10 Nisan 2020 günü İsrail Yediyot Ahronot gazetesi ve internet sitesi YNET, Bloomberg haberine dayanarak 3 uçak dolusu tıbbi malzemenin Türkiye'den İsrail'e doğru yol'a çıkacağını bildirdi. Ancak ayın 9’unda Yeni Akit haberi bu sevkiyatın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emri ile durdurulduğunu aktardı. Haber doğru idi ve malzemeleri almaya gelen uçaklar boş döndüler. Olayların sebebi ve spekülasyonu oldukça değişik uçlara çekildi ise de gerçek neydi galiba uzun süre öğrenilemeyecek. Spekülatif söylemleri şöyle sıralayabiliriz: 1- Sayın Erdoğan satışı gerçekleştirilen malzemenin bir kısmının hibe olarak gönderilmesini istemiş ancak Başbakan Netanyahu beni sırtımdan propaganda yaptırmam demiş ve yardım/hibe almayı reddetmiş. Bana pek makul gelmedi. Yahudilik kavramında bedava mala hayır denilmez. Olsun ama bunu da yazdılar. 2- Bir diğer spekülasyon Erdoğan'ın aynı sevkiyatta bir kısım tıbbi malzemenin yardım olarak Filistinlilere verilmek üzere gönderilmesini istemiş ve İsrail buna itiraz etmiş. Bu da beni sarmadı. Her kim ne isterse (Silah ve mühimmat hariç) Filistin Otonomi Yönetimine istediği miktarda mal malzeme gönderebilir ve bunu İsrail gümrüklerinden geçirmek sureti ile istediği bölgeye ulaştırabilir. Bu yasal bir düzenlemedir ve İsrail Devletinin de bunu engelleme hakkı da mevcut değil. Gümrük incelemesi ve varsa vergilerinin ödenmesi kaydı şartı ile... Tabii standartlara uygunluk da aranabilecek şartlar içindedir. Sonuç olarak her gün, bugün gidiyor İsrail uçak yollayacak onlar bekleniyor denerek, aradan 3 hafta geçti ve belki de eksik olan yasal düzenlemeler ve izinler alındı, uygun uçaklar temin edildi. 45 yıldır ithalat ile iştigal eden biri olarak bu malzemelerin neden uçak ile taşındığını bir türlü anlayamıyorum. Uçak hem çok pahalı hem de şekil 1'de görüldüğü üzere bu denli büyük kargoların taşınması ve uygun boş uçak bulunmaması açısından doğru değil. Mersin'den İsrail’e Hayfa Limanına örneğin, sefer süresi sadece 30 saattir. Ve uçak kargo ücretinin neredeyse onda biri bedelle taşınabilir. Nihayet bugün beklenen haber geldi ve söz konusu sevkiyatın ilk partisi TK6342 sefer sayılı THY'nin uçağı ile Tel-Aviv Ben Gurion Havaalanına 6000 kg 535 kap ve 50 metreküp hacimlik mal ile iniş yaptı. Verilen bilgilere göre ilk yüklenen 6000 adet sağlık personeli koruma tulumudur. Yükleyici firma ve alıcı firma bilgileri aşağıdaki konşimento veya İngilizcesi AİRWAYBİLL kopyasında görülüyor. Peki, gecikme neden oluştu ve bu spekülasyonlara neden sebebiyet verildi? Fazla spekülatif olmaya gerek kalmadan bunun basit bir devlet işleyişi ve alınması gereken izinlerin zamanında alınmamış olmasından kaynaklandığını söyleyebilirim. Yoksa Erdoğan engelledi veya Netanyahu yardımı kabul etmedi palavralarına dış siyasette pek yer olmadığı gibi çok uzun seneler müttefik olmuş iki ülke arasında da bu zor günlerde oyun oynanmaması gerektiğini iki ülkemin de yetkilileri gayet iyi bilirler. Geçmiş yıllarda özellikle İstanbul depremi esnasında İsrail, dönemin Genel Kurmay Başkanının bir telefonu ile kurtarma ekiplerini ve sahra hastanesini vakit kaybetmeksizin gönderirken de İsrail'in kuzeyinde orman yangınları olduğunda 3 tane yangın uçağı gönderilmesinde verilen tereddütsüz kararda Türkiye’nin tutumu bu tıbbi malzemelerin gönderilmesinde farklı değildir. 22 NİSAN İLE 30 NİSAN ARASINDA GEÇEN SÜRE Tıbbi malzeme ihracında ise Türkiye Cumhuriyeti devletinin almış olduğu bir ihraç yasağı kararı vardı ve ihraç özel izne tabii idi. Bu izinler maalesef bir şekilde ihracatçı veya üretici firmalar tarafından atlanmıştı. Veya ben öyle algılıyorum. Çünkü izinler sadece basında engelleme kararı yayınlandıktan sonra alınmıştı. İzin tarihi 22 Nisan 2020 olup bugüne kadar beklemesinin sebebi ise lojistik yetersizlik sebebidir. İbranice buna “iki iskemle arasına düşmek” deniyor. İsrailli alıcılar veya karışan yetkili -yetkisizler malların askeri uçaklar ile yüklenmesini talep ederken aradaki aracılar ise değişik alternatifler sunmuş olmalıdırlar ki 22 Nisan (izin tarihi ile) sevkiyat tarihi olan 30 Nisan arasındaki 8 gün heba olmuştur. Halen merak ediyorum ve soruyorum niye bu malı gemi ile gönderemediler. Buyurun alınan izin belgesi aşağıda sadece bir bölümü imza kısmını yayınlamıyorum ayıp olur diye. Anlaşılacağı üzere alınan izin: 100.000 adet N95 Maske 200.000 adet FFP2 Maske 250.000 adet Tulum 20.000 adet koruyucu önlük 200.000 adet cerrahi maske içindir. Sevinçle belirtmek isterim ki aldığım bilgiler ışığında bu iznin verilmesinde en büyük destek ve onay'ı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Sayın Dr Fahrettin Koca'nın olumlu tavırları ile temin edilebilmiş. Ve en ilginç olanı ise bu denli miktarlarda ihraç izninin hiç bir ülkeye verilmemiş olduğudur. Bana bu bilgileri veren kaynağa ise itimadım var. Yanlış ise ayıp etmiş olur o arkadaşım. Peki, bu izin alınana kadar neler oldu? Büyük bir diplomasi trafiği işledi. Alıcılardan biri olan Shaarei TSEDEK Hastanesi başhekimi… Profesör Ofek Merin'in ABD İsrail Büyükelçisi Sayın David Freidman'a göndermiş olduğu mektupta Türkiye'deki Meditek Sağlık firmasından sipariş ettiği 100.000 adet N95 maskenin yüklenmesi için yardım talep eden mektubunu aşağıda ekliyorum: 14 Nisan 2020 tarihli İsrail Ankara Büyükelçiliğinin Türkiye Dışişlerine yazdığı mektup ise şöyle: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının İsrail Büyükelçiliğinin talebine istinaden Sağlık Bakanlığına geçtiği mektup da şu: Bunlar yazılı evraklar. Ayrıca yapılan telefon görüşmeleri ile şahsi ziyaretlerin de tamamını detaylandırmamız mümkün değil. Bu tıbbi malzemelerin İsrail'e ihracında emeği geçen etkin olan ve nihayetinde onaylayan kişilere de iki ülkem adına teşekkür etmeyi borç bilirim. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Sayın Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'ya, Sağlık Bakanlığı USHAŞ Genel Müdürü Sayın Mehmet Ali Kılıçkaya'ya ve ekibine, Sağlik Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Dr. Selami Kılıç ile büyük emeği ve katkısı olan Sayın Leyla Blengabs hanımefendiye teşekkür ederim. Bu ilk sevkiyat idi devamının en kısa zamanda gerçekleşeceğini teyit ettiler. Umarım deniz yolu ile gönderilmesi de gündeme gelir. Kaynak :Odatv / Rafael Sadi