Merkez Bankası'nın faiz indirimleri karşısında dolar giderek yükselirken Türk Lirası (TL) değer kaybetmeye devam ediyor. Hükümet ekonomide "kurtuluş savaşı" ilan edildiğini açıkladı ancak topluma yansıyan fiyat artışı pek çok kişiyi huzursuz ediyor. Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci faiz politikalarını ve sonuçlarının en iyi halde neler olabileceğini aktaran bir yazı kaleme aldı. Türkiye'nin henüz yazılmamış bir deneyin içinde olduğunu belirten Kahveci öncelikle iki veriyi okurlarıyla paylaştı: "-BDDK verilerine göre Ekim 2021’de toplam TL kredileri : 2 trilyon 630 milyar TL -Bankacılık sektörünün TL kredilerinden aldığı faiz ise: 414,2 milyar TL" Bu noktalardan bankaların hiç çalışmasalar bile yılda 550 milyar lira faiz geliri elde edeceğini aktaran Kahveci, bütün kıyametin de buradan çıktığını ifade ederek şöyle devam etti: "Merkez Bankası faiz düşürdü ama bu faiz düşüşü piyasaya nerede ise hiç yansımadı. Hatta daha geçen hafta Devlet Hazinemiz yüzde 20,44’den borçlanabildi. Bu da bir başka not olsun... Tekrar edelim: Merkez Bankasının düşürdüğü faizden TC Devleti bile yararlanamıyor. Hatta tam tersine, tahvil faizleri yüzde 17’lerden yüzde 21’lere yükseldi." Merkez Bankası'nın faiz indiriminin piyasaya yansıması halinde bile faiz giderinin yıllık 550 milyar TL'den 440 milyar TL'ye düşeceğini aktaran Kahveci, faizin dört değil beş ya da altı puan düşmesi halinde bile yapılacak tasarrufun sadece 150 milyar TL olacağını vurguladı. Kahveci yazısını şu sözlerle noktaladı: "Yani kıyameti kopardığımız üretim, yatırım, istihdam ve ihracat kısmının FAİZ maliyetini sadece 75 milyar TL düşürmeyi hedefliyoruz. Toplam maliyeti bile 300 milyar lirayı (yüzde 19 faize göre) geçmiyor. Bu arada şu notu da düşelim: Bankalar (katılım bankaları dahil) yılın ilk 9 ayında 414,2 milyar lira kredilerden faiz almış ama mevduata da 267.2 milyar lira faiz ödemişler. Ülkemizin TL’de net faiz maliyeti 9 ayda 147 milyar lira. İşte bu paranın yarısı için ÜRETİM, YATIRIM, İSTİHDAM ve İHRACATIN önünde engel diyorlar... Evet, hikaye bu."