TTB Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz, şehir hastanelerinin problemleriyle ilgili Millî Gazete’ye önemli açıklamalarda bulundu… Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz, şehir hastanelerinin problemleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 2010’un başından beri sürecin takipçisi olduklarını belirten Yılmaz, “Bu süreçte üzerinde en çok durduğumuz konular, kamudan özele kaynak aktarımı, yüzde 70 doluluk garantisi verilmesi, 25 yıl kira ödenmesi oldu” dedi. Şehir hastanelerinin hastaları da, sağlık çalışanlarını da mutsuz ettiğini vurgulayan Yılmaz, sağlık alanında özelleştirmeci ve piyasacı anlayıştan uzaklaşıldığı zaman problemlerin de ortadan kalkacağını kaydetti. PARA KALIRSA SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ÖDEME YAPILACAK! Şehir hastanelerinin, devlet hastanesi gibi bir işletime sahip olmadığının altını çizen Yılmaz, Sağlık Bakanlığı’nın, bedelsiz olarak şirketlere tahsis edilen Hazine arazilerinin üzerine yapılan bu hastanelerde kiracı konumunda olduğunu ifade etti. Yılmaz, “Mülk sahibi olan şirketlere Sağlık Bakanlığı en az 25 yıl boyunca kira ve bina bakım parası ödeyecek. Şehir hastanelerinin kirası döner sermayeden ödeniyor. Döner sermayeden yapılacak ödemelerde öncelik bu kiranın karşılanması yani sağlık çalışanlarına eğer para kalırsa ödeme yapılacak. Birçok şehir hastanesinde döner sermaye ödemeleri ile ilgili sorun yaşanmasının ana sebeplerinden birisi de bu durum” dedi. HASTANE DEĞİL, OTEL Şehir hastanelerinin tasarlanırken otelcilik hizmetlerinin ön plana çıkarılarak hazırlandığını söyleyen Yılmaz, tasarım yanlışları nedeniyle asansörlerden veya yangın merdivenlerinden yoğun bakımların veya ameliyathanelerin içine ilgisi olmayan kişilerin girebildiğini belirterek, sterilizasyon ve hasta güvenliği ile ilgili sorunlar ortaya çıkabileceği ihtimallerinin altını çizdi. HASTANELER HEKİM EKSİKLİĞİ ÇEKİYOR Şehir hastanelerindeki iki sınıf sağlık çalışanından söz eden Yılmaz, birinci grubun, otelcilik hizmeti yapan mesleğe yeni başlayacakları için tecrübe edinmemiş ve ağır işlerde, zor şartlar altında çalışanlar olduğunu belirtti. İkinci grup sağlık çalışanlarının ise Sağlık Bakanlığı’na bağlı, hekimler ve hemşireler olduğunu, ciddi plansızlık nedeniyle çalışanların yeterli gelmediğini, bakanlığın atamaları ihtiyaca yönelik yapmadığını söyleyen Yılmaz, “Bazı bölümlerde hekim yok, bazı bölümler henüz açılmamış, bir hekimle yürütülen yan dal uzmanlık alanları var” ifadelerini kullandı. ASIL SUÇLU SİSTEMDİR Sağlıktaki şiddet olaylarını da değerlendiren Yılmaz, sağlık alanındaki eksiklikleri hisseden hasta ve hasta yakınlarının agresifleşip şiddete yöneldiğini belirterek, “Sistemden kaynaklı bir sürü eksiklikle karşılaşan vatandaş, tepkisini doktora gösteriyor, hâlbuki asıl suçlu sistemdir, tepkilerini sisteme göstermeleri gerekir” dedi. Kaynak: Milli Gazete