Gazeteci Hrant Dink cinayetinde olay yerinde olduğu iddiasıyla tutuklandıktan sonra dava sürecinde tahliye olan emekli jandarma istihbaratçı astsubay Şeref Ateş, Düzce’de otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi.

Olay, gece saatlerinde, Kuzey Çevre Yolu Çavuşlar Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Şeref Ateş, yönetimindeki 81 DE 868 plakalı otomobille ilerlerken, yanına yaklaşan beyaz bir otomobilden ateş açıldı. Saldırganlar hızla olay yerinden uzaklaşırken, yoldan geçen sürücüler, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekibi, aracında kanlar içinde, hareketsiz bulunan Şeref Ateş’in hayatını kaybettiğini belirledi.

Yapılan incelemenin ardından Şeref Ateş’in cansız bedeni, otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı. Polis, saldırganların yakalanması için çalışma başlattı.

ATEŞ, 2017'DE TAHLİYE EDİLMİŞTİ

Düzce'de oturan Şeref Ateş'in, Dink cinayetinin planlaması ve uygulanması için Dink'in evinin bulunduğu ve sahibi olduğu Beyaz Adam Yayıncılık işyeri çevresinde keşif faaliyetinde bulunan kişilerle irtibat halinde olduğu, askeri hiyerarşik yapıda üst rütbede görev yapan kişilerin Ateş’e 'Abi' dediği iddia edilmişti. Savcılık da bu durumu FETÖ içinde yasal hiyerarşi dışında örgütsel bir yapılanma ve örgüt içerisinde bulunduklarını teyit eder nitelikte olduğu değerlendirmesinde bulunmuştu.

Uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Şeref Ateş

Mahkeme heyeti 2016'da tutuklanan Ateş'in, 2017’de görülen duruşmada tahliyesine karar verdi. Heyet tahliyeyi, "HTS kayıtlarındaki baz bilgilerinin cinayet tarihi, saati ve yeriyle örtüşmemesine, Adli Tıp Kurumu'ndan gönderilen 10 Ekim 2017 tarihli raporda, 'olay mahallinde (Şişli) olduğu iddia edilen kişilere ait görüntülerin sanıklarla uyuşmadığı' bilgisinin yer almasına ve tutuklu kaldıkları süreye" göre kararlaştırdı.

Şeref Ateş, Hrant Dink suikasti ile bağlantılı davada, 2016 yılında tutuklanmış, 2017 yılında da tahliye edilmişti. Düzce'de oturan Şeref Ateş'in, Dink cinayetinin planlaması ve uygulanması için Dink'in evinin bulunduğu ve sahibi olduğu Beyaz Adam Yayıncılık işyeri çevresinde keşif faaliyetinde bulunan kişilerle irtibat halinde olduğu, askeri hiyerarşik yapıda üst rütbede görev yapan kişilerin Ateş'e 'Abi' dediği iddia edilmişti.

Savcılık da bu iddiaları "FETÖ içinde yasal hiyerarşi dışında örgütsel bir yapılanma içerisinde bulunduğunu teyit eder nitelikte" olarak değerlendirmişti. Ancak mahkeme heyeti, "HTS kayıtlarındaki baz bilgilerinin cinayet tarihi, saati ve yeriyle örtüşmemesine, Adli Tıp Kurumu'ndan gönderilen 10 Ekim 2017 tarihli raporda, 'olay mahallinde (Şişli) olduğu iddia edilen kişilere ait görüntülerin sanıkla uyuşmadığı' bilgisinin yer alması üzerine Ateş'in tahliyesine karar vermişti.

Gazeteci Hrant Dink, 17 Ocak 2007'de İstanbul'da uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti.

Mahkeme heyeti 2016'da tutuklanan Ateş'in, 2017'de görülen duruşmada tahliyesine karar verdi.

Heyet tahliyeyi, "HTS kayıtlarındaki baz bilgilerinin cinayet tarihi, saati ve yeriyle örtüşmemesine, Adli Tıp Kurumu'ndan gönderilen 10 Ekim 2017 tarihli raporda, 'olay mahallinde (Şişli) olduğu iddia edilen kişilere ait görüntülerin sanıklarla uyuşmadığı' bilgisinin yer almasına ve tutuklu kaldıkları süreye" göre kararlaştırdı.

9 JANDARMA CİNAYET YERİNDE
Dink, 19 Ocak  2007'de saat 14.57'de vurulmuştu. Bu saatte Dink'in vurulduğu yerde tam dokuz jandarma görevlisinin olduğu tespit edilmişti. Bu kişilerden İstanbul Jandarma İstihbarat görevlileri Emre Cingöz, Ecevit Emir ve Yusuf Bozca tutuklanmıştı. Savcılığın tespitlerine göre bu üç kişinin dışında astsubay ve uzman çavuşlardan oluşan İstanbul Jandarma İstihbarat görevlileri Y.K., B.K., K.Y., E.T., H.Ş.Ş. ve N.M de olay yerindeydi.

Savcılık bu kişileri güvenlik kameralarından da tespit etmişti. Olay yerindeki isimlerden bazılarını hem tetikçi  Ogün Samast em de bazı tanıklar da görüntülerden teşhis etmişti.



ÇELİŞKİLİ İFADELERİ DİKKAT ÇEKİYOR
Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Şeref Ateş'e daha önce Emniyet, Sul ceza Hâkimliği ve mahkemedeki sorgusunda verdiği çelişkili ifadeleri sormuştu. Bakırcıoğlu Ateş'e, "Emniyet ifadenizde Okan Şimşek ile telefon görüşmelerinizin tespit edildiği söylenmiş. Siz de Okan Şimşek ile görüşmeyi hatırlamadığınızı, ancak Dink'in vurulmasını haber vermiş olabileceğini söylemişsiniz. Sulh Ceza Hâkimliği sorgunuzda da Dink'in öldürüldüğünü televizyondan duyduğunuzu ve Emniyet'te verdiğiniz ifadeyi değiştirmek istediğinizi söylemişsiniz. 7 Temmuz 2017'deki mahkemede verdiğiniz ifadenizde ise emniyetteki ile aynı şeyi söylemişsiniz" dedi.



Sanık Ateş, Emniyet ifadesinin doğru olduğunu, Sulh Ceza Hâkimliği sorgusunda kafasının karıştığını iddia ederek, "Unutkanlık var, bazı şeyleri net olarak hatırlamıyorum. Son beyanlarım doğru. Olayın üzerinden uzun zaman geçmiş. Dink cinayetini olay günü saat 16.00'da Okan Şimşek'in telefonuyla duydum. Gazetesinin ve Dink'in ismini ilk kez o telefonda duydum" dedi.

.

DHA / JD,MK

© Deutsche Welle Türkçe