Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ali Koç, sarı-lacivertlilerde gerçekleşecek olan seçim süreciyle alakalı aday olup olmayacağının belli olmadığını söylerken, 12 Mayıs 2012 de derbi mücadelesinde yaşanan olayların FETÖ kumpası olduğunu söyledi. Ali Koç, NTV'de "OAnınHikayesi" programına konuk olurken, sarı-lacivertlilerle ilgili açıklamalarda bulundu. "TEMİZLEYİN" 3 Temmuz şike kumpası süreciyle ilgili görüşlerini belirten Koç, "FETÖ, Türk futbolunun hala içindedir. Yakın zamanda çok yeni şeyler çıkacak, göreceksiniz. Devlete çağrıdır, bu örgütü futboldan temizleyin" dedi. Ali Koç, şu ifadeleri kullandı: "3 Temmuz'da Fenerbahçe'ye bugün FETÖ denen alçak örgütün saldırısı, kumpası olan bir dönem yaşadık. Başkanımız, yöneticilerimiz, bazı kulüp personeli ve onlara yakın bazı isimler haksız yere gözaltına alındı. Sahada futbolcular mücadele ediyor, bizler camia olarak sokakta, Metris'te, Silivri'de, Çağlayan'da, Anıtkabir'de mücadele ediyoruz. Milat budur. 3 Temmuz yaşanınca bu müthiş kadromuz tek tek ayrılmaya başladı. Bu imkanlar, ruh haliyle basında bize saldırılıyor. Bugün televizyonlara çıkıp, o günü unutan bu işin şakşakçılığını yapanlarla Fenerbahçe hesaplaşacaktır. Er ya da geç Fenerbahçe camiası hesaplaşacaktır.12 Mayıs 2012 de FETÖ kumpasıdır. Olaylar maç öncesinden başlıyor. Bir gaz kokusu daha maç öncesinden var. Maç bitince, polisler Fenerbahçe taraftarını kışkırtmak için birden bire Galatasaray takımının etrafını çevirdi. Onlar da kutlama yapıyorlar. Kalkanlarla seyircilere gitmeye başladılar. Müthiş gaz sıkılıyor. Ben de sahaya indim. Polislere durun diyorum. Resmen seyirciyi sahaya indirdiler. Benim yanıma ne düştüğünü hatırlamıyorum. Galatasaray öyle söylemlerde bulunuyordu ki, iki camia arasında yıllarca onarılamayacak bir tahribat ürettiler. FETÖ, Türk futbolunun hala içindedir. Yakın zamanda çok yeni şeyler çıkacak, göreceksiniz. Devlete çağrıdır, bu örgütü futboldan temizleyin. Geçmişte yaşanılanlar toplumsal kaos yaşattı. Kardeşi kardeşe kırdırdılar. Her zaman aramızda rekabet var ama insanları nefret noktasına getirdiler. Futbol, bu ülkedeki en ayrıştırıcı unsurlardan biri oldu. İnşallah tez zamanda, bu zihniyetin kilit noktalarıyla futbolun içinde yer aldığının kanıtları olacak. Bunda aktif rol alanlar var, bir de fırsatçılar var. Beni en çok rahatsız edenler, rüzgara göre hareket edenler." "FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİLDİR" Fenerbahçe camiası ile ilgili konuşan Koç, şöyle devam etti: "Fenerbahçe, enteresan bir camia. Bilhassa 3 Temmuz'dan sonra hakkı da var taraftarın. Çok sahiplendiler. Talepkar bir camia. Trabzonspor maçından sonra söylediğim gibi 2 günde yüceltilirsin, 2 günde yerden yere vurulabilirsin. Özellikle hoca ve futbolcuysan. Taraftarlarımız şunu bilmeli. Futbol, bu ülkede futbol değildir. Saha dışında çok şey oluyor. Zaten futbolu yakından takip edenler bunu biliyor. Biz bu dış faktörlerle boğuşuyoruz. Ben sosyal medyayı o kadar takmıyorum. Futbolcularımız, çalışanlarımız takıyor. Düne kadar Erol hocayı yerden yere vuruyorlardı, Trabzon maçından sonra ise 'O ne kadar büyük hocaymış' dediler. Taraftarlarımızdan rica ediyorum, dış faktörlerle mücadele ederken bir de sizinle mücadele etmeyelim. Siz derken, samimi taraftarlarımızı demiyorum." "AZİZ YILDIRIM İLE..." Fenerbahçe başkanlığına adaylık sürecine değinen Ali Koç, “3 Temmuz'un verdiği maddi manevi zarar devam ediyor, üzerine yönetimsel yanlışlar falan belli bir noktaya gelindi. Ben her zaman kulübün yanında durdum, dışarıdan da destek verdim. Zamanı gelince detaylı anlatacağım. Aziz başkan ile aramda yaşanan bazı şeylerden dolayı aday olmaya karar verdim. Seçimi de kazandık. Küçüklüğümden beri söylerim ama planlanmış bir şey değildi. Bugüne kadar geldik” diye konuştu. Haziran ayında gerçekleşecek olan seçimde aday olup olmaması ile ilgili görüşlerini belirten Koç, “Bu seçim döneminde ne olacağını kendim açısından bilmiyorum. Ben olayım, olmayayım, Fenerbahçe'ye başkan adayı olacak isimler bir an evvel çıksın. Ne kadar çok aday, o kadar iyi. Benim seçim döneminde yaşadıklarımı kimse yaşamayacak” dedi. ADI HEP FETÖ’YLE ANILDI Öte yandan, Ali Koç'un sözleri sonrasında, gözler Fenerbahçe Sportif Direktörü Emre Belözoğlu'na çevrildi. Zira, Belözoğlu'nun adı hep FETÖ ile anıldı. FETÖ'nün futbol kumpası iddianamesinde en dikkat çeken isim Belözoğlu’ydu. Aralık 2016’da FETÖ'nün futbol ayağına ilişkin soruşturmada, eski milli futbolcular İsmail Demiriz, Arif Erdem ve Uğur Tütüneker hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 7,5 yıldan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı. İddianamede, futbol imamı Said Alpsoy'un, futbolcu Emre Belözoğlu ile ilgili beyanlarına da yer verilmişti. FETÖ'den ayrıldığını iddia eden Said Alpsoy, “tanık” olarak şunları söylemişti: “İsmail, Uğur, Arif Erdem, Hakan Ünsal, Emre Belözoğlu ve Okan Buruk’un da içinde bulunduğu gruba sohbet toplantıları yapmaya başladım, kendileri ile kaynaştık, cemaatin kendilerine gönderdiği bir ağabey varmış ancak maddi menfaatlerden kaynaklı rahatsızlıklarını futbolcular bana ilettiler, bu ağabey ile anlaşamamışlar, bu şahsın Antalyalı olduğunu biliyorum ismini şu anda hatırlamıyorum. Sohbetlerimizin devam ettiği sürede İstanbul imamı Ahmet Kara idi. Bir süre cemaatin üst kadrolarına bilgi vermeden bu sohbet toplantılarında onlara hocalık yapmaya devam ettim.” NİKAHINI FETÖ KIYDI Belözoğlu’nun FETÖ’ye bağlılığını Alpsoy, şöyle anlatıyordu: “Arif Erdem bir tarihte bana kız arkadaşı ile geldi, o bayan ile evlenmesinin uygun olup olmayacağını danıştı, aynı şey Emre Belözoğlu ile de yaşandı. 2006 yıllarında Emre Belözoğlu beni aradı, eşi ile imam nikahlarını kıymamı istedi, ben de evlerine gidip imam nikahlarını kıydım.” Said Alpsoy, Fotomaç gazetesine “Türkiye 2002'de Dünya üçüncüsü olunca takıma prim dağıtıldı. Emre, Okan, Hakan Şükür, Hakan Ünsal ve Arif bu primlerden para topladı. Toplanan para 250 bin veya 500 bin dolardı. Bu parayı Pensilvanya'ya Arif Erdem götürdü. Gülen daha sonra Arif'e methiyeler düzdü” açıklamasını yapmıştı. Emre Belözoğlu ise FETÖ'ye kurban bağışı ve öğrenci bursu verdiğini ancak 17-25 Aralık döneminden sonra bu örgütle tüm ilişkisini kestiğini söylüyordu.