Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partiye üye olup dümene geçeceğinin netleşmesi üzerine parti içi ekipler, tam bir güç ve gelecek mücadelesine girişti. Özellikle sosyal medya üzerinden kılıçları çeken ekiplerin, mücadeleyi karşı tarafa hakarete vardırdığı belirtiliyor. Oylarının düşük çıkmasından sonra trollerin, ‘evet’ vereceğini resmen açıklamayan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve önceki Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yönelik hakaret mesajlarının önü alınamıyor. Özellikle yeni dönemde parti içindeki İslamcı ve radikal kesimlerin Erdoğan tarafından tasfiye edilmesini isteyen pelikan cenahı, kavgayı körüklüyor. Son yaşanan Mavi Marmara kırılması ise, tabanı iyice tahrik etmiş görünüyor.

Bu satırların aleni yazılması ise iktidar yöneticilerinin parti içindeki alternatif ve marka isimlere, muhaliflere ve cemaat kökenli vekillere çeviriyor. İşin dikkat çeken yanı ise, 16 yıl önce AKP’nin kurulmadan önce Amerika ve Avrupa başkentlerindeki temas trafiğini andırır bir şekilde, potansiyel alternatifleri Batı ile işbirliği içinde olmakla suçlaması olarak görülüyor. Ancak siyasi analizciler, Batı’nın Türkiye’deki bu tarz oluşumlara sıcak bakmayacağı, başkanlıkla içeride ipleri ele almış bir merkezi liderlikle çalışmaya yeğleyeceği kanaatini ifade ediyor.

“MHP’den 3-4, HDP’den 1,5 puan oranında destek geldiğini ve AKP’nin oyunun yüzde 46’lara düştüğünü” söyleyen parti kaynakları, bu durumun sorumlusu olarak Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve başta İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ile ‘hayır’ın yüksek çıktığı diğer illerin bakan ve vekillerini sorumlu tutuyor. Partide diğer bir kesim yandaş bazı yazarlar ise, söz konusu erimenin kutuplaştırıcı, ötekileştirişi ve dışlayıcı sert üsluptan kaynaklandığını, 2019 seçimlerine giden yolda da bir hâl ve tavır değişikliğine gidilmezse kaybın büyüyebileceği ve 2019 seçimlerinin kaybedilebileceği uyarısı yapıyor.  Halen iktidar partisine verilen oyların, “makul bir alternatif” olmamasından dolayı olduğunu düşünen yandaş kalemler, CHP merkezli hiçbir alternatifin AKP tabanına hitap edemeyeceğini ancak, parti içinden İsrail-ABD-AB’ye karşı samimiyetle milli tavır sergileyecek, “Daha adil bir düzen, mutedil bir iktidar dili ve üslubu, üretken ve paylaşımda adil bir ekonomi ve sosyal barışı önceleyen yeni bir partinin kurulması” durumunda iktidar tabanının gönlünü kazanacağına dikkat çekiliyor.

Millî Gazet