Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İstanbul Platformu’nun organize ettiği programa konuşmacı olarak katıldı.

İstanbul Platformu’nun bu ay ki konuğu Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’ydu. Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu’nun başkanlığını yaptığı İstanbul Platformu, Üsküdar’da gerçekleştirdiği kasım ayı toplantısında, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu ağırladı. Karamollaoğlu’na, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya ile Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Abdullah Sevim eşlik etti. Tanışma ve yemek ikramı ile başlayan program, Temel Karamollaoğlu’nun biyografisinin okunmasıyla devam etti.

SİYASETTE ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT

Milli gazete'den Abdussamet Karataş'ın haberine göre, Programın açılış konuşmasını yapan İstanbul Platformu Başkanı İsmail Müftüoğlu, “14 senelik bir platform olan İstanbul Platformu’muzun Kasım ayı buluşmamıza teşrif eden Temel Karamollaoğlu Bey’e teşekkürlerimi sunuyorum. Kendisiyle uzun yıllar birlikte mücadele verdik. Bu platformda siyaset ve akademi camiasından çok sayıda ismi ağırladık. Geçtiğimiz ay Ahmet Davutoğlu’nu ağırladık. Gelecek ay ise Kemal Kılıçdaroğlu’nu ağırlayacağız. Bu programlar vesilesiyle siyasetçilerimizi daha yakından tanımaya çalışıyoruz. Siyasette tabi her şeyden ‘önce ahlak ve maneviyat’ olmalı düşüncesindeyim. İlk önceliğimiz bu olursa toplumda sevgi de olur, bereket de olur, huzur da olur, gelişme de olur. Bugün burada Temel Karamollaoğlu Bey’in siyasi düşüncelerini dinleme fırsatı bulacağız” diye konuştu.

SİYASETİMİZİN EN ÖNEMLİ SORUNU KUTUPLAŞMA

Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu; “Dünyada barış ve huzur istiyorsak önce kendi ülkemizde bu ortamı oluşturmak mecburiyetindeyiz. Üzülerek ifade ediyorum ki, kendi ülkemizde maalesef kargaşa ve kör dövüşü hakim. İnsanlarımız düşünemiyorlar, muhataplarını dinlemek yerine, hakaretle susturmayı tercih ediyorlar. Siyasetimizin en önemli sorunu kutuplaşmadır. Kutuplaşma, gelecek seçimlerde başarılı olmanın en kestirme yolu olarak görülüyor. Hiçbir parti diğerinin düşmanı değil, olsa olsa rakibidir” dedi.

TEMEL PRENSİBİMİZ ÜRETEREK GELİŞMEK

Eğitim, sağlık, emeklilik ve asgari ücret konularında hükümetin eksikliklerine dikkat çeken Karamollaoğlu; “Asgari ücret her sene açlık sınırının altında gündeme getiriliyor. Ekonominin gelişmesi asgari ücretlerin artmasıyla sağlanır. Erbakan Hoca’nın başbakanlığında maaşlara yaptığı zamlar hepiniz malumu. Vatandaşın para harcaması için iyi ücret alması lazım. Ekonomi ve sanayinin yönetimini hep algıyla yürüttüler. Son 90 yılın birikimini sattılar, onların yerine fabrikalar değil, alışveriş merkezleri kurdular. Bizler teknolojiye ayak uydurarak sanayiye özellikle ağır sanayiye ağırlık vereceğiz. Bizim temel prensibimiz üreterek gelişmek ve ülkemizi geliştirmektir” açıklamasında bulundu. Karamollaoğlu, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Program Karamollaoğlu’na sunulan hediye takdimiyle sona erdi.

‘DEVLETİN DİNİ ADALETTİR’

İslam dininin adalete verdiği önemi anlatan Karamollaoğlu, “Bendeniz inançlı bir insanım. İslamcı değil, Müslümanım. İslamcı dışardan gelen bir tabirdir, bizim medeniyetimizde üretilen bir tabir değildir. Müslüman hayatını İslami prensiplere göre tanzim edendir. Benim inancım bana ilk önce adaleti emrediyor. Adaletin bir ülkede tesisi, o ülkenin bir numaralı meseledir. Hazreti Ömer Efendimiz’in buyurduğu gibi ‘Devletin dini adalettir’. Bir diğer önemli konu liyakat ise devletin bütün müesseseleri verimli olsun, yöneticiler vatandaşın derdiyle dertlensin diye öncelenmesi gereken bir konudur. İnsanlar becerilerine göre bir makama getirilmeli. Yöneticileri ile yakınlıkları en son dikkate alınacak şey olmalı. Liyakati sağlamadan ülkenin problemlerini çözebilmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

YÖNETİCİLER EMANETE İHANET ETMEMELİ

Yöneticilerinin halkın emanetlerine sahip çıkmak zorunda olduğunu hatırlatan Karamollaoğlu, “Toplumun malı ve mülkü yöneticilere teslim edilmiştir. Yöneticiler, emanetlere yetim malına sahip çıkar gibi sahip çıkılmalıdır. Yöneticiler yolsuzluğa bulaşmamalı. Kimsenin haksız yere menfaat elde etmesi kabul edilemez. Milletin menfaatine olan işi yakınlarınıza dağıtırsanız ülkenin kaynakları tükenir. Kaynakların verimli tüketilmesi gerekir. Devlet fakirin fukaranın hakkını gözetecek. Peygamberimiz’in ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ hadis-i şerifi gereği toplumda yaşayan her insanın ihtiyacı giderilmelidir” diye konuştu.

HAKARETLE KİBİRLE BİR YERE VARILMAZ

“Düşünerek, fikir üreterek ülkemizin problemlerini çözeceğiz” diyen Karamollaoğlu; “Biz herkesin, taban tabana zıt fikirleri olsa dahi konuşabilmesini, tartışabilmesini, ülkenin en büyük meselesi olarak görüyoruz. Bunu sağlamak zor olabilir ama kesinlikle imkânsız değil. Çözüm için ısrarla çalışırsak ülkemiz makul bir noktaya gelecek. Hakaretle, kibirle bir yere gelebilmek mümkün değil” şeklinde konuştu.