Yoğun tepkiler sonucunda MEB’in “Böyle bir programımız yok” dediği toplumsal cinsiyet projesinin devam ettiğini Millî Gazete belgeleriyle ortaya çıkaran gazete oldu. Milli Eğitim Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ETCEP (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi)görev süresini doldurdu. 2 yıl boyunca sistematik bir şekilde çocuk ve gençlere saldıran Batı projesi bu kez isim değiştirdi. Batı’da nötr cinsiyet olarak geçen cinsiyetsizlik, Türkiye’de çocuklara aşılanmaya devam ediyor. MEB, “Böyle bir programımız yok” dese de, Millî Gazete’nin ulaştığı belgelere göre okullara gönderilen genelgeyle cinsiyetsizlik teşvik edilmeye devam edecek görüntüsü vermeye devam ediyor. ÇIKIŞ NOKTASI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ Toplumsal cinsiyet eşitliği, nötr cinsiyet ve benzeri projelerin Türkiye’deki çıkış noktası İstanbul Sözleşmesi’yle oldu. Avrupa Konseyi’yle imzalanan sözleşme, Türkiye’de hassas noktalarda değişiklikler yaptırdı. Edep, namus, ırz, ahlâk, ayıp, edebe aykırı davranış gibi kavramlar TCK’dan çıkarıldı, hayâsızca hareketler maddesinin kapsamı daraltıldı. Sözleşmede aynı zamanda ailenin ev içindeki hallerine de müdahale edecek maddeler açıklanması dikkat çekti. KADINA ŞİDDET KILIFIYLA CİNSİYETSİZ NESİL YETİŞTİRMEK İSTİYORLAR Proje detaylarında, genelge maddelerinde kadına şiddet konusu da yoğun bir şekilde işleniyor. Amaç kadını korumak, şiddeti önlemek olarak lanse edilse de gerçek aşikâr bir biçimde ortada duruyor. Kadına şiddeti bir kılıf olarak kullanan Avrupa Birliği ve onun hamileri, değerlerimizin dibine dinamit koyuyor, seküler ve cinsiyetsiz bir nesil yetiştirmek için yoğun mesai harcıyor. KADEM’DEN AİLE BAKANI'NIN KATILIMIYLA TOPLUMSAL CİNSİYET ADALETİ KONGRESİ Hükümete yakınlığıyla bilinen Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), 5. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi’ni gerçekleştirdi. Birçok üniversitenin desteğiyle İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında, “Demografik Dönüşüm ve Kadın” başlığı altında yapılan kongreye eski KADEM yöneticisi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un da katılması dikkat çekti. Ülkemizin toplumsal ve aile yapısı, Batı zihniyetinin dayatması “cinsiyet” sözü üzerinden ifsat ediliyor. Özellikle kadınlarımıza “cinsiyet eşitliği”, “pozitif ayrımcılık” gibi süslü sözlerle fıtrata uygun olmayan elbise giydirilmek isteniyor. Biçilen bu elbiseyle kadınlarımız öz kimliğinden kopartılıyor ve geleneksel aile yapımıza büyük zararlar veriliyor.