“EKONOMİDE SÜRÜNME HALİ DEVAM EDİYOR VE ÖLÜMLERİN TEMELİNDE BU DURUMUN YARATTIĞI YOKSULLUK YATIYOR” -“ÖLÜMLERİ ÖNLEMENİN YOLU AİLE SİGORTASI VE ÜRETİM EKONOMİSİNDEN GEÇİYOR” ANKARA – CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, toplumda son günlerde giderek yaygınlaşan intihar olaylarının temelinde ekonomik krizden doğan sorunların yattığını belirterek, “Bu ölümlerin temelinde yoksulluk ve işsizlik yatıyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz insanları ölümlere sürüklüyor” dedi. Erdoğdu TÜİK’in bugün açıkladığı işsizlik rakamlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, Ağustos döneminde işsizliğin geçen yılın aynı ayına göre 2,9 puanlık artış ile yüzde 14, işsiz sayısının ise geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bine yükseldiğinin açıklandığını bildirerek şunları ifade etti: “2019 yılının ağustos ayı işsizlik oranı, son 15 yılın en yüksek ağustos ayı işsizlik oranına ulaştı. Yaz mevsiminin sunduğu fırsatlara rağmen resmi işsizlik oranı yüzde 14 oldu. Sabit sermaye oluşumu küçülürken, aynı ay ihracat yüzde 17, yatırım malları ithalatı yüzde 37, ham madde ithalatı ise yüzde 15 oranında azaldı. Sanayi üretim endeksinin de bir önceki döneme göre 21 puan azalması, ekonomide ‘sürünme hali’ denilen slumpflasyonun devam ettiğini gösteriyor. Yani ekonomimiz kayınpeder damadına kıyamadığı için sürünüyor ve ölümlerin temelinde bu durumun yarattığı yoksulluk yatıyor. Geçim sıkıntısına daha fazla dayanamayan ve kendilerine bir çıkar yol bulamayan insanlar maalesef çareyi ölmekte arıyor.” ÇÖZÜM AİLE SİGORTASI VE ÜRETİM İşsiz olduğu ve iş bulsa hemen çalışabilecek durumda olduğu halde iş bulma umudu olmadığı için iş aramayan, bu nedenle de TÜİK’in işsiz kabul etmediği kesimlerin dahil edilmesi halinde işsiz sayısının 8 milyonu geçtiğine işaret eden Erdoğdu şöyle devam etti: “ABD merkezli yayın kuruluşu Bloomberg’ün enflasyon ve işsizlik oranlarını toplayarak oluşturduğu ‘Sefalet Endeksi’nde Türkiye, 62 ülke arasında 4. sırada yer alıyor. Enflasyon oranı yüzde 8 milyonu aşan Venezuela açık ara birinci olurken, onu sırayla Arjantin, Güney Afrika, Türkiye ve Yunanistan izliyor. Çünkü ülkede istihdam yetersiz, işsizlik artıyor, icra dosyaları milyonları aştı, esnaf siftahsız kepenk kapatıyor, kredi kartı borçları patladı. İktidar bunlara çözüm arayacağına, yapay sorunlar ve gündemlerle bunları gizleyerek yok saymaya çalışıyor. Artık yetkililerin ülkenin gerçekleriyle yüzleşmesi ve çözüm üretmesi gerekiyor. Yapılacak belli. Yoksul aileler için yıllardır söylediğimiz aile sigortası bir an evvel hayata geçirilmeli ve derhal üretim ekonomisine geçilmeli.” GENÇ İŞSİZLİĞİ TEHLİKELİ BOYUTLARDA TÜİK verileri incelendiğinde genç nüfusta tarım dışı işsizlik oranının yüzde 32,8 olduğunun, bunun şehirlerde yaşayan 15-24 yaş arasındaki 3 gençten 1’inin işsiz olduğunu gösterdiğine dikkat çeken Erdoğdu şöyle devam etti: “Söz konusu rakamlar aslında büyüme yaratması beklenen, şehirlerde konuşlanmış olan sanayi, hizmetler gibi sektörlerdeki istihdamın durumunu ve aslında bu sektörlerin ekonomik zayıflığını en açık şekilde anlatıyor. Ayrıca genç işsizliğin yüzde 30’u bulmasının sosyal hareketleri tetiklediği kabul edilir. O nedenle iktidarın bir an evvel bu konuya el atması ve gençlere umut verecek bazı girişimler yapması gerekiyor. Eğitim sisteminde uzun süre bekleyenler umut da biriktiriyor. Ama sonuç hüsran olunca ciddi bir tepki ve umutsuzluğa neden oluyor. Ülkenin bu bakımdan ciddi riskler barındırdığına dikkat çekmek isterim.” Kadın işsizliği oranlarına bakıldığında, AKP hükümetinin kadına bakışının ortaya çıktığını dile getiren Erdoğdu, “Kadını iş ile buluşturmamanın Türkiye için faturası oldukça ağır. Eğer Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı OECD ülkelerindeki kadar olsaydı, bugün milli gelir 250 milyar dolar daha fazla olup kişi başına gelir 8 bin 752 dolar değil, 4-5 bin dolar daha üzerinde olacaktı. Yani kadını iş ile buluşturamamanın kişi başı maliyeti oldukça yüksek. Çünkü kadın işgücünün çalışma hayatına dahil edilmesi, toplumsal kalkınmada önemli bir etken” diye konuştu. Erdoğdu, ‘makyajlanmış’ TÜİK rakamlarının bile, 2017 Nisan ayında yapılan sistem değişikliğinin Türkiye’deki yapısal problemleri çözeceğini, ekonomiyi güçlendireceğini iddia eden mevcut iktidar ve koalisyon ortağının, ülkeyi nasıl bir çıkmaza sürüklediğini de gözler önüne serdiğini sözlerine ekledi.