Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Abdulkadir Karaduman,Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ( TBMM) düzenlediği basın toplantısıyla gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Karaduman, partisinin asgari ücretle ilgili görüşleri başta olmak üzere ve ekonomi ve güncel siyasi konularla ilgili açıklamalarda bulundu. ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMAMALIDIR Asgari ücrettin uzun yılardır açlık sınırının altında belirlendiğine dikkat çeken Karaduman, “Bugün asgari ücretle işçi çalıştıran bir işverene bir işçinin maliyeti 3 bin 458 TL’dir. İşçinin eline geçen rakam ise 2 bin 324 TL’dir. Aradaki 1.134 TL’lik fark ise vergi ve sosyal güvenlik kesintileridir. Bugünkü şartlarda işçiler geçimini sağlamakta zorlandığı gibi özellikle küçük işletmeler de işçi istihdam etmekte zorlanmaktadır. Asgari ücretliden alınan vergilerin düşürülmesi, işverenden kesilen sosyal güvenlik primlerinin azaltılmasıyla asgari ücrette gerekli artışı sağlamak mümkündür. Asgari Ücret karşılığında çalışan işçiler emeğinin karşılığını alamadığı gibi kendilerine sorulmadan maaşlarından vergi kesintisi yapılmaktadır. Çalışana insan onuruna yaraşmayacak düzeyde bir ücret belirlerken aynı zamanda aldıkları ücretten vergi kesintisi yapmak açık bir gasptır. Tekrar ifade ediyoruz; asgari ücretten vergi alınmamalıdır” ifadelerini kullandı. VATANDAŞA SADECE 24 TL KALIYOR Partisinin asgari ücretle ilgili hazırladığı tabloya dikkatleri çeken Karaduman, “Gördüğünüz tablo; iki çocuklu bir ailenin Ankara şartlarındaki asgari ihtiyaçlar tablosudur. Ailenizi asgari ücretle geçindirmeye çalışan biriyseniz kira, elektrik, su, yakıt gibi temel giderleri çıkarttığınızda günde sadece çay ve simitle hayatını idare ettiğinde 2 bin 324 TL’den geriye sadece 24 TL kalıyor. Günde 3 vakit vatandaşlar çay ve simit yerse 900 TL harcıyor. Devlet bu 24 TL’yi tepe tepe kullan diyor. Ayda 24 TL ile elbise mi alacaksınız, çocuğunuzun okul masrafını mı karşılayacaksınız, ayçiçeği mi alacaksınız, çay, şeker, salça mı alacaksınız? Devlet bunların bütününü 24 TL ile yapın diyor. Yola çıkarken çay ve simitle yola çıkanların, bugün vatandaşını çay ve simide mahkûm etmiştir. Bu tablo Türkiye’nin gerçek Survivor’ıdır. İktidardakiler vicdanlarını dinleyerek, bunun hesabını vatandaşlara vermelidir. Asgari ücret hesaplamaları yapılırken, sokağın gerçeğinden uzak yapılan hesaplar bu yoksulluluğu daha derinleştirecektir. Asgari ücretin 2 bin 324 TL olması en ciddi Survivor’dır” değerlendirmesinde bulundu. İŞÇİNİN FEDAKÂRLIK EDECEK GÜCÜ KALMADI Kovid-19 pandemisinden en çok etkilen kesimin dar gelirli vatandaşların olduğunu dile getiren Karaduman, işçilerin kısa çalışma ödeneği, esnek çalışma ve ücretsiz izinle açlığa itildiğini belirtti. Dar gelirli vatandaşların borçlanarak ayakta kaldığını aktaran Karaduman, “Hal böyleyken halen asgari ücretliden fedakârlık beklemek akla ziyan bir tutum ve davranıştır. Kriz zamanlarında tedbirler alınırken dezavantajlı gruplar korunur, desteklenir ancak iktidar salgın sürecinde vatandaşa Iban göndererek 18 yıllık yönetimin sonunda devleti yardıma muhtaç hale getirdiğini adeta itiraf etmiştir. Asgari ücretlinin ve diğer dar gelirli vatandaşların, işçilerin, esnafların fedakârlık yapacak takati kalmamıştır. Eğer birileri fedakârlık yapacaksa, asgari ücretliler değil salgın sürecinde bile vergi borçları silinmeye devam edilen holdingler fedakârlık yapmalıdır. Eğer bir yerden kısılacaksa asgari ücretlinin aldığı düşük ücretten değil, günlük harcaması 10 milyon TL’yi bulan saraydan kısılmalıdır” şeklinde konuştu. SAAT BAŞI FAİZE ÖDENEN MİKTAR 3 MİLYON DOLAR Bütçede faize ayrılan miktara dikkat çeken Karaduman, şunları kaydetti: “Türkiye’nin saat başı ödediği faiz miktarı 3 milyon dolardır. Yani saat başı 8 bin 800 adet asgari ücret toplamına denk gelen miktar faiz olarak ödenmektedir. Asgari ücretliye çok görülen artış, her yıl faiz giderlerine ayrılan milyarca liranın alıp götürdüğüdür. Üstelik yaklaşık 3 milyon kişi asgari ücretin altında bir ücret karşılığında çalışmaktadır. Belirlenecek asgari ücret dolaylı olarak milyonlarca çalışanı etkileyecektir. İnsanları açlıkla korkutarak düşük bir maaşa ikna etmeye çalışan iktidar, asgari ücreti açlık sınırı değil, yoksulluk sınırı üzerinden hesaplamalıdır. Adil paylaşımın olduğu, daha müreffeh bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edebiliriz.” Kaynak: Milli Gazete