ÖRNEK İNSANLAR Peygamberi örnek vererek onun başta kul, sonra baba, yönetici, eğitimci gibi vasıflarından kendimize pay biçmemiz gerektiğini söylediğimizde “biz peygamber miyiz ki onun gibi yaşayalım” diyenler yeri geldiğinde sadece ibadetini örnek gösterip onun yaptığı şekilde ibadetler yapılması önerisinde nasıl bulunuyorlar şaşarım. O ki insanlığa her konuda örnek teşkil eden ve dünya yaratılmadan önce varlığı kalplere nakşedilen, o sevgililer sevgilisinin her yaptığı, her yaşadığı örnek alınabilen, onun yaşantısını hayatımıza aksettiremiyor, işimize gelmeyen yönlerini o bir peygamberdi diyerek hayatımızdan bertaraf etmeye çalışıyor isek dünyanın en büyük hatasını yapmış oluruz. Peygamberlerin dışında, o kadar çok bu dine hizmet etmiş şahsiyetler var ki. Onlarında nefisleri vardı, zamanlarına göre onlarda nice zorluklar çekmişlerdi. Bunlardan biri, Peygamber zamanında yaşamış, Peygamber hasreti içini yakmış ama yine de görmek nasip olmamış olan Veysel Karani Hazretleri. O kadar zor muydu sevgililer sevgilisinin yaşadığı yere, hatta kaldığı evine kadar gidip, sadece annesini razı edebilmek için, sadece annesinin rızası olmadığı için, evinden dışarda olan, o sevgililer sevgilisini görmeden yurduna dönen o şahıs neden böyle bir şey yaptı ki. Ben bu olayı ilk duyduğumda daha çok küçüktüm. O zaman kendi kendime “ben olsaydım gider Peygamberimi görürdüm. Allah bana bunun hesabını sormaz. Nihayetinde o bir Peygamber anneden daha üstün” diye düşünmüştüm. Ama büyüdükçe olayın sadece anne sözü dinlemek olmadığını bunun bir ahlaki vazife olduğunu anladım. Bunun gibi birçok yaşanmış hikâye var. Ama gerçek hikâye. Ben böyle diyorum kusura bakmayın bizim gibi sahte hikâyeler değil. Zenginlik veya mal varlığı Allah’ın bir lütfudur ama bunu nerden kazandığın ve nerede harcadığın önemlidir. “ Ben verdikçe Allah bana daha çok veriyor ben Allah ile yarışıyorum ama hiçbir şekilde Rabbimi geçemiyorum” diyen bir Allah dostu ile nerden geldiği belli olmayan ve o geleni sadece kendi nefsi için harcayan ve üstüne üstelik birilerinin sırtından geçinen insanlara da şaşarım. İki uç nokta. Son paragrafta bahsettiğim o iki farklı şahısların özellikleri aynı. Peygamberi hiç görmemişler. Onun zamanında yaşamamışlar. Sahabe görmemiş iki farklı kişilik. Şimdi kimse çıkıp ta İslam’ın ayakta kalması için saraylarda villalarda yaşayan yöneticileri bana korumasın lütfen. Mal varlığı ile dinine, insanlara hizmet eden kişilerden olabilmek, başkaları aç iken altın koltuklarda oturan yöneticilerden olmamak, olanlarında hidayete erip yaptıklarının farkına varabilmeleri duası ile. SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN SABRİYE TÜRKMEN KAYA