Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Millî Görüş'ün 50. yılında Millî Gazete'ye özel yazdı.

"Bir medeniyet tasavvuru olarak; 50’nci yılında Milli Görüş" başlıklı yazısında Karamollaoğlu, şunları kaydetti:

2019 yılı Milli Görüş hareketinin siyaset sahnesine çıkışının 50’nci yılıdır. 

Bu hareketin mana ve mahiyetini doğru anlayabilmek için, geçen asırda yaşananları kısaca hatırlamamıza ihtiyaç vardır.

Yirminci yüzyıl iki cihan harbine sahne oldu; birincisinde Osmanlı Devleti dağıldı, İslam coğrafyası emperyalist güçler tarafından işgal edildi ve Türkiye Cumhuriyeti, ancak İstiklal Harbi sonrasında kurulabildi.

İkinci Cihan Harbi daha tahripkâr oldu ve 65-70 milyon insan hayatını kaybetti.

Bu harbin sonunda bir taraftan insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü teminat altına almak maksadı ile uluslararası müesseseler oluşturulurken diğer taraftan da ülkeler arasında sürekli bir diyalog mekanizması oluşturma maksadı ile de Birleşmiş Milletler Teşkilatı kuruldu. Bu arada dünya temelde kapitalist ve komünist olarak iki bloka ayrıldı.

Bu iki anlayış da dünyaya huzur ve barış getirmemiş, galip ve güçlü devletlerin menfaatlerini korumaktan ileri gidememiştir.

Bu arada geri kalmış ülkeler, görünüşte siyaseten bağımsızlıklarını kazanmış görünseler de ekonomik yönden güçlü olan ülkelerin sömürgesi olmaktan kurtulamadılar.

Bu ülkelerin tabii kaynakları, emperyalist ülkeler tarafından sömürülürken, kendileri ne sahip oldukları tabii kaynaklarından yeterince faydalanabildiler ne de sanayi ve teknolojide mesafe kat edebildiler.

İşte bu ortamda ülkemiz, zengin petrol kaynaklarına sahip olmasa da, bağımsızlıktan sonra başlatılan kalkınma hamlesini devam ettiremediği gibi temel insan haklarını ve demokratik prensiplerini muhafazada da engellerle karşılaştı.

Hâlbuki tarihi geçmişimiz milletimizin büyük başarılara imza attığını bize hatırlatmakta ve izlememiz gereken yolu da işaret etmekteydi.

İşte bu hususta en ciddi hamle, bundan tam elli yıl önce tarihe Milli Görüş hareketi olarak geçecek bir anlayışın Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından başlatılmasına şahit oldu.

Milli Görüş, sadece ülkemizin, topyekûn kalkınmasını ve örnek bir ülke olmasını hedeflemekten öte, geri kalmış ülkeleri de kucaklayarak, bütün dünyada adil bir düzenin hâkim olmasını sağlayacak bir anlayışın adıdır.

1969 yılında Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın öncülük ettiği Bağımsızlar Hareketi ile başlayan, daha sonra Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi ile devam eden Milli Görüş hareketi, bugün Saadet Partisi tarafından temsil edilmektedir.

Milli Görüş hareketi 1969 yılından bu yana geçen 50 yıllık süreçte siyasal, sosyal, ekonomik ve toplumsal açıdan ülkemizde büyük dönüşümlere öncülük etmiştir.

Kendi benliğinden, tarihinden, değerlerinden uzaklaştırılmaya çalışılan bir millete, kendi tarihini yeniden hatırlatmış ve özgüvenini kazanmasını sağlamıştır.

“İslam Terakki’ye engeldir” diyen Batı kompleksli anlayışa karşı tam tersine, “İslam Terakki’nin bizatihi kendisidir” diyerek, hızla büyüyüp gelişecek bir mücadelenin tohumlarını atmıştır.

İlk andan itibaren;

* Maddi ve manevi kalkınmanın,

* Yerli ve milli duruşun,

* Üreten bir ekonominin,

* Güçlü sanayi hamlelerinin

* Adil paylaşımın tavizsiz savunucusu ve üstlenicisi olmuştur.

Değerli kardeşlerim;

Milli Görüş, ortaya koyduğu misyon ve çaba ile sadece Türkiye’de değil, bütün İslam dünyasında önemli bir uyanışın zeminini oluşturmuştur.

Ancak hareketimizi sadece bir parti, sadece siyasal bir organizasyon olarak değerlendirmek yeterli bir yaklaşım olmaz.

Milli Görüş aynı zamanda bütün insanlığın saadetini benimseyen bir medeniyet tasavvurudur.

Referansını tarihimizden, inancımızdan ve değerlerimizden alan kadim bir anlayışın eseridir.

Bu yüzden siyaset sahnesine çıktığı ilk andan itibaren ortaya koyduğu temel kavramlar; ‘Hak’, ‘Adalet’, ‘Barış’, ‘Kardeşlik’, ‘İnsan Hakları’, ‘Adil Paylaşım’, ‘Düşünce ve İfade Özgürlüğü’, ‘Şahsiyetli Dış Politika’ gibi en temel İslami ve insani değerler olmuştur.

Komünizm, kapitalizm ve ırkçı emperyalizm gibi maddeyi ve menfaati esas alan küresel sistemlere karşı manayı ve fazileti esas alan güçlü bir reddiye getirmiştir.

İnsanın insana tahakkümünü ortadan kaldırıp yerine Adil Bir Düzen kurmayı kendisine şiar edinmiştir.

Nitekim Yaşanabilir Bir Türkiye ve Yeniden Büyük Türkiye iddiasının hemen ardından üçüncü ve nihai hedef olarak Adil Bir Dünya iddiasını gündeme taşıması bu medeniyet tasavvurunun bir göstergesidir.

Milli Görüş 1969 yılından 20019 yılına kadar tam olarak yarım asırdır bu ilke ve anlayış çerçevesinde mücadele etmiştir. Yeryüzünde egemen olan güçlerin bütün tahakkümüne rağmen insanlığın saadetini esas alan bir sistem önerisi yapmıştır.

Bu sebepten dolayı Milli Görüş hareketi herhangi bir siyasi organizasyon değildir. Bu hareket kadim geçmişten aldığı ilham ile geleceğe yürüyen bir inanç ve aksiyonun adıdır.

Değerli kardeşlerim;

Bugün insanlık hiç olmadığı kadar Milli Görüş’ün prensip ve anlayışına ihtiyaç duymaktadır.

Ya bütün insanlığın saadetini tesis edeceğiz ya da insanlığın ırkçı emperyalizmin çarklarında ezilmesine razı olacağız.

Bu iki tarihi yol ayrımı açık bir şekilde bizi insanlığın tamamı için mücadele etmeye zorlamaktadır.

Bu sebeple tarihi gelişmeleri ve içinde bulunduğumuz şartları değerlendirdiğimiz zaman Milli Görüş’ün yeryüzünde hâkim kılınmasının bir zaruret olduğu ve şartların insanlığı buna sürüklediği açık bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.

Bu sebeple;

* Savaşın değil barışın,

* Çatışmanın değil diyalogun,

* Çifte standardın değil adaletin,

* Üstünlük ve kibrin değil eşitlik ve tevazunun,

* Sömürünün değil adil paylaşımın,

* Baskı ve tahakkümün değil insan haklarının hâkim olduğu bir dünya için her zamankinden daha çok çalışmak zorundayız.

Unutmamalıyız ki, geleceği ihtirası olanlar değil iddiası ve ideali olanlar şekillendirecektir.

Bu tarihi görev ve sorumluluk bugün Milli Görüşçülerin, Saadet Partililerin omuzlarındadır.

Şüphesiz ki zafer inananlarındır ve zafer yakındır.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu