CAHİLİYE DEVRİ Hepimiz duymuşuzdur cahiliye devrini. İslamiyet’in Mekke’ye gelmeden önceki dönemine denilmektedir. Cahiliye kelimesi; Arapça cehile (bilmeme) kelimesinden geliyor. - Oysa o dönem zirvede olan şairler ve edipler vardı. -Peki o zaman bilmedikleri neydi? -O dönemde Mekke’de ne krallık ne monarşi ne de demokrasi vardı. Mekke; kabileler, aşiretler ve güçlü aileler tarafından yönetiliyordu. -Sosyal hayatı; ataerkil bir toplumdu. Evin reisi babaydı ve evin sorumluluğu babaya aitti. -Çok evlilikler, sıradandı. O kadar ki; bir adam 50 ye yakın kadınla evlenebiliyordu. İslamiyet geldiğinde bu dört eşle sınırlandı ve hatta tek eş tavsiye edildi. -O dönem erkek güç anlamına geliyordu ve bundan dolayı erkek çocuk değerliydi. Kız çocuğu ise sevilmez ve fazlalık görülür ve bazen diri diri gömülürdü. Bunun da bir geleneği vardı; Ya kız çocuğu 5-6 yaşına geldiğinde anne veya babası gezmeye diye götürür ya da doğar doğmaz kız çocuğuysa gömülürdü. -Bu insanlık dışı adet son derece yaygın olmasına rağmen karşı çıkanlar da vardı. -“O dönemin meşhur şairlerinden Ferazdak’ın dedesi Sa’sa’a, kendi malından fidye vererek, bu zavallı kız çocuklarını kurtarırdı.“(İslam öncesi Mekke dönemi ve Hz. Muhammed. Prof. Dr.ihsan Süreyya Sırma). -Kölelik yaygın ve yasaldı. En çok ezilen sınıftı hatta sınıf bile denemez insandan daha çok eşya gözüyle bakılıyordu. Köleler; alınıp satılır, miras bırakılır, fuhuşa zorlanırdı. -Ya şimdi ki dönem… -Kadın ne kadar değerli?.. -Çocuk ne kadar değerli?.. -İnsan ne kadar değerli?... -Üzülerek söylüyorum ki, cahiliye döneminden çok daha kötü şeyler duyuyoruz. -Gelinine tecavüz eden kayınpeder, üç aylık bebeğini çuval gibi döven baba, kendi öz çocuğunu yakan anne… -Hadi o dönem cahiliye devriydi, peki bu dönem?.. -Oysa bu dönem demokrasi var, adalet var, güvenlik güçleri var, mobese var… -Ve bu çağ bilginin en rahat erişildiği, kitabın en rahat basıldığı çağ. Bu çağda bu cehalette neyin nesi?.. -İşin garibi bu suçlular arasında her kesimden insan var. Demek ki kötülükler, bilgi cehaletinden değil de, ahlak ve erdem yanımızın eksik olmasından kaynaklanıyor. O yüzden çocuklarımızı büyütürken; vicdan sahibi, erdemli ve ahlaklı bireyler olarak büyütmeli… F. ÇOLAK