGÜNKÜ KÖŞE YAZISI

Hükümet ne yapsa yaranamıyor.. Faiz,  dolar, ekonomi, reform derken bir de savaş mı?

Siyasi hayatımızda yaşananları izlerken, emin olun, iktidarda bulunanlara üzülüyorum; özellikle de her önemli kararı kendisinin aldığını bizzat ağzından işittiğimiz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın durumuna…

Ne yapsa yaranamıyorlar da ondan…

Uzun bir süre “Enflasyonun sebebi faizdir” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve faizle ilgili kararı alan devlet kurumlarının yöneticileri onun bu tezinin doğru çıkması için gayret sarf ettiler. Faiz sıfıra yaklaştı, ancak doların TL karşısındaki değeri muazzam arttığı gibi enflasyon da düşmedi.

Zaten birileri, piyasaya müdahale edildiğinde, eş zamanlı olarak, “Göreceksiniz, dolar değerlenecek, enflasyon da artacak” deyip duruyor ve bunu faizin düşük tutulmasına bağlıyorlardı.

Ekonomi kadrosunu değiştirdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni gelenler de faizi eleştirenlerin istediği orana çıkardılar.

Alınan kararların ilk olumlu etkisi dolar-TL dengesinin TL lehine değişmesiyle görüldü.

Yetkililer dün de bir miktar daha faiz oranını yükselttiler.

Faiz oranına müdahale edilmesinin yanlışlığını savunanlar tatmin oldu mu? Hayır. Tam tersine, neredeyse aynı kalemler, şimdi de, yüksek faizin Türk sanayisini batıracağı öngörüsünde bulunuyorlar. Yükselen faiz oranı yüzünden kredilerin ödenemez hale geleceği, işyerlerinin kapısına kilit vurulacağı iddiasındalar.


“Ne yapılsa yaranılamıyor” dememin sebebi bu.

İşte ben de bu yüzden ülkeyi yöneten iktidar sahiplerinin durumuna bakıp üzülüyorum.

Reform yapılacak, ama bunu kim yapacak?

Kimsenin hakkını yemek istemem; bu sebeple de vaktiyle faizin zorlamalarla düşük tutulmasını eleştiren ve şimdilerde faiz tavana vurduğu halde tatmin olmak yerine farklı boyutta eleştirilerini sürdürenlerin de haklarını teslim etmem gerekiyor.

Her iki durumda da, aynı kişiler, ne yapılması gerektiğini söyler veya yazarken, mutlaka bir ihtiyat kaydı koymayı da ihmal etmiyorlar. O ihtiyat kaydı da ‘reform’ sözcüğü… Hemen her alanda kapsamlı bir reform yapılmadığı takdirde yalnızca faizle oynayarak sonuç alınmayacağını konuşmaktan dillerinde tüy bitti, yazmaktan kalemlerinde mürekkep kalmadı. 

Ne olacak şimdi?

Hükümetin önünde ‘reform’ yapmaktan başka bir çıkış yolu yok. Hem de hukuk başta olmak üzere, sanayide, tarımda, eğitimde -bütün bu alanlarda- köklü yol değişikliğine gitmek gerekiyor.

Yani?


Hükümetin son on yıl boyunca uygulamakta olduğu politikalardan vazgeçmesi, yeniden ilk on yılda uygulanmış politikalara dönmesi…

İyi de, bunu hangi kadroyla yapacak AK Parti?

AK Parti’nin ilk on yılında kaydettiği içte ve dışta takdir görmüş başarılarda imzaları bulunan kadrodan şimdi bir tek kişi kaldı: Tayyip Erdoğan… Onun dışındaki önemli isimlerin hemen hepsi artık AK Parti içerisinde değiller.

Şimdiki kadrosu AK Parti’nin, ne yapayım doğruyu söylemek gibi bir huyum var, bugünkü tablonun da müsebbibi…

“Faizi indir” denildiğinde faizi yerin dibine batıran, “Bindir” denildiğinde bunun neden gerekli olduğunu savunan onlar…

‘Reform’ sözcüğü en fazla onları rahatsız ediyor; “Reform yapılacak” denildiğinde o iştahı bozmak için akıl almaz iddialarla ortalığa dökülüyorlar.

Dahası da var.

İktidar artık yalnızca AK Parti’ye ait değil; başarıya sahiplik iddia edebilecek durumda olanlar tasfiye edildikten sonra iktidarını sürdürebilmek için kendisine destek aramak zorunda kaldı AK Parti ve MHP ile ittifak kurdu.

“Reform” denildiğinde “Ne reformu ulan” tarzı tepkileri sizler de duyuyorsunuzdur.

Gerçekten üzülünecek bir durum bu.