BÖLÜNÜRSEK YOK OLURUZ.

Biz, neden bir ve diri olunması gerekilen zamanlarda ayrışıyoruz?

Bu ayrışma kimlerin işine yarıyor?

Onca şeyle mücadele ederken tükendiğimiz yetmezmiş gibi bir de ahmakça davranmak bize ne kazandıracak?

Koyun olalım da kaval çalan herkes bizi gütsün olayı değil bu. Haksızı eleştirmek başka bir şey.

Doğruya sahip çıkmamak çok başka bir şey.

Bazı gerçekler gözümüze girdiği için göremiyoruz sanırım onları.

İçimizde ve bizden olan ( ne kadar bizden oldukları tartışılır orası ayrı!) tek seferde krizi bahane edip 450 tl zam yapan ev sahibine, ürünlere alım kotası koyan marketlere, altın fiyatları çıkınca alacağanı erken tahsil etmeye çalışan uyanıklara, ortalıkta cirit atan fırsat düşkünlerine, ses etmeyenler tüm fırtınalı hallerde olduğu gibi en ön sıralarda bağırınıyorlar.

Hani herkesin kavgası vatan ve bayraktı?

Hani herkes kardeşti?

Gönül verilen partiler, desteklenen fikir ve düşünceler, emek verilen davalar bundan öncede farklıydı yine farklı olacak burada hemfikiriz.

Amaaa! bu ülkenin ay yıldızlı , şehidimin kanıyla kırmızıya boyanmış tek bir bayrağı var.

O nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek (ALLAH'ın izniyle). Diyelim ki kriz bitti, terör yok, her şey süt liman ama özgürlüğümüz de gitti. Kıymeti var mı?

YOK. İşte bu yüzden vatanımıza, bayrağımıza, özgürlüğümüze sahip çıkmalıyız, bize bırakılan, emanet edilen bu kıymetlerin hakkını vermeliyiz.

Arif Nihat Asya'dan güzel bir kıtayla hepinize selâm olsun.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı; Barışın güvercini, savaşın kartalı Yüksek yerlerde açan çiçeğim.

Senin altında doğdum.

Senin altında öleceğim.

Arif Nihat Asya