İmamoğlu’na Kanal İstanbul afişlerinden dolayı açılan soruşturmaya değinen Karamollaoğlu, Erdoğan'a seslendi. SP lideri, "Birkaç sene önce İstanbul’a ihanet etmişiz ben dahil, dedi. Sonra aynı yapılanma devam etti. Aynı mantık İstanbul Kanalı için de bugün geçerli" ifadelerini kullandı. Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Hükümetin reform süreci başlatmadan önce özeleştiri yapması gerektiğini belirten Karamollaoğlu, reform çalışmalarının iyi analiz edilmesi gerektiğini savundu. Ekonomide ülkenin giderek çıkmaza girdiğini de belirten Karamollaoğlu, iktidara israfı önleyecek adımlar atması gerektiğini söyledi. “REFORM, ‘HADİ BAKALIM SIFIRDAN BAŞLIYORUZ' DİYEREK YAPACAĞINIZ BİR İŞ DEĞİL” Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın “Bugüne kadar tüm yaptıklarımıza ilave olarak yeni reformların hazırlığı içindeyiz” sözlerini anımsatan Karamollaoğlu, iktidarın reform hazırlığı öncesine özeleştiri yapması gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, “18 yıldır tek bir partinin yönettiği ülkede bir reform süreci başlatılacak ise önce ciddi bir özeleştiri yapılması gerekiyor. Reform sabah kalktığınızda, ‘hadi bakalım sıfırdan başlıyoruz' diyerek yapacağınız bir iş değildir. Bundan dolayı hükümeti daha doğrusu Sayın Cumhurbaşkanı önce ne yapacağını çok daha iyi bir şekilde ortaya koyabilmek için analiz yapmaya uzmanlarla beraber yaptığı farklılıkları görmeye sonra da hangi adımları atacağını ifade etmeye ihtiyaç var” diye konuştu. KANAL İSTANBUL Erdoğan'ın geçmişteki görevlerini hatırlatan Karamollaoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na Kanal İstanbul afişlerinden dolayı açılan soruşturmanın doğru olmadığını belirtti. Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı; *Ben ilk defa sayın Cumhurbaşkanının sanki belediye başkanlığı yapmamış, sanki İstanbul'a havadan hiç inmemiş gibi, ki Yeşilköy'e iniyor gittiği zaman İstanbul'daki çarpık yapılaşmayı bütünüyle görüyor. *Sonunda ne dedi birkaç sene önce İstanbul'a ihanet etmişiz ben dahil dedi. Sonra aynı yapılanma devam etti. Aynı mantık İstanbul Kanalı için de geçerli bugün. *İstanbul Kanalını birileri özellikle belediye tenkit ettiği zaman da, ‘Tepesine balyoz gibi yumruğu indireceğim' diyor. Mahkemeye veriyor niye? Karşı çıktığı için. Buna da bir bahane lazım neymiş belediyenin imkanlarını kullanmış. Geçmişte sen bunu kaç kere yaptın. “GERÇEKLERLE BAĞDAŞMIYOR” Türkiye'de adalet kavramının önemine vurgu yapan Karamollaoğlu, adaletin ekonomide de büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Güvende hissetmeyen yatırımcının ekonomiye katkı sağlayacak adımları atmayacağını ifade eden Karamollaoğlu, şunları söyledi; *Biz yıllardır sürekli olarak devletin temelinin adalet olduğuna vurgu yaptık. Adalet mülkün temelidir de bunu mümkün kılmak istediğiniz zaman nereden başlamanız gerekir? Kanunlardan, yönetmeliklerden değil önce zihniyetinizi bu konuda sağlam bir hale getireceksiniz. *Evet ben adaleti sağlayacağım bu ülkede. Adalet Bakanının söyledikleri gerçeklerle bağdaşmıyor. Siz önce kendi yaptıklarınız hesabını vermeye razı olacaksınız ki adalet gerçekleşsin. *Siz Anayasa herkesi bağlar diyeceksiniz. Meclis'i de bağlar yönetimi de bağlar. Ondan sonra Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bir kararı , ‘ben uygulamam diyen bir mahkeme hakimini terfi ettireceksiniz. Bu nasıl bir mantık? “BU KADAR SAÇMALIĞA KİM İTİBAR EDİYOR” Millet İttifakı'nın HDP’yi de dahil ederek yeni bir anayasa üzerinde çalıştığı iddiasının doğru olmadığını belirten Karamollaoğlu, şunları söyledi: *Anayasalar önemlidir ama anayasalar gizli yapılmaz. Efendim 4 parti bir araya gelmişte 2 sene önce bunun içinde HDP'de varmış oturmuşlar yeniden bir anayasa nasıl yapılır diye gizli gizli görüşmüşler. *Bu kadar saçmalığa kim itibar ediyor ben bunu anlamıyorum. 2 sene önce seçimlere giderken Millet İttifakı'nın temelini oluşturan esas ilkeler neydi? Onlar gizli değildi birkaç toplantıda ele alındı ve deklere edildi. Millet İttifakı'nın hangi temellere oturduğunu anlamak için. *Anayasa yapmak için değil. Seçime gidiliyor ne anayasası? Ben bu tip açıklamaları hakikaten ülkeye zarar veren dedikodulara sebep olan milleti farklı konulara sürüklemeye çalışan özellikle iç hesaplaşmayı hedef alan konular olduğu için ciddiye almıyorum. *Bizim bir anayasa çalışmamız yok ki. Ben şu anda anayasa çalışması yapmanın zemini olmadığını da açıkça ifade etmek istiyorum. Bizim hukuk sistemimiz darmadağın, zihniyetimiz düzgün değil. *Her tarafımız dökülüyor ülke olarak. Emin olun bu anayasanın içinde ülkenin tamamına yakın problemlerini çözmek mümkün iyi niyet, şeffaflık varsa. “HAZİNE TAM TAKIR” Üreten bir ekonomi olmadan Türkiye'nin ekonomisinin düzelmeyeceğinin altını çizen Karamollaoğlu, “Tarımdan, madencilikten Türkiye'nin diğer ihtiyaçlarını tamamen kendi ülkemizin içinde karşılayacak fazlamız varsa onu da ihraç ederek özellikle dış ticaret tablomuzu sağlam bir temele oturtamazsak meseleyi çözmemiz mümkün olmaz. İş geliyor kaynağa dayanıyor, para bulamıyorlar çünkü. Hazine tam takır sadece kendi paralarını değil başkalarının paralarını da bitirdi arkadaşlar. Sonra buna da önce 3 önemli adım atacağız. İlk olarak yolsuzluk durdurulacak. İkinci önemli adım ise, israf mutlaka kaldırılacak, önlenecek ve son olarak da rüşvete son verilecek” diye konuştu. “CUMHURBAŞKANI AYRI UÇAKTA, ORTAĞI AYRI BİR UÇAKTA” KKTC’nin 37. kuruluş yıl dönümü nedeniyle düzenlenecek törenlere katılmak üzere Erdoğan'ın Kıbrıs'a ziyaretini anımsatan Karamollaoğlu, şöyle konuştu: *Bu arkadaşların israf anlayışıyla milletin israf anlayışı arasında dağlar kadar fark var. Bakın Kıbrıs'a gidecek kaç tane uçakla gidiyor. Cumhurbaşkanı ayrı uçakta, ortağı ayrı bir uçakta, bakanlar ve korumalar ayrı uçakta bilmem kaç tane uçak kaç tane araba. *Sayın Cumhurbaşkanını korumak için oradakiler yetmediği için buradan emniyet görevlileri sevk ediliyor. Bir Kıbrıs ziyareti yapılmasa milyarlar kasamızda kalacak. O kadar endişeliysen gitme uzaktan kendilerine katıl tebrik et. *Fakat bu israf bizim bütün kaynaklarımızı tüketiyor. Bir Saray'ın günlük masrafı geçmiş kaynaklarda günlük 10 milyonun üstündeydi. Cumhurbaşkanının bir sürü adamı var 10 milyondan ne olacak diye düşündüğünüz zaman siz tasarruf edemezsiniz. *Bundan sonra 5-6 milyarı bulacak masraflar, çünkü rakamlar değişti, harcamalar başka bir noktaya geldi. Ne yapalım yani Sarayı kapatalım mı? Ne yaparsan yap bilmiyorum ama bu bir israf bunun önlenmesi için tedbire ihtiyaç var. “RAKAMLARININ GİZLENDİĞİ KANAATİ YAYGIN” Corona virüsünde vaka sayılarının hızla artması sonucunda getirilen kısıtlamaların mecburen atılması gereken adımlar olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, şunları söyledi; *Fakat siz bu kararlardan etkilenen esnafın ekonomik durumlarıyla ilgili tedbirleri de ortaya koyma mecburiyetindesiniz. Son zamanlarda rakamlarının gizlendiği kanaati yaygın. Rakamları söylemekten milletin morali bozulmaz, biraz daha tedbirli olunur. *Ama siz bunun kabahati sırtınıza yüklenir diye rakamları gizlerseniz, bu sefer de başka bir manzara ortaya çıkıyor, tamamen güvensizlik doğuyor. Güven telkin etmek istiyorsanız gerçekleri olduğu gibi ortaya koyacaksınız. “ADALET SARAYLARI YAPTIK DA NE OLDU?” *Hala biz ekonomiye bir katkı sağlamayacak ihaleler ile uğraşıyoruz. Adalet Sarayları yaptık da ne oldu, Türkiye Avrupa'nın en adil ülkesi mi oldu? Bütün devlet daireleri yenilendi dev gibi tesisler. Tamam da bunun bu ülkeye faydası ne? *İnşaat zamanında çalışan bir işçiden başkasına faydası yok. Siz seferberliğe önce yolsuzluğu önlemek, israfı yok etmek çabalarıyla başlayın ondan sonra mutlaka şartların hızla değiştiğini göreceksiniz.