Saadet Partisi Genel Merkez Gençlik Kolları yeni dönem çalışmaları için 29 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında Yalova Armutlu’da 3 günlük eğitim kampına girdi. Yaz kampını ziyaret eden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Biz dünyada hakkı hakim kılmakla mesulüz. Bu da ancak cihatla mümkün” diyerek gençlere önemli konularda nasihatlarda bulundu. Saadet Partisi Genel Merkez Gençlik Kolları’nın yeni dönem için hazırlıkları için ‘O Gemi Bir Gün Gelecek’ sloganıyla Yalova Armutlu’da, düzenlediği yaz kampına yüzlerce genç katıldı. Türkiye’nin dört bir köşesinden bir araya gelen gençler sorunları konuştu, çözüm yollarını araştırdı ve Saadet gençliğinin yeni yol haritasını çıkardı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı ve Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Yazıcı, Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslam, Saadet Partisi GİK Üyesi Mustafa Balta, Doç. Dr. Mücahit Gültekin ve Ahmet Faruk Ünsal, kamp alanında gençleri ziyaret ederek eğitim verdi. “KİM OLDUĞUMUZU HATIRLAMAKTA FAYDA VAR” Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, kampta düzenlenen gprogramda gençlere hitap ederek, “Şevk ve heyecan olmadan, sorumluluk duygusu olmadan çalışmaları yürütmek hiçbir zaman mümkün olmaz. Kim olduğumuzu hatırlamakta fayda var. Kainatın içinde hayatımı devam ettiriyoruz. Bu içinde yaşadığımız dünya nasıl bir yer diye baktığımız zaman anlıyoruz ki biz diğer yaratılanlardan farklıyız. Bütün gördüğümüz ve görmediğimiz yaratılanların arasında insanoğlunun bir farkı var. O, Allah’ın bizlere bahşettiği akıldır. Eğer aklı doğru kullanabilirsek, içinde olduğumuz problemleri, üzerimize düşen problemleri çözme imkanı buluruz. Eğer biz bu aklı kullanmazsak insana verilen vasıf geçerli olmaz” ifadelerini kullandı. “ALLAH’LA OLAN İRTİBATIMIZI KESMEMEMİZ EMREDİLİYOR” İslam’ın emirlerini işaret eden Temel Karamollaoğlu, “Allah’la olan irtibatı kesmememiz emrediliyor. Namaz emrolunmuş, Allah’la olan irtibatımızı kesmemek için. Sonra da oruç emredilmiş. Senede 1 ay gönül rızasıyla aç kalıyoruz. Garibanın halinden anlamak ve nimetlere şükretmek için oruç tutuyoruz. Sonra zengin ve fakir arasındaki paylaşımı arttırmak için zekat emredilmiş. Hz. İbrahim’den bize kalan kurban ibadeti emredilmiş. Sonra da Hac ibadeti emredilmiş. Hac aynı zamanda bir meşakkattir. Bunların hepsi Allah’ın varlığını unutmamız ve onunla irtibatı kesmemek için emredilmiş” diye konuştu. “DEVLETİN DİNİ ADALETTİR” Karamollaoğlu, “Şu an içinde bulunduğumuz durumlara karşı ne yapacağımızı düşündüğümüz zaman karşımıza toplumsal huzur çıkar. Toplumda barışın, saygının ve huzurun olması gerek. Bunun için de bazı prensiplere uymamız gerekir. Bu prensiplerden biri adalettir. Adalet olmazsa barış olmaz. Herkes inanma hürriyetine, inandıği gibi düşünme hürriyetine ve istediği gibi yaşama hürriyetine sahiptir. Hz. Ömer’e, ‘Devletin dini nedir?’ diye sormuşlar, ‘Devletin dini adalettir’ diye cevap vermiş. İşte adalet bu kadar önemli. Ama şimdi dünyada ve ülkemizde adalet maalesef yok” diyerek adaletin önemini vurguladı. “HAKKI HAKİM KILMAKLA MESULÜZ” Karamollaoğlu, “İlk mesuliyet Allah’a karşı olan mesuliyet, ikincisi çevremize karşı mesuliyetimizdir. Biz dünyada hakkı hakim kılmakla mesulüz. Bu da ancak cihatla mümkün. Şimdi Batı dünyası, İslama ve Müslümanlara zarar vermek için cihat adı altında katliam yapan bazı oluşumları öne sürüyor. Ama İslam ve Müslümanlıkla bir alakası yok. Peki biz dünyada hakkı nasıl hakim kılacağız? Bir, ahlaki temeller toplumda yerleşmediği sürece hakkı hakim kılmayız. İki, manevi kalkınma kadar maddi kalkınmaya da önem vermeliyiz. Üçüncüsü ise bizim gibi düşünen toplumlar ve ülkelerle bir araya gelmeye çaba sarfetmeliyiz. Bu üç unsur hep aklımızda kalmalı” dedi. “ÜLKEMİZ AİLE ŞİRKETİ HALİNE GELDİ” Karamollaoğlu, “Ehliyet, liyakat olmadan işler doğru düzgün gitmez. Şu an ülkemizde bunun sorununu yaşıyoruz. Ülkemiz aile şirketi haline geldi. Hangi ülke ehliyete ve liyakata önem vermezse sonu hiç iyi olmuyor. Ehliyetli ve liyakatli insanları göreve getirmek için istişare yapılır. Ama istişare de akillerle yapılır. Hatta istişare yapılan kişiler, yanlış giden işleri görünce çıkıp uyarır. Ama şimdi ülkemizde kimse kimseyi eleştiremiyor ve eleştiren insan tenkit ediliyor. Sahabelerin içinde Halife Hz. Ömer’e hesap soranlar vardı. Şimdi kimse baştakilere hesap soramıyor” açıklamarında bulundu. Kaynak: Milli Gazete