AKP eski milletvekili gazeteci/yazar Mehmet Ocaktan bugün kaleme aldığı, ''Cumhurbaşkanı çok doğru söylüyor ama…'' başlıklı yazısında, Erdoğan'ın titizlikle üzerinde durduğunu her fırsatta dile getirdiği faizle mücadelesini çok sert şekilde eleştirdi.

''bizzat  AK Parti  iktidarı, Kur Korumalı Mevzuat uygulamasıyla 84 milyondan topladığı vergilerle bir avuç tuzu kuru zümreye dolara endeksli milyarlarca faiz kıyağında bulunuyor. Hem de Tür parasına doları kayyım atayarak…'' ifadelerini kullanan Ocaktan, ''Fakirlerin vergileriyle zenginleri daha zengin etmeye devam yani…'' değerlendirmesinde bulundu.

Mehmet Ocaktan'ın yazısının tamamı şu şekilde:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamadaki özellikle ekonomi ile ilgili ifadelerine aynen katıldığımı belirtmek istiyorum. O sözler aynen şöyle: “Batı’nın ekonomi mecralarına göbek bağıyla tabi olanlara göre enflasyon insanların ve kamunun aşırı tüketiminden kaynaklanıyor. Yüksek faizle cebi dolan içerideki bir avuç kuru kesim kazanıyor. Onlarla birlikte yükselen faizlere ve değerlenen liraya heveslenerek dışarıdan gelen sıcak para sahibi fonlar, ucuzlayan döviz sebebiyle ülkeyi yabancı tüketim ürünleri pazarı haline getirenleri de unutmamak lazım. Kaybeden; üretimin düşmesi sebebiyle geleceği kararan milyonlar. Biz tercihlerimizi ellerini ovuşturanlardan yana değil, istihdamı koruyarak milyonlardan yana kullandık.”

Evet cumhurbaşkanının da altını çizdiği gibi bu ülkede;

-Batı’nın ekonomik mecralarına göbek bağı ile bağlı olanlar var,

-müthiş bir kamu savurganlığı var,

-yüksek faizle cebini dolduran küçük bir azınlık var,

-üretimin düşmesi nedeniyle geleceği kararan milyonlar var,

-dolara endeksli yüksek faizlerin sürmesi için ellerini ovuşturanlar var.

Kuşkusuz bunlar doğru tespitler, ancak cumhurbaşkanı bu ifadelerini kimleri hedef alarak söylüyor doğrusu orası biraz karışık… Başkalarına pek itibar etmesek de bizzat devlet televizyonunun verdiği haberlerden biliyoruz ki Maliye Bakanı Nurettin  Nebati, geçtiğimiz aylarda  İngiltere,  Fransa ve Amerika’da finans çevrelerine, yani Batı’nın ekonomi mecralarına giderek sıcak para dahil yatırım talebinde bulunmuştur. Hatta yabancı yatırımcı ve finans çevrelerine “Bürokrasiyi alaşağı ederiz” diyerek kendi devletinin kurumlarını itibarsızlaştıran taahhütlerde bulunmaktan bile çekinmemiştir. Acaba Maliye Bakanı’nın Batılı finans çevrelerine yazdığı şirinlik muskaları da cumhurbaşkanının itham ettiği “Batı’nın ekonomi mecralarıyla göbek bağı” tanımına giriyor mu, doğrusu izaha muhtaç bir durum.

Aslında cumhurbaşkanı çok doğru bir tespitle “yüksek faizle cebi dolan tuzu kuru bir kesim” olduğunu söylüyor. İyi güzel de cumhurbaşkanı bu uyarıyı kime yapıyor?

Eğer kendi iktidarını eleştirmiyorsa, bu uyarının muhatabı kim olabilir?

Zira şu anda bizzat AK Parti iktidarı, Kur Korumalı Mevzuat uygulamasıyla 84 milyondan topladığı vergilerle bir avuç tuzu kuru zümreye dolara endeksli milyarlarca faiz kıyağında bulunuyor. Hem de Tür parasına doları kayyım atayarak…

İşte bu konuda CHP lideri Kılıçdaroğlu da dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada, vatandaşın tasarruflarını dolarda tutmasını eleştiren cumhurbaşkanına karşı çok net ifadeleri var. Kılıçdaroğlu’nun ifadeleri aynen şöyle: “Sorumlunun bir tarafı da vatandaşın tasarruflarını dolarda tutması” imiş. Her şey bitti vatandaşa suç buldun. Bu vatandaş neden böyle yapıyor? Sen de dolarla borçlanıyorsun. Kendisini suçlayacağına vatandaşı suçluyor.”

Geldiğimiz nokta şu; iktidar finans ihaleleri dahil bütün yatırım ihalelerini dolar üzerinden yapıyor, ama ne hikmetse sonunda her şeyin sorumlusu hiçbir şekilde kendisi olmuyor, ya vatandaş ya da muhalefet oluyor…

Oysa rakamlar ortada, şu ana kadar KKM uygulamasıyla bir avuç zümreye 16.3 milyarı Hazine’den olmak üzere toplam 33 milyar lira faiz ödenmiş. Şeffaflık olmadığı için  Merkez Bankası’ndan ödenen miktar belli değil. Gelecek Partisi Sözcüsü ekonomist Serkan Özcan, yılbaşına kadar KKM’nin maliyetinin 130 milyar lirayı bulacağını söylüyor.

Rakamların diliyle konuşmak gerekirse, AK Parti iktidarının faizcilikte zirve yaptığı gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.

Hal böyleyken Cumhurbaşkanı’nın “Faizleri düşürmeye devam edeceğiz” sözleri ne anlama geliyor? Eğer KKM uygulaması devam edecekse ki öyle görünüyor, o zaman şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor: Politika faizi düşecek ama KKM ile arka kapıdan bir avuç zümreye yüksek faizler ödenmeye devam edilecek.

Fakirlerin vergileriyle zenginleri daha zengin etmeye devam yani…