Filistinli yetkililer, Pazar günü İsrail'in gerçekleştirdiği hava saldırılarında Gazze'de 16'sı kadın, 10'u çocuk toplamda 42 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Yetkililer, bunun saldırıların başından beri bir günde kaydedilen en yüksek sayıdaki ölüm olduğunu söyledi. İsrailli yetkililer ise geçen Pazartesiden bu yana Filistin tarafından kendilerine atılan roketler neticesinde 2'si çocuk 10 kişinin öldüğünü ve hafta boyunca da 3 binden fazla roketin atıldığını açıkladı. Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail saldırıları sonucunda Gazze'de 55'i çocuk, 33'ü kadın toplam 188 kişi hayatını kaybetti. "ÇAĞRIMI DİNLEYİN" Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, gerilimin devam etmesinin bölgede "kontrol edilemez bir krize" yol açacağı konusunda uyarıda bulundu. Guterres Pazar günü yaptığı açıklamada, "son derece korkunç" olarak nitelendirdiği şiddetin derhal son bulmasına yönelik çağrı yaptı. Genel Sekreter Guterres, taraflar arasında ateşkesin sağlanması için görüşmelerinde sürdüğünü kaydetti. Aradaki düşmanlıkları son derece dehşet verici olarak nitelendiren Genel Sekreter, Filistinliler ve İsrailliler arasında bir arada yaşama ve barış umutlarının uzaklara itildiğini kaydetti. Guterres, çatışmaların bir an önce son bulması gerektiğini belirterek “Tüm tarafları çağrımı dinlemeye davet ediyorum” dedi. Amerika'nın Sesi'nden Can Kamiloğlu'nun aktardığına göre, BM Genel Sekreteri Guterres, bir tarafın diğer tarafa roket fırlattığını, diğer tarafında topçu atışları ve hava bombardımanı yaptığını savunarak, "Bu yüzden ölümle yıkım aynı anda yaşanıyor. Bu saldırlar derhal durmalı. Sivillerin, çocukların ölümü beni dehşete düşürüyor. İki tarafta da yaşanan can kayıplarından üzüntü duyuyorum. Bu savaş bölge içinde tehlike yaratıyor. Çatışmalar, İsraillileri ve Filistinlileri hem de tüm bölge için yıkıcı sonuçları olan bir şiddet sarmalına sürükleme riski taşıyor. Kontrol altına alınamayan bir güvenlik ve insani krizi yalnızca işgal altındaki Filistin Toprakları ve İsrail için değil, tüm bölge için potansiyel olarak yeni bir tehlikeli istikrarsızlık alanı yaratır” ifadelerini kullandı. İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM Genel Sekreter Guterres, yaşanan bu çatışmaları anlamsız bulduğu, bu durumun barış sürecini olumsuz etkilediğini belirterek, “İki tarafa da hiç anlam taşımayan bu terör ve dökülen kanı yaşanan bu anlamsız yıkımı bir an önce durdurmaya davet ediyorum. İki tarafta uluslararası insani hukuk ve insan haklarına saygı göstereli. İki tarafında güven içinde yaşayacağı, başkenti Kudüs olan iki devletli çözüm yolu konusunda görüşmelere yeniden başlanılmalı. Ancak bu anlamsız şiddet devam ederse bu amaca yaklaşamayız” dedi. "ABD SORUMLU" Öte yandan, BM Güvenlik Konseyi toplantısı öncesinde Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmemesinden ABD’yi sorumlu tuttu. Çin’in devlete bağlı haber ajansı Xinhua’nın bildirdiği habere göre, Çinli yetkili Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureşi ile yaptığı telefon görüşmesinde “Ne yazık ki Konsey şimdiye kadar bir anlaşmaya varamamış, ABD uluslararası adaletin diğer tarafında yer almıştır” dedi. SORUŞTURMA TALEBİ Associated Press haber ajansı Gazze’de kendi ofisinin de bulunduğu binanın hedef alındığı İsrail saldırısına ilişkin bağımsız soruşturma açılması çağrısında bulundu. İsrail Cumartesi günü Gazze’de Associated Press haber ajansı ve Katar merkezli Al Jazeera’nın da ofislerinin bulunduğu yüksek katlı bir binayı hedef almış, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu binada Hamas’ın da istihbarat ofislerinin bulunduğunu ve bu konuya ilişkin bilgileri ABD istihbaratıyla da paylaştıklarını kaydetmişti. CNN’de bir program yayınına katılan AP’nin genel yayın yönetmeni Sally Buzbee, İsrail hükümetinin şu ana kadar 12 katlı binaya yönelik saldırıyı haklı çıkarabilecek net bir kanıt ortaya koymadığını söyledi. İsrail ordusu hava saldırısı öncesinde binadaki AP ekibine ve binada ofisleri bulunan diğer kiracılara binayı boşaltmaları için 1 saat süre tanımıştı. AP haber ajansı da ekibin saldırı öncesinde binayı boşalttıkları anların görüntüsünü yayınladı. AP’nin genel yayın yönetmeni Buzbee, ajansın bu binada 15 yıldır ofisinin olduğunu; ancak bugüne kadar Hamas’ın binada olabileceğine ilişkin kendilerine bir bilginin verilmediğini söyledi. Buzbee, “Bu çatışmada biz taraf tutmuyoruz. İsrailliler’in ellerinde kanıt olduğunu söylediklerini duyduk. Ancak bu kanıtın ne olduğunu bilmiyoruz. Bu noktada yaşananlara bağımsız bir şekilde bakılması uygun olacaktır” dedi. Buzbee, AP ekibinin sarsıldığını ancak bölgeden haber aktarmaya devam ettiklerini söyledi, durumun bölgeden haber yapılmasına yönelik etkisinden endişe duyduğunu ifade etti. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise CBS televizyonuna Pazar günü yaptığı açıklamada, söz konusu binanın hedef alınmasını savundu. Netanyahu, binada “Filistinli terörist grubun istihbarat ofisinin de olduğunu, bu yöndeki bilgileri ABD istihbarat kurumlarına ilettiklerini ve bu sebeple binanın meşru bir hedef olduğunu" iddia ettti. "BÖYLESİNE BİR İNSAN KIYIMI..." Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırganlığını ve hava saldırılarını kınadı, hayatını kaybedenler için Filistin halkına taziyelerini iletti. Yaşanan son gelişmelerden Benyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümetini sorumlu tutan Sinirlioğlu, BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'na (UNRWA) bağlı Gazze'deki okulların İsrail tarafından hedef alınmasını kınarken, okullara yönelik saldırının 'savaş suçu' olduğunu söyledi. İsrail'in Filistinli sivillere yönelik ölümcül askeri saldırıları karşısında BM Güvenlik Konseyinin sessiz kalmasının "kabul edilemez" olduğunu vurgulayan Sinirlioğlu, "İsrail'in saldırılarının başlamasından bu yana Gazze'de 40'tan fazla çocuk öldü. Çocukların olduğu bir sınıf, başka bir yerde havaya uçurulsa Konseyin açık oturumda toplanması kaç gün alırdı? Televizyonda canlı yayımlanan böylesine bir insan kıyımı karşısında Konseyin şu anki eylemsizliğini ne haklı çıkabilir?" diye sordu. Sputnik'in aktardığına göre, konseyin İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını ve 'etnik temizlik' kampanyasını, iki hafta önce kınaması gerekirken sessiz kalmayı sürdürerek sadece Netanyahu yönetimini 2014'ten bu yana en büyük askeri operasyonu düzenlemeye teşvik ettiğine dikkati çeken Sinirlioğlu, BMGK'ya İsrail'in saldırılarına derhal son vermesi çağrısı yaptı. KINADILAR 57 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı Ortadoğu’daki gerilimin azaltılmasını görüşmek üzere bir araya geldi. Teşkilat toplantının ardından yapılan açıklamada “İsrail’in Filistin halkına yönelik zalim saldırganlığının” en güçlü şekilde kınandığı belirtildi. Suudi Arabistan devlet televizyonunda da yayınlanan yazılı açıklamada, sivillere yönelik saldırıların derhal durması gerektiği ve bu saldırıların uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler kararlarının ihlali olduğu belirtildi. İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan yapılan açıklamada BM Güvenlik Konseyi harekete geçmemekle suçlandı. Malezya, Endonezya ve Brunei ayrı bir açıklama yaparak olağanüstü BM Genel Kurulu toplantısı yapılması çağrısında bulundu. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın toplantısında Suudi Arabistan Doğu Kudüs'te Filistinliler'in evlerinden çıkarılmaları çabalarını kınadı. Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri ateşkes çağrısında bulundu. BAE ve Bahreyn geçtiğimiz yıl İsrail'le ilişkileri normalleştirmek amacıyla anlaşma imzalamıştı. TÜRKİYE VE İRAN'DAN ELEŞTİRİ Filistin Yönetimi Dışişleri Bakanı Riad Malki toplantıda yaptığı konuşmada, “Uzun süredir bir işgalle karşı karşıyayız. Sorunun temeli bu. Filistinliler’e karşı suç işleniyor ve bunların bir sonucu olmuyor” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da toplantının açılış bölümünde Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’deki gerilimden İsrail’in sorumlu olduğunu söyledi, isim vermeden bazı ülkeleri İsrail’i destekledikleri gerekçesiyle eleştirdi. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de İsrail’i "soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekle" suçladı. Zarif, “İsrail yalnızca direnişin dilinden anlıyor ve Filistin halkının sonuna kadar kendilerini savunma hakları vardır” dedi. İran Dışişleri Bakanı İsrail’le normalleşme anlaşmaları imzalayan ülkeleri eleştirerek İsrail’in bu anlaşmaları Müslüman dünyasını bölmek için tasarladığını savundu.