Gazeteci Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit'teki yazısında "Hiper enflasyona hazır mısınız!?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. 2022 yılının 2021'den daha zor geçeceğini ifade eden Dilipaak "2022, 2021’den de zor geçeceğe benziyor. 2022’in ilk 3 ayı, ocak, şubat ve mart son derece önemli. Nisan’la bahar mı gelecek yoksa cehennemi bir ateş dalgası ile mi karşılaşacağız bunu bize zaman gösterecek" dedi. İşte Abdurrahman Dilipak'ın yazısı şu şekilde: "Hiçbir şey başından beri normal, kendi mantığı içinde ilerlemiyor. Enflasyon, hırsızlıktır. Para kaybolmaz, bu iş bir kumara benziyor, birileri kaybediyorsa, birileri, kazanıyor. Asıl kazanan ve bu dünya ölçeğinde kaybetmeyen tek kişi kumarhane sahibidir. Döviz yükselirken de düşerken de kazananlar aynı çevreler, kaybedenler ise ülke. Yüksek kur ya da alçak kur, yüksek tansiyon ve düşük tansiyon gibidir. En tehlikeli tansiyon dalgalı tansiyondur. Dalgalı kur da öyledir. Hele de bu dalgalanma manipülatörler eli ile yapılıyorsa, birileri dalgalandırdıkları piyasanın bulanık suyunda balık avlamak istiyor demektir. Neyse olayı tam olarak anlamak için zamana ihtiyaç var. Bir dakikada 3 kez artı-eksi hareket eden bir piyasayı tekneye benzetirsek, o olta balıkçısının teknesinde ayakta durmak bile zordur. Ama şunu söyleyeyim, ipin ucu FED ve LİBOR’da ise ve siz de bu sisteme bağlı iseniz, olacağı budur. İpin ucu DSÖ, İKLİM’ciler MUSK/TESLA ya da BİLL GATES ise de sonuçta değişen bir şey olmayacaktır. Neyse, sonuçta bir gün dolar batacak. O sanal paranın, bugünkü hali ile ne olacağı da belli değil, tabii o MetaVerse’nin de. Sanal alemde bir borsa, bir ekonomi alanı oluşuyor. Din, ahlak ve hukukun olmadığı Şeytani bir pazar.. O dünyanın parası da kendine özel, ürünleri de. Yeni nesillere farklı bir hayat tarzı sunuyor. Biz eski dünyanın normları içinde boğuluyor, çıkış yolu arıyoruz. Şeytan’ın işbirlikçileri yolu bulmuşlar, bütün kapıları kapatıp tek açık kapı bırakıyorlar. O yol da MetaVerse’ye, “Şeytanın yalancı cenneti”ne çıkıyor sanki! Digital dönüşüm, biyolojik insanın dönüştürülmesi için sanki her türlü hazırlığı tamamlamak için kolları sıvamış gözüküyor. Stratejik plana uygun mevzuat zaten dünden taslak olarak hazırlanmış, üniversitelerde akademik çalışmalar başlatılmış bile. Biz günlük, gündelik işlerle uğraşıyoruz. “Eski dünya”nın hesabının içinden çıkmaya çalışıyoruz ama olmuyor işte. Maske, Mesafe, HES Kodu, PCR, aşı derken kaç yıl geçti. Ve bugünlere geldik. Düşünün 1 dolar en fazla kaç lira olabilir!. Ya da dolar 1 TL’ye düşerse ne olur. Doların gerçek karşılığı kağıt, baskı ve dağıtım; yani işletme maliyetinden ibaret. Yoksa 25 kuruş bile etmez. Dolar çıksa da, düşse de başımızın belası. Kılavuzu FED/Dolar ve LIBOR olanın burnu pislikten çıkamazdı zaten! Bakın dolar hapşursa, tüm dünyada bütün paralar entübe olur! Çin- ABD rekabetinde Kaybeden Çin de olsa ABD de olsa, parada bir tsunami yaşanacak. Ve bu tsunami tüm dünyadaki ekonomileri vuracak. Dolar denen bu büyülü kağıt sadece ABD’ye hizmet eder. Twitter’ın kurucu ortağı ve CEO’su Jack Dorsey, ABD ve tüm dünyada hiper enflasyon olacağını söyledi ve ekledi “ABD’den başlayıp dünyaya yayılacak ve her şeyi değiştirecek” dedi. Ekonomi ve politika biliyorsunuz “U borusu” gibidir. Ekonomide kriz olacaksa bu aynı zamanda siyasette de kriz olacak demektir. ABD’de enflasyon beklentisi 15 yılın zirvesine yükselmiş durumda. Dorsey’e göre “Bu yakında ABD’de gerçekleşecek, sonrasında da tüm dünyada.” Dorsey’in bu açıklaması, geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Biliyorsunuz hiper enflasyon, enflasyonun yılda % 200 sınırını aştığı anlardaki haline deniyor. Bu durum paranın değerini en şiddetli biçimde kaybetmesi sonucu oluşan enflasyon biçimine deniyor. Dünya tarihinde bugüne kadar 58 hiper enflasyon dönemi yaşanmış. Bugün de dünyanın gidişatı iyi değil. Eğer ABD, Çin ve Rusya’yı dize getiremezse, ABD bölünür, çöker. Hatta bu gidişle bir iç savaş da mümkün. O zaman dolar çöp olur. Bu akıbeti yaşamamak için “benden sonrası tufan” anlayışı ile “bana yar olmayan dünyayı kimseye gülzar etmem” diye dünyayı sanal bir cennete çevirmekten vazgeçip, dünyayı gerçek bir cehenneme döndürmek isteyebilir. Eğer ABD’de bir hiper enflasyon yaşanacak olursa, bu ekonomik tsunami dolar üzerinden ve ABD ile birlikte hareket eden ülkelerde ekonomik bir tsunamiye, 8 şiddetinde bir depreme sebeb olabilir. ABD’de pişen bize de düşer. ABD’ye ne kadar bağlı / bağımlı iseniz o ölçüde hissedersiniz bu depremi, kafanızdan mı, kalbinizden mi, göbeğinden mi bağlı olduğunuza bağlı. Kimileri bu tehlikeyi gördüğü için Türkiye’de bir “Olağanüstü Hal” ilanından söz etti. Hatta daha beterini söyleyeyim, ABD eğer bir ekonomik krize girecek olursa bir yerlere saldırması gerek. 11 Eylül’den daha büyük bir şok yaşamaları gerekir ki, içerideki halk isyanını bastırabilsinler. Bir yerde bir savaş çıkarabilir. Bu savaşı da yüzüne gözüne bulaştıracak olursa, daha önce Domuzlar Körfezi çıkarmasında olduğu gibi, dünyanın dört bir yanındaki üslerindeki füzeleri kullanmaya kalkabilir ya da bu ülkeler karşı güçlerin önleyici vuruşları ile yerle bir edilebilir. ABD’nin ayakta kalabilmesi için Çin ve benzeri ülkelerin, kasalarında yüksek miktarda dolar bulunan ülkelerin ellerine vurup bu paraları almaları gerekiyor. Aynı şekilde Offshore’lerdeki paralara, kara para, kayıtdışı paralara el koyması gerekiyor. Onun için de bir krize ihtiyacı var. Hiper enflasyon içeride ve dışarıda böyle bir tehdidin gölgesinde kontrol edilebilir ya da tamamen kontrolden çıkıp, bir de savaşın yıkımı ile dünya cehenneme dönebilir. Yani demem o ki, bu konu içerideki faiz tartışmalarından çok daha derin bir konu. Doların yeşili, kan kırmızına döndüğünde dedeleri 1. Dünya savaşını, babaları 2. Dünya savaşını görenlerin torunları 3. Dünya savaşını görebilirler. 2022, 2021’den de zor geçeceğe benziyor. 2022’in ilk 3 ayı, ocak, şubat ve mart son derece önemli. Nisan’la bahar mı gelecek yoksa cehennemi bir ateş dalgası ile mi karşılaşacağız bunu bize zaman gösterecek. Şimdiden Amerika’da, Almanya’da etkisini göstermeye başladı. Almanya’daki enflasyon Fransa’yı da, İspanya’yı da, İtalya’yı da etkiler. Latin Amerika’da kriz giderek derinleşiyor. Özellikle, ABD ve Almanya’daki ekonomik krizin etkisi, etki alanında domino etkisi ile ve giderek artan bir şiddetle devam eder. Çünkü etki alanındaki ekonomilerin kırılganlığı, güçlü ekonomilerin kırılganlığından daha yüksektir. Zaten ABD çökerse, dolar sistemine bağlı bütün ekonomiler de çöker. Batıda kriz geç çıksa da, söndürmesi uzun zaman alabilir. Bu arada global çetenin, krizi kendi menfur emelleri için bir fırsata dönüştürme gayreti ile yangına körükle gitmesi de mümkün. Size bir garanti vereyim, kimse ecelinden önce ölmeyecek. Kimse rızgından az yemeyecek, Kaderimizden başka bir kader de yok. Ne yaptı isek onun karşılığını göreceğiz. Allah’ın muttaki kulları mahzun da olmayacaklar. Bize şer gibi gelen şeylerde Allah hayır da murat etmiş olabilir. Şundan korkalım, içimizdeki beyinsizlerin işledikleri karşısında eğer sessiz kaldın ise, onları yakacak ateş size de dokunabilir. Haksızlıklar karşısında susarsanız, Allah’tan değil de, kafirlerden yana gözükürseniz de, Allah onları başınıza musallat eder. Allah’ın yardımını değil de gazabını hak eden kişiler ve sözler, işlerle meşgul olanlardan uzaklaşmaz ve onları uzaklaştırmazsanız onlar Allah’ın rahmetini değil, gazabını üstlerine çekerler. Çevrenizi temiz tutun. Her türlü haramdan uzak durun. Abdest alırken yıkadığınız azaları sadece maddi kirlerden değil, Hades, görünmeyen kirlerden de temizleyin. Seccadenizin temiz olması yetmez, Necaset, pislik üzerine seccade serilmez. Elbisenizin temiz olması, temizlikçiden yeni almış olmanızla ilgili değil sadece, o elbiseyi neyle aldığınıza, o elbisenin cebindeki cüzdanınızdaki kimlik kartı ve paraların, cebinizdeki telefonun nasıl alındığı ve o telefonla kimlerle neler konuştuğunuzla da ilgili. Polis ya da birileri dinlemese de, Allah bizi görüyor, duyuyor, biliyor. Bu gaybe iman konusudur. O konuda temiz değilseniz, dualarınız, zikriniz ve namazınızın Allah’a ulaşması sözkonusu değil. Aranızda bir perde vardır. Aklımız ve kalbimizin temiz olması, dil ile ikrar ettiğimiz tevhidin kalb ile tasdiki ve bunun eyleme dönüşmesi bunun için gereklidir. Yoksa siz “iman ettik” demekle yakanızın bırakılıvereceğini mi zannediyordunuz? Neyse! Dert çok, DSÖ’nün, IMF’nin zehri, derman diye sunduğu iksirinde gizli. Hale bakınca sanki birileri kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor. Aslında şimdi tevbe etme zamanıdır."