Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, hakkında ilaç ithalatında usulsüzlük yaptığı, silah kullandığı, zorla senet imzalattırdığı gibi iddialar bulunan eski AK Parti Milletvekili Şükrü Ayalan’ın İstanbul1. Aile Mahkemesi’ne başvurduğunu ve “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” kapsamında gazeteci Murat Ağırel'e karşı tedbir kararı aldırdığını yazdı. NASIL BU HALDE OLMAYAYIM? Pehlivan’ın bugünkü köşe yazısı şöyle: Açık söyleyeyim, duyunca inanamadım. Belgeyi gördüm, yine şaşkınlığım gitmedi. Okumaya başladım, “Pes artık” dedim. Nasıl bu halde olmayayım? Takip edenler bilir, gazetemizin yazarlarından Murat Ağırel bir süredir ilaç sektörüyle ilgili haberlere imza atıyor. Hem köşesinde hem de Halk TV’deki “Kayda Geçsin” programında fikri takip yapıyor. Haliyle, çok tartışılıyor. Murat’ın haberlerinde konu ettiği isimlerden biri de eski AKP Milletvekili Şükrü Ayalan. Ayalan’ın ismi SGK Yurtdışı Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Fatih Çırakoğlu’nun istifa mektubunda da geçiyor. Ayalan’ın ilaç ithalatında usulsüzlük yaptığı, silah kullandığı, zorla senet imzalattırdığı gibi birçok suçlama gündeme geliyor. Eski AKP milletvekili ise bu iddiaların doğru olmadığını savunuyor. Sonra da ilgili köşe yazılarına mahkeme kararıyla engelleme getiriyor. Türkiye’deki hukuk sistemi düşünülünce buraya kadar her şey maalesef “normal” görünüyor. Lakin bitmiyor. Bundan dört gün önce... Şükrü Ayalan İstanbul 1. Aile Mahkemesi’ne başvuruyor. Mahkeme aynı gün toplanıyor ve kararını veriyor. Hayır, adı üstünde “aile” ile ilgili konulara bakan mahkemenin, Ayalan’ın özel hayatına dair bir dosyaya baktığını düşünmeyin. Kararın en üstünde, “6284 Sayılı Kanuna Göre Koruma Kararı” yazıyor. Yani, “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” kapsamında bir karar veriliyor. Hayır, dedim ya Şükrü Bey’in özel hayatına dair bir karar değil bu! KADINLAR ÖLSÜN, GAZETECİ SUSSUN! Ne mi? Şu: Eski AKP Milletvekili Şükrü Ayalan, Murat Ağırel’in kendisi hakkında asılsız haberler yaptığını iddia ediyor. Mahkemeden de bu nedenle tedbir kararı istiyor. Mahkemenin kadın hâkimi de “Bu kanunun varoluş amacı aile ve kadına karşı şiddetle ilgili” demiyor, karar veriyor. Nihayetinde 2 sayfalık karar şöyle bitiyor: “Şükrü Ayalan vekilinin beyanına göre aleyhine tedbir talep edilen Murat Ağırel’in müvekkili hakkında asılsız iddia ve ithamlarını, gazeteci kimliğini kullanarak tekrarlama ihtimali yüksek olduğundan, bu itibarla 6284 Sayılı Kanunun 5/1-a-f maddesinde düzenlenen tedbirlerin talepte bulunan lehine uygulanmasının olaya, usule ve yasanın amacına uygun olacağına karar verilmiştir.” Ve özetle diyor ki mahkeme: 2 ay boyunca... - Gazeteci Murat Ağırel mağdur Şükrü Ayalan’a yönelik şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama ve küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunamaz. - Eski AKP Milletvekili Ayalan’ı iletişim araçlarıyla rahatsız edemez. - Eğer bu kurallara uymazsa, Murat Ağırel mahkeme kararıyla tutuklanır. Evet, yanlış okumadınız. Eski bir AKP milletvekili aile ve kadının korunması için çıkarılan bir kanunu kullanarak, bir gazetecinin kendisi hakkında yazmasını ya da konuşmasını yasaklattı. Uygulanmaması bu topraklarda her yıl yüzlerce kadının erkekler tarafından öldürülmesine neden olan bir kanun, gazeteciyi susturmak için kullanılıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidarın hukuk sistemi, kadınları koruyan son kanunu da eski vekillere kalkan yapıyor. Bazen söz bitiyor.