Yıkılmayalım Sakın!

“halksa kal'am onu kal'a kılan benim

boşanır damarlarıma yılların kahraman gürültüsü

çünkü kavganın göbeğidir benim yerim.”

İsmet Özel böyle anlatmış kavga ruhunu...

Damarlarında yılların kahraman gürültüsünü taşıyıp da hayatı bir kavga düzeninde geçen çok insan geçmiş tarihimizden…

Hayat da bir yerde kavgadır ve bunu Anadolu insanından daha iyi bilen pek insan da yoktur aslını söylemek gerekirse...

Hayatı bir kavga olan insanların, ölümlerinin de sıradan olmasını ya da ecelleriyle ölmelerini düşünmek, bir de bunu ölümün en sevdiği coğrafyadan beklemek çok da gerçekçi olmayacaktır takdir ederseniz…

Takdir edersiniz ki ölümün de bir yerde yakışması ve layık olması gerekir bu kahraman insanlara ve hayat da zaten imzasını ancak bu şekilde atabilir tarihe. Ancak bu şekilde tasdik edebiliriz ya da belki de ancak bu şekilde hakkını verebiliriz bu insanların. Zira siz de bilirsiniz ki biz, insanların yaşarken pek kadrini de kıymetini bilmeyiz. Bilmeyiz doğru ama unutmayız da…

Biz de unutmadık…

Ne Karlı Sokak’taki patlayan o bombayı ne de Mumcu’nun bize bakan o mahzun kırık gözlüğünü unuttuk.

Biz unutmadık.

Diyarbakırlı çocukların Gaffar babasını hala anıyoruz 24 Ocaklarda…

“Vurulduk ey halkım unutma bizi” diyen Uğur Mumcu’yu da, “Makam peşinde değilim yapacak iş bulamazsam gider babamın fırınında ekmek satarım” diyen Ali Gaffar Okkan’ı da, her 24 Ocak saygı ve minnetle anıyoruz.

Hayatı bir kavga düzeninde yaşayan insanlara örnek olan yaşamları hepimizce malum…

Hepimiz biliyoruz ki onlar kafa sallamadılar, yanlışa doğru demediler, gerçeğin peşinden gittiler, ucunda ölüm bile olsa memleket için değer dediler ve ölümüne mücadele ettiler.

Onları aramızdan alanların tahtlarını yıkamadılar belki ama sallamaları bile yetmiştir onlara biliyoruz.

Onların kurtlar sofrasına sağ çıkmak için girilmeyeceğini bildiğimiz gibi…

“biliriz dünyadaki yorgunluk habire mızraklanır

dağlarda gürbüz bir ölümdür bizim arkadaşların ki

pusmuş bir şahanız şimdilik, ne kadar şahan olsak

ama budandıkça fışkıran da bizleriz

ölüyoruz, demek ki yaşanılacak…”

İsmet Özel’le başladık onunla bitirelim istedim.

Yıkılmayalım sakın...

Onur Oruç