Bir ‘restorasyon skandalı’ daha... Bu kez 15 asırlık Ayasofya Camii’ne 45’er tonluk üç kamyon sokuldu. Zeminde ‘çökme’ tehlikesine dikkat çeken uzmanlar UNESCO’nun ağır tonajlı ekipman yasağını hatırlattı. Vakıflar ise “Her şey bilimsel. Tarihe zarar verilmiyor” savunması yaptı.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya-i Kebir Camii’ne yüksek tonajlı kamyonların sokulduğu görüntüsü Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Bin 500 yıllık geçmişe sahip olan dünya mirasını depreme karşı güvenli hale getirmek amacıyla 2023 yılında ikinci etap restorasyon çalışmaları başlatılmıştı. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, nisan ayında yaptığı açıklamada ibadete ara verilmeden çalışmaların yürütüleceğini söyleyerek “Kubbe depreme karşı daha dayanıklı hale getirilecek, yapının özgün hali titizlikle korunacak” ifadelerini kullanmıştı.
AŞIRI YÜK VE TİTREŞİME UNESCO YASAĞI
Restorasyon sırasında 45 tonluk 3 kamyonun cami içindeki görüntüsü tartışma yarattı. İmparator Kapısı girişine vinçle iskele kurulmasını eleştiren uzmanlar, kuyumcu titizliğiyle yapılması gereken çalışmaların ağır tonajlı iş makinalarıyla yapıldığını söyleyerek, UNESCO ilkeleri gereği tarihi yapılarda ağır tonajlı ekipman kullanımının yasak olduğunu hatırlattı. Ayasofya’nın altındaki 1 kilometrelik kanal ve geçitlere de dikkat çekilerek ‘çökme’ tehlikesi vurgulandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü ise sürecin tamamen kontrollü ve bilimsel doğrultuda yürütüldüğünü savundu.
VAKIFLAR: İŞ MAKİNASI KULLANMAK ZORUNLU
Vakıflar Genel Müdürlüğü restorasyonda iş makinalarının kullanımının zorunlu olduğunu söyleyerek Bilim Heyeti ve Koruma Kurulu kararıyla işlemin gerçekleştiğini belirtti. Özel bir platform yapılarak kamyonların sahip olduğu 45 ton ağırlığın zemine dağıtıldığını ve metrekareye 6 ton ağırlığın düşmesinin zemine zarar vermeyeceğini kaydetti.
AYASOFYA CAMİİ'NE KAMYONLA GİRDİLER
Dünya mirası bin 500 yıllık Ayasofya-i Kebir Camii restorasyon çalışmaları sırasında, yapıya kamyon ile girilmesi, kamuoyunu ayağa kaldırdı. Kültürel miras uzmanları, bunun uluslararası bilimsel koruma ilkelerine aykırı olduğunu vurgulayarak, yapının zemin yapısı ile narteks girişlerinin tarihsel açıdan son derece hassas olduğuna dikkat çekerken, Vakıflar Genel Müdürlüğü ise özel platform ile zeminin korunduğunu öne sürdü.
Karar'ın haberine göre, Türkiye’nin en önemli anıtsal yapılarından biri olan, dünya mirası Ayasofya-i Kebir Camii’nde restorasyon çalışmaları sürüyor. Ancak bin 500 yıllık yapının ana kubbe güçlendirme projesi kapsamında yürütülen çalışmalar sırasında, kamyon ve vinçlerin İmparator Kapısı’ndan içeri sokulduğuna dair görüntüler, infial yarattı. Sanat Tarihi Derneği (STD) Başkanı Şerif Yaşar’ın paylaşımı sonrası, video ve fotoğraflar sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Görüntülerdeki 15 tonluk kamyonlar ve vinç platformları, zemine yerleştirilen özel taşıyıcı plakalar üzerinde caminin ana girişinden içeri alınırken, pek çok kullanıcı bunu “tarihi dokunun riske atılması” olarak yorumladı. Sanat Tarihi Uzmanı Yelda Yalaman görüntülere “1 değil, 2 adet vinç taşıyan kamyon Ayasofya’nın içinde... Yorum yok” sözleriyle tepki gösterdi. Gazeteci Yusuf Yavuz ise “Türkiye’de restorasyonlar sözün bittiği yere geldi. 1500 yıllık Ayasofya’ya ilk kez dev vinç kamyonu sokuldu. Bakan Ersoy’un açıklaması var mı?” mesajını paylaştı. Yavuz ayrıca, İmparator Kapısı’ndan giriş anını gösteren görüntüleri de paylaşarak ciddi güvenlik ve koruma soruları gündeme getirdi. 21. YY Türkiye Enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi Başkanı Coşkun Faik Kavala da “Zemine platform kurulmuş olsa da tonlarca ağırlıktaki araçları Ayasofya’nın içinde görmek hepimizi endişelendirdi. Umarız diğer restorasyonlar gibi olmaz” ifadelerini kullandı.
‘ZEMİN VE NARTEKS EN KIRILGAN NOKTALAR’
Kültürel miras uzmanları ise Ayasofya’nın zemin yapısının ve narteks girişlerinin tarihsel açıdan son derece hassas olduğuna dikkat çekerek ağır tonajlı araçların, zemindeki taş döşemeleri ve alt katmanları olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunuyor. Ayasofya’nın 1985 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer aldığını hatırlatarak tüm müdahalelerin uluslararası koruma ilkeleri doğrultusunda yürütülmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunan uzmanlar, UNESCO ve ICOMOS ilkelerinin ağır makinelerin anıtsal yapıların içine alınmasını açıkça sakıncalı gördüğünü hatırlatıyor. Bu durumun evrensel koruma ilkelerine aykırı olduğunu belirten uzmanlar, daha maliyetli olsa da elle iskele kurarak çalışılması gerektiğini vurguluyor.
‘AĞIR ARAÇ SOKULMASI KORUMA İLKELERİNE AYKIRI’
Ayasofya’da yapılan her uygulamanın, uluslararası koruma standartları ile uyumlu olması gerektiğinin altını çizen Arkeolog Nezih Başgelen ise Ayasofya’nın, yapı tekniği, içindeki sanatsal değerler ve dünya mimarlık tarihindeki yeri bakımından “benzeri olmayan” bir eser olduğunun altını çizdi. Arkeolojik haberin aktardığına göre, Ayasofya’nın yaklaşık 7 bin metrekarelik ana mekânı, 107 sütun üzerine oturan taşıyıcı sistemi ve 55,60 metre yüksekliğe ulaşan kubbesiyle, insanlık tarihinin en çarpıcı mühendislik başarılarından birini temsil ettiğini vurgulayan Başgelen, bu yapının UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olmasının da bu nedenle tesadüf olmadığını söyledi. Özellikle İmparator Kapısı’ndan iç mekâna ağır araç sokulmasını “bilimsel koruma ilkelerine aykırı, risk oluşturan ve sembolik değeri örseleyen” bir müdahale olarak niteledi.
2020 yılında müzeden camiye çevrilen Ayasofya-i Kebir Camii’ndeki restorasyon süreci, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Nisan 2025’te duyurduğu kapsamlı projeyle hız kazanmıştı. Projeye göre, ana kubbe depreme karşı güçlendirileceği, yapının özgün halinin korunacağı, taşıyıcı sistemdeki çatlaklar onarılacağı ve çalışmalar sırasında ibadetin kesintiye uğramayacağı açıklanmıştı. Çalışmalar Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Ayasofya Bilim Kurulu denetiminde yürütülüyor.
‘PLATFORM BU VİNÇLERİ TAŞIYACAK DURUMDA’
Ayasofya-i Kebir Camii’ne kamyonla girilmesiyle ilgili gelen tepkilerin ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, “iş makineleriyle zarar verildiği” iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bilim heyeti tarafından çelik malzemelerin taşınması için iş makinesi kullanımının zorunlu olduğunun tespit edildiğini açıkladı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada da “Çalışmalar kapsamında olası tüm sabit ve hareketli yüklerin statik hesapları, zemin sınıfı testleri, zemin yükleme testleri ve georadar taramalarının yapıldı. Ayrıca zemin taşıma kapasitesi metrekare başına 25 ton olarak hesaplandı, koruma amacıyla metrekare başına 30 ton taşıyabilen bir sistem inşa edildi. Kullanılacak en büyük aracın 45 ton ağırlığında olduğu, ancak bu ağırlığın metrekareye düşen kısmının yalnızca 6 ton olduğu belirtildi” denildi. Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi ve akademisyen Ahmet Güleç ise “Şu anda üstünde bulunduğumuz platform bu vinçleri taşıyacak durumda” dedi. Güleç, iskelelerin kurulması için içeriye birtakım cihazların da girmesi gerektiğini belirterek, “Bunlar ağır iskeleler. Burada yapılsaydı eğer kaynak ve benzeri işlemlerden dolayı daha tehlikeli bir durum olacaktı” diye konuştu.