GÜNCEL

Prof. Dr. Veysel Bozkurt: “Pasta Küçülünce Kavga Sertleşiyor”

Koronavirüs salgınına dair çeşitli analizler, yorumlar yapıldı ama kimse salgının sosyolojik boyutunu konuşmadı. Salgın öncesinde hepimizin bir hayatı vardı.

Hem bireysel hem de toplumsal anlamda birçok alışkanlıkta farklılıklar meydana getiren koronavirüs salgınının sosyolojik boyutunu Prof. Dr. Veysel Bozkurt ile konuştuk. Bozkurt, virüsün sosyolojik boyutunu Millî Gazete muhabiri Furkan Erten’e anlattı.

“SALGIN EN ÇOK GÜVEN DUYGUSUNU SARSTI”

Koronavirüs salgınının toplumda ne gibi etkileri oldu?

Belirsizlik insanın en çok korktuğu şeydir. Belirsizliğin zirve yaptığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu virüs, bizim yaşama ve çalışma biçimimizi değiştirdi. Salgın öncesinde hepimizin bir hayatı vardı. Bu hayatın içinde arkadaşlarımız, akrabalarımız,  gittiğimiz kahvehaneler, ibadethaneler, alışveriş merkezleri, tiyatrolar, kütüphaneler, sinemalar ve işyerleri vardı. Bunlarla aramıza mesafe girdi. İnsanlar sevdiklerine gönül rahatlığı ile sarılamaz ya da torunlarını koklayamaz hale geldi.

Sahilde, sokakta, çarşıda yürüyemez, seyahat edemez hale geldi. İnsanlar, özgürlüklerini kaybettiler. Artık endişe duymadan birbirimize yaklaşamıyoruz. Çok sevdiğimiz komşumuzdan gelen ikramları kabul ederken dahi tedirgin oluyoruz. Salgın, toplumun en çok güven duygusunu sarstı. Ölüm ya da mikrop kapma korkumuz arttı. Bazıları artan kaygıdan, bazıları özellikle gençler sürekli film izlemekten uyku düzenlerini kaybettiler. Kalabalık bir kitle, sadece paraya değil aynı zamanda psikolojik bir desteğe ihtiyaç duyuyor. Hepsinden önemlisi birçok insan işini kaybetti. Geçimini temin konusunda sıkıntı yaşıyor.

“AİLE BAĞLARI VE DİNİ BAĞLILIĞI GÜÇLENEN İNSANLAR VAR”

Sizce salgının topluma iyi bir etkisi oldu mu?

Elbette iyi etkileri de oldu. Mesela aile bağları, dini bağlılığı güçlenenler insanlar var. Daha önce soluk almadan koşturanların durup kendini, ailesini dinleme imkânı da arttı. Özellikle işleri online çalışmaya uygun olanların teknoloji kullanım becerileri inanılmaz ölçüde gelişti. Sosyal medya paylaşımlarına baktığımızda, evde ekmek pişirmek gibi yeni beceriler kazananların da sayılarının hayli kabarık olduğunu görüyoruz. Ama toplumun çoğunluğu artık kentlerde ve apartman dairelerinde yaşıyor. Birçok kişinin hareketi azaldı,  spor yapamaz hale geldi. Özellikle kentlerde yaşayanların hava almaya, denize, güneşe, doğaya, huzura, her zamanki hayat standartlarına ihtiyacı var.

“DÜNYA GENELİNDE DEĞİŞİM BEKLENTİSİ ARTMIŞTIR”

Sosyolojik değişimler bekliyor musunuz?

İnsanlar çaresizlik duygusu içine düştüklerinde, zihinleri onlara çölde serap gösterir. Bu sebeple dünya genelinde değişim beklentisi artmıştır.  Değişim beklentisinin kendisi dahi değişimi etkiler. Ancak bu karantinanın hâlâ ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Her durumda dünya ekonomisinde bir daralma bekleniyor. Bunun anlamı pandemi 6 ay sonra aşılsa bile ekonomik daralmanın getireceği gerilimleri yaşayacağız demektir. Pasta küçülünce kavga sertleşir.

“GÖÇMENLERE YÖNELİK ÖFKE BÜYÜYEBİLİR”

Ekonomi toplumu etkileyen en büyük etkenlerden biri… Siz ekonomik daralmandan dolayı toplumsal gerilimler beklediğinizi söylediniz. Bu gerilimler neler olur?

Ekonomik daralmanın etkisiyle birçok ülkede özellikle göçmenlere yönelik öfke büyüyebilir. Toplumun güvensizliğinden istifade ederek ülkeler arasında gerilimi artıranlar ve bu yolla içerideki ekonomik sorunları unutturmak isteyenler çıkabilir. Huzursuzluk büyürse birçok ülkede daha sert uygulamalar da devreye girebilir. Geleceğe yönelik öngörülerde temkinli olmakta fayda olduğu kanaatindeyim.

{ "vars": { "account": "PASTE_ANALYTICS_ACCOUNT_ID" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }