Ceza hukukçusu İzzet Özgenç payaşımında şu ifadeleri kullandı: “Numan Bey, sizinle tanışıklığım İstanbul Üniversitesi’ndeki asistanlık sürecinde başlamıştır. Benim için, siyasetçi kimliğinizden ziyade İstanbul Üniversitesi’ndeki mesai arkadaşlığımız dönemimdeki samimiyetiniz ve akademisyen kimliğiniz önem taşımaktadır. Siyasete girmiş olmanız, gerçekleri görmezlikten gelmenizi ve topluma gerçeklerle ilgili olarak yanıltıcı bilgi vermenizi gerektirmez. Türkiye’nin bugün borca batık bir durumda olduğunu benden daha iyi bilmektesiniz. Türkiye’nin, altından kalkılamayacak miktarlara baliğ olmuş olan bir dış borcunu borçla döndürmeye çalıştığını size hatırlatmama gerek bulunmamaktadır. Borcu borçla ödemeye çalışmanın faiz yükünü katladığını size hatırlatmamın, benim bakımımdan bir hadsizlik oluşturduğunun bilincindeyim. Toplum kesimleri tarafından her geçen gün daha fazla hissedilen ve hissedilecek olan bu dış borç çıkmazının ağırlığının, Diyanet’le iç içe olan siyasetiniz sayesinde bugün ‘tolere’ edilmesi sizi yanıltmasın. Malum ‘28 Şubat’ sürecinde, aralarında eşinizin de bulunduğu, sadece başı örtülü olduğu için Anayasal düzen bakımından ‘tehlikeli’ addedilerek İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilenlerle ilgili YÖK Disiplin Kurulu kararlarının altında, ‘maslahat’ icabı olarak (!), ‘değerli’ hocanız Sabahattin Zaim ile Ramazan Evren’in imzalarının bulunduğunu hatırlatmak isterim. Türkiye’nin dış borç gerçeği karşısında yaptığınız açıklamaların da ‘maslahat’ icabı olduğunu düşünmekteyim. Selam, gördüğü gerçekler doğrultusunda davranışlarını yönlendirenler üzerine olsun!”