Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Küçükçekmece'de STK temsilcileri ile bir araya geldi. Davutoğlu, STK temsilcilerine yönelik bir konuşma yaptı. Davutoğlu, son günlerde akaryakıt ve gıdaya her gün gelen zamlara tepki gösterdi. 'Ekonomimiz 1970'li yılların tablosuna geri döndü. Ukrayna'da savaş olmasına rağmen bizim ekonomimiz Rusya ve Ukrayna'dan daha kötü durumda' dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Küçükçekmece'de STK'larla bir araya geldi. Ülkede her evde, her kesimde yangın olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, çok zor dönemlerden geçildiğine vurgu yaptı. 6 siyasi parti liderinin ülkenin sorunlarına çözüm bulmak gayesiyle bir araya geldiğine dikkat çeken Davutoğlu, "Nasıl insan komşusunun zor zamanında yardımına koşarsa biz de daha önce birbirleriyle siyaseten mücadele etmiş isimler olarak ülkenin içine düştüğü sıkıntılı ve zor zamanlarını aşması için bir araya geldik. Açık bir şekilde ortaya çıktık. Bahçeli ve Erdoğan'ın kapalı kapılar ardında yaptıkları gibi pazarlık yapmıyoruz. Ülke ekonomisi şu anda savaş ekonomisinden daha kötü durumda" ifadelerini kulandı.

Davutoğlu, art arda gelen zamlara ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına tepki gösterdi. Davutoğlu, “Ülke yangın yeri. Boş laflarla kaybedecek vakit yok. “Sayın Erdoğan, ülkemiz için bir araya gelip çözüm sunmamızdan çok rahatsız olmuş. Bizi bırakın, işinizi yapın! Enflasyon TÜİK’de yüzde 50’yi, ENAG’da yüzde 120’yi geçti, akaryakıt fiyatları 20 TL’ye dayandı. Ülke yangın yeri. Boş laflarla kaybedecek vakit yok. Derdimiz Geçim, Çözüm Seçim” dedi.

Erdoğan, partisinin Ankara Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısında, “Öyle yuvarlak masa etrafında yer beğenmeyenlere milletim gereken yeri gösterecektir” demişti.

İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satırbaşları:

Küçükçekmece'de yeşil alanların gittikçe daraldığını görüyorum, şehir bilincinden yoksun olan her boş gördüğü yeri yeşil dolar penceresinden bakanlar yüzünden İstanbul bu hale geldi

Çok zor günlerden geçiyoruz ülkenin her hanesinde toplumun her kesiminde bir yangın var, esnaf perişan, işçi perişan, kadınlarımız ümitsiz bir yanda bir yanda tencere nasıl kaynayacak diye düşünüyor. gençlerimiz işsiz

Halk bu haldeyken Cumhurbaşkanımız ve bizi yönetenler bizimle dalga geçer gibi posiyonlarınızı küçültün tasarrruf edin diyorlar. Kendileri hiçbir konuda tasarruf etmedikleri halde bize Türkiye'de birçok şeyin ucuz olduğunu söyleyebiliyorlar

Halk sıkıntılarını dile getirdikçe 'Bakın dünyada da kriz var, savaş var' diyorlar. Halbuki yaşadığımız ekonomik sıkıntıların nedeni Sayın Cumhurbaşkanı ve onun ortağı Bahçeli'dir. Eğer savaş varsa Rusya ve Ukrayna'da kriz olması gerekir halbuki orada kriz yok Türk lirasındaki değer kaybı dolar karşısında yüzde 90'ken Ukrayna'nın parası yüzde 30 değer kaybetmiş. Konuşmaya gelince 'yerlilik, millilik' halbuki bunlar ne yerli, ne milli, ne de vatanperver

Cumhurbaşkanı 'eski Türkiye, eski Türkiye' diye diye bugün ülkemizi 1970'li yılların Türkiye'sindeki ekonomik tabloya geri döndürdü.

Kur korumalı mevduat diye katmerli faizin işlediği bir sistemi devreye soktular, doları 7-8 liradan 18 liraya çıkarıp sonra 12 liraya düşürdük diye propaganda yaptılar şimdi parasını buraya yatıran küçük bir zümreye Mart ayından itibaren hepimiz kar payı ödeyeceğiz.

Isparta'da yine bakın elektrikler kesik, biraz önce burada da elektrikler gitti artık alışıyoruz 70'li yılların Türkiye'sine! Ama ümitsiz olmayın her karanlık gecenin bir sabahı vardır.

6 siyasi parti lideri olarak bir Halil İbrahim sofrası kurduk. O sofrada herkese yer var. Orada daha önce birbiriyle siyaseten mücadele etmiş insanlar bir araya geldi. Türk siyasetinde kurulan birliktelik devlet katına da yansıtılacak, kimse kimseye tepeden bakmayacak.

Şu anda Türkiye'de deprem var, mahallende yangın var! Biz nasıl komşularımıza yardım ediyorsak biz de halkımızın sorunlarını çözmek için bir aradayız. Onlar (Bahçeli-Erdoğan) perde arkasında işlerini yürütüyor biz ise açık bir şekilde ortaya çıktık.

Sayın Erdoğan başörtülü bacılarımızın başörtüsünü istismar etmeye kalkmayın, yolsuzluklarınızı örtmek için dini değerleri kullanmayı bırakın. Kimse 28 Şubat'ın 15 Temmuz'un tekrarıyla karşımıza çıkamaz.

15 Temmuz'un arkasında Birleşik Arap Emirlikleri var diyordun şimdi BAE ile kol kolasın, İsrail var diyordun İsrail Cumhurbaşkanı Türkiye'ye gelsin diye gayret gösteriyorsun.

Hani zillet ittifakı diyorlarlar ya esas zillet Trump'tan 'Aptal olma' mektubu alman, Putin'in kapısında dakikalarca bekletilmendir. İsrail Cumhurbaşkanını ağırlamak için yaptıklarındır.

Kaynak: Karar