CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak,  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında "Edirne'deki en büyük hesabı İmralı'dakine verecek" sözlerini değerlendirdi. CHP'li Öztrak, “Bu hükümet artık fakir fukara milletin sırtında ağır bir yüktür. Milletimiz de durumun farkındadır. Sırtında bir yük, bir kambur haline gelen Erdoğan şahsım hükümetini üstünden silkeleyip atmak için gün saymaktadır. Öyle görünüyor ki Erdoğan da bunun farkındadır. Bunu nereden mi biliyoruz? Erdoğan’ın İmralı’ya çiçek atmasından, İmralı’dan yeni bir siyasi himmet beklemesinden... Anlaşılan Erdoğan, İmralı’yla mektup arkadaşlığını yeniden hızlandıracak. Herhalde bunun için küçük ortağın da rızası alınmıştır. Bahçeli, atmak için mitilini de hazırlamıştır” dedi.

Faik Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

9,1 MİLYAR LİRALIK FARK VAR

Bir gecede tarihimizin en acımasız servet transferlerinden biri gerçekleştirildi. Millete ‘kur korumalı mevduat’ anlattılar, ‘cambaza bak’ dediler. O sırada Merkez Bankası’nın dövizlerini arka kapıdan cayır cayır sattılar. Merkez Bankası’nın net döviz pozisyonu, geçtiğimiz aralık ayında 17,7 milyar dıolar gerilemiş. Merkez Bankası, geçtiğimiz aralıkta piyasadan, İhracat Reeskont Kredileri aracılığıyla 2,1 milyar dolar toplamış. Piyasaya da 10,6 milyar dolar döviz satmış. Bunun 3,3 milyar doları BOTAŞ’a, 7,3 milyar doları da açık ihalelerle piyasaya satılmış. Bu alınan ve açıkça satılan dövizleri netleştirirsek Merkez Bankası’nın geçtiğimiz aralık ayında net 8,6 milyar dolar döviz satmış olması gerekiyor ama net döviz pozisyonu, aralık ayında 8,6 milyar dolar değil 17,7 milyar dolar gerilemiş. Yani nereye gittiği belli olmayan, 9,1 milyar dolarlık bir fark var. İşte bu 9,1 milyar dolar, Merkez Bankası’nın arka kapısından, tarihimizin en acımasız servet transferini gerçekleştirmek için satılan ve nereye satıldığı da belli olmayan rezerv miktarıdır.

BU MUDUR SİZİN YERLİLİĞİNİZ, MİLLİLİĞİNİZ

Erdoğan şahsım hükümeti, yandaş müteahhide dolarla, avroyla verdiği garantileri, mevduat sahibine kur farkını ödeyebilmek için zenginlerin mevduatına vergi muafiyeti, kurumlara da vergi istisnası getirmek için akaryakıta, elektriğe, doğal gaza zam üstüne zam yapıyor. Vatandaşın işlerin adaletle yürütüldüğü algısı yerle bir oluyor. Yapılan hiçbir şeye güven kalmıyor. Kasa 70 sente muhtaç olunca sadece paramız pul olmuyor, milli varlıklarımız da kelepir oluyor. Üzerimizde akbabalar dolaşmaya başladı. Birleşik Arap Emirlikleri’nde kamu yatırımlarını yöneten fonun başındaki isim, ‘Türkiye Varlık Fonu ve portföyündeki şirketlerle görüşüyoruz, Türk lirasındaki düşüş fırsatlar sunuyor, bu harika bir zaman, zor durumdaki varlıklar için seçenekleri değerlendiriyoruz’ demiş. Bu sözlerin anlamı açık: ‘Türk lirasını pul ettiniz, atanızdan, dedenizden kalan mallar bizim için batan geminin malları oldu, hepsini toplamak için de bize fırsat çıktı’. Erdoğan’a ve onun ufak ortağına soruyoruz: Bu mudur sizin yerliliğiniz? Bu mudur sizin milliliğiniz? Kasa 70 sente muhtaç olunca bu milletin onuru olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını, ay yıldızlı pasaportumuzu elin oğluna dolar cinsinden tarifeye bağlayıp satmaya başladılar. ‘Getir 500 bin doları, al Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını.’

ANLAŞILAN ERDOĞAN, İMRALI’YLA MEKTUP ARKADAŞLIĞINI HIZLANDIRACAK

Bu hükümet artık fakir fukara milletin sırtında ağır bir yüktür. Milletimiz de durumun farkındadır. Sırtında bir yük, bir kambur haline gelen Erdoğan şahsım hükümetini üstünden silkeleyip atmak için gün saymaktadır. Öyle görünüyor ki Erdoğan da bunun farkındadır. Bunu nereden mi biliyoruz? Erdoğan’ın İmralı’ya çiçek atmasından, İmralı’dan yeni bir siyasi himmet beklemesinden... Anlaşılan Erdoğan, İmralı’yla mektup arkadaşlığını yeniden hızlandıracak. Herhalde bunun için küçük ortağın da rızası alınmıştır. Bahçeli, atmak için mitilini de hazırlamıştır. Milletimiz, bu siyasi bezirgânların notunu vermiştir. Sandığın önüne gelmesini beklemektedir. Artık yolcudur Abbas, bağlasan durmaz.”