GÜNCEL

Erdoğan, Riyad'da Konuştu: 'Batı'nın Şımarık Çocuğu İsrail Yönetimi, Yol Açtığı Tahribatı Tazmin Etmek Mecburiyetinde'

Erdoğan, "Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir. Birleşmiş Milletler'e göre Gazze ve Ramallah'ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73'ü kadın ve çocuklar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenen 8'inci Olağanüstü İslam Zirvesi'nde İsrail'in Gazze'deki zulmüne ilişkin konuştu. Yapılanın tarihte görülmemiş bir barbarlık olduğunu ve Batılı ülkelerin bu durum karşısındaki sessizliğine değinen Erdoğan "Batı'nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi, yol açtığı tahribatı tazmin etmek mecburiyetindedir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'ne katılmak için Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitti. İsrail'in Gazze'deki saldırılarının konu olduğu zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batılı ülkelerin katliam karşısındaki sessizliğine tepki gösterdi.

Erdoğan, "Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir. Birleşmiş Milletler'e göre Gazze ve Ramallah'ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73'ü kadın ve çocuklar. Bu cinnet halinin savunulabilir veya maruz gösterilebilir hiç bir tarafı yoktur" ifadelerini kaydetti.

Konuşmasına Gazze'deki insani durumun mevcut durumuna yönelik iyileştirmelerine dair değerlendirmelerini paylaşan Erdoğan "Batı'nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi yol açtığı zararı tanzim etmek durumundadır. Gazze'nin yeniden ayağa kaldırılması için bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

'EŞİ GÖRÜLMEMİŞ KATLİAM'

Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Toplantımızın İslam dünyası için hayırlı olmasını diliyorum.

7 Ekim'den bu yana yaşananları tarif edemiyoruz. Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız.

Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir. İsrailli güçlerin ve işgalci yerleşimcilerin saldırılarından Batı Şeria'daki kardeşlerimiz de olumsuz etkileniyor. Birleşmiş Milletler'e göre Gazze ve Ramallah'ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73'ü kadın ve çocuklar. Bu cinnet halinin savunulabilir veya maruz gösterilebilir hiç bir tarafı yoktur. İnsan hak ve hürriyetlerini dilinden düşürmeyen Batılı ülkelerin Filistin'de süregiden katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir. Gazze'de 12 bine yakın insan ölmüş, Gazze'nin neredeyse tamamı yıkılmış ama bu ülkeler İsrail'e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor, yapamıyor.

'BATI, İSRAİL YÖNETİMİNİN İHTİRASLARINA KURBAN OLDU'

Yaklaşık 20 bin kişinin öldüğü şarl epto olayında dünyanın devlet ve hükümet başkanları Paris'te yürüyüş yaparken 12 bini aşkın şu anda Gazze'de insanlar ölüyor ama onların hiç birinin kılı kıpırdamıyor. Bu sadece acizlik değil, aynı zamanda korkaklıktır, vicdansızlıktır. Zulüm karşısında susanlar da en az zalimler kadar akan kana ortaktır. Amerika ve Batılı ülkeler güya savunuculuğunu yaptıkları değerleri İsrail yönetiminin ihtiraslarına kurban etmişlerdir.

Acil olan kalıcı ateşkestir. Saldırılara 4 saat ara verme kararı alaycıdır. Yardımlar kesintisiz verilmelidir. BM, yardım tırlarının ulaştırılmadığı yerleri cehenneme benzetiyor. Refah Sınır Kapısı sürekli açık bırakılmalıdır.

NÜKLEER SİLAHLAR

İsrail'in reddettiği nükleer silahlar denetlenmeli, geçiştirilmemeli. BM İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından bunlar incelenmeli, sorumlular hakkında gereken başlatılmadı. İsrailli akanlar tarafından ikrar edilen nükleer silah meselesi araştırılmalı, Atom Enerjisi Ajansı'ndan kaçırılan nükleer bombalar ortaya çıkarılmalı.

Batı'nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi yol açtığı zararı tanzim etmek durumundadır.

Gazze'nin yeniden ayağa kaldırılması için bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz. Soruna kalıcı çözümün yolu ancak 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasıyla mümkündür. Filistinli kardeşlerimizin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalara da ihtiyaç görünüyor.

Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Barış şehri olarak bilinen Kudüs'ün ve tüm Filistin topraklarının eski günlerine kavuşması hepimizin dileğidir.

Kaynak: Karar