1920 yılında Rusya’da Leon Theremin icadı olan bu çalgı, manyetik ortam yaratılarak, fiziksel bir temas gerektirmeden, dokunulmadan çalınan bir alettir. İnsan sesine de yakındır. Fotoğrafta da görüldüğü üzere, uzaktan kumanda misali çalınan ve ses vermesi sağlanan bir enstrümandır. Bu girizgahı neden yaptım? Son 2 haftadır ülkenin üzerine çökmüş yeterince sıkıntı, dert, tasa, gölge düştüğü yetmezmiş gibi “DARBE” dilimize pelesenk edildi. Üzerimize üzerimize boca edilmeye devam ediyor. Önce Sn. Erdoğan’ın sosyal medya hesabından “Bizi bölemeyeceksiniz” başlığı altında ve sonrasında da neredeyse tüm partilileri tarafından en çok paylaşılan video ile ülkeye gündemin ilk maddesi edildi. Ardından Canan Kaftancıoğlu ve Özgür Özel’in kasıtlarının bu olmadığını söyledikleri halde, darbe çığırtkanlığı yaptığı şeklinde beyanlar birbiri sıra izledi. Sonrasında Süleyman Özışık öyle bir görüntülü tehdit savurdu ki, sanırsınız iç savaş başlamış ve herkes safını belli ediyormuş gibi bir haleyi ruhiye oluşturdu toplumda. Derken dün baklayı ağzından tamamen çıkaran görüntülere gark olduk ülkece. Sevda Noyan’ın akıl almaz beyanları ve Esma Elönü’nün tamamlayıcı sözleri önceden tasavvur edilmiş izlenimi uyandırsa da, boşu boşuna edilen kelamlar değildi bunlar. Siyasetteki hareketlilik iktidarın bir arayışta olduğunu gösteriyor. Önce seçim sisteminin 40+1 ile seçilmeye yeterli olmasını sağlamaya dair çalışma başlatıldığı ajanslara haber olarak düştü. Bugün de “Cumhur İttifakının çatırdağına dair” başka haberler dolaşıma sokuldu. İşin aslı pazartesiye kadar belli olur... Bu müzik aletini dinlerken kafamda beliren deli düşüncelerin bir kısmını sizlerle de paylaşmak istedim. Teremin’i izlerken yine aynı bölgelerde meşhur uğraşılarından Biyoenerjiyi de hatırladım. İnsan bedeninde dokunmadan enerji yönetimi ile yapılan tedavi yollarından biridir. Az buçuk konuyu anladığınızı düşünüyorum. Görüntüyü izlerken müzik aletinin çıkardığı sesten ziyade, dokunmadan o sesi çıkarmayı mümkün kılanlara odaklanın. Ve tuhaf mı tuhaf bu organizasyonun ayırdında olun. Ekonomik olarak çok zorda olduğumuzu, dövizin durmadan değer kazandığını, paramızın değer kaybettiğini de hesaba katarak, “Teremin” olanları değil, “Teremini Çalanlar”ı görmemiz gerekiyor. Farkında olalım. Farkında olmakla başlayacak belki de açılmasını istediğimiz yollar… 9.5.2020 Veysi Dündar'ın bilgisi dahilinde paylaşılmıştır.